X

Kendinize duyduğunuz kızgınlığı anlamanıza ve kontrol etmenize yardımcı olacak öneriler

Zaman zaman çoğumuz geçmişte yaptığımız hatalar yüzünden veya bir şeyleri başaramadığımızda kendimize kızabiliyoruz. “Bunu nasıl yaptım, keşke yapmasaydım, çok pişmanım…” ve benzeri cümlelerle günlerce, belki de haftalarca kendimize kızmaya devam ediyoruz.

Başkalarına kızdığımızda kendimizi ifade etmeye çalışırken kelimelerimizi daha dikkatli seçmeye çalışırken, kendimize kızdığımızda oldukça acımasız yaklaşabiliyoruz. “Çok kötüsün, yeteneksizsin, hiçbir şeyi yapamıyorsun, bu hataya nasıl düştün…” gibi sert cümlelere kendimizle olan içsel diyaloglarımızda sıkça yer veriyoruz. Haliyle de kendimizi, kendimize düşman edebiliyoruz.

Başarılarımızı, elde ettiklerimizi, güzel deneyimlerimizi unutup kendimize kızgın bir şekilde yaşamımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Hataların, öğrenmeye yardımcı araçlar olduğunu değil, kendimizi cezalandırmamız gereken durumlar olduğunu düşünüyoruz. Oysa ki, her insanın hata yapabildiğinin ve kendimize kızmaya devam ettikçe yaşamımızı daha zor bir hale soktuğumuzun farkına varabilsek, hayatımız boyunca kendimizle daha barışık bir yaşam sürebiliriz. Kendinize kızmamak ve gereksiz yere yüklenmemek için öncelikle şunları aklınızda bulundurun:

  • Hatalarınızı, öğrenme sürecinizin bir parçası olarak değerlendirin.
  • Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın.
  • İnandığınız şeylerin peşinden gitmeye devam edin.
  • Dışarıdan gelen eleştirileri kendinizi geliştirmek için fırsat olarak görün.
  • Her şeyde iyi olmak zorunda olmadığınızı kabul edin.
  • Güçlü ve güçsüz yanlarınızı olumlu-olumsuz olarak değil, karakterinizin farklı özellikleri olarak değerlendirin.
  • Geçmişin, bugününüzü ve yarınınızı belirlemesine izin vermeyin.
  • Becerilerinize, yetkinliğine ve yapabileceklerinize güvenmekten vazgeçmeyin.

Tüm bu maddeleri denemiş olmanıza rağmen yine de kendinize kızgın olduğunuzu hissediyorsanız, kızgınlığınızı kontrol etmek ve kendinizle iyi geçinmek için aşağıda yer verdiğimiz önerileri deneyebilirsiniz. İşte kendinize duyduğunuz kızgınlığı anlamanıza ve kontrol etmenize yardımcı olacak öneriler:

Kızgınlığınızın nedenini araştırın.

Öfkenizi kabul edin. Bunun hissedilmesi gereken bir duygu olduğunu ve geçmesine izin vermeniz gerektiğini hatırlayın. Daha sonra kendinize neden kızgın olduğunuzu, hissettiğiniz kızgınlığın sebeplerini düşünün. Öfkenizin kaynağını araştırın. Geçmiş hatalarınız mı için mi kendinize kızgınsınız, başaramadığınız bir şey için mi, yoksa şu an içinde bulunduğunuz durumdan dolayı mı? Kızgınlık; pişmanlık, utanma, güvensizlik gibi farklı duygular sonucunda ortaya çıkabilir. Öfkenizi tetikleyen birincil duygunun ne olduğunu araştırın, tüm bu duygulara sahip çıktığınızda ve kabul ettiğinizde kızgınlığınızın nedenini bulmanın kolaylaştığını göreceksiniz.

Kendinize zaman tanıyın.

Her problemin çözümünü anında bulmak zorunda değilsiniz. Sabırlı olun ve kendinize sakinleşmek için yeteri kadar zaman tanıyın. Zihninizi temizlemek, öfkenizi dindirmek ve daha net görebilmek için kendinize olan kızgınlığınıza biraz mola verin. Kafanızı boşaltmak, daha farklı bir bakış açısı ile içinde bulunduğunuz durumu değerlendirmek ve daha iyi hissetmek için kızgınlığınızı zamanın akışına bırakın.

Bedeninizi ve zihninizi rahatlatın.

Kendinizle baş başa kalabildiğiniz zamanlarda bedeninizi ve zihninizi rahatlatmak için farklı tekniklere başvurun. Meditasyon, yoga pratikleri veya nefes egzersizlerini deneyin. Psychology Today’de yayınlanmış bir araştırmaya göre, 20 dakikalık bir meditasyon, öfkenin sebep olduğu kan basıncının artması, kalp atışının ve solunumun hızlanması gibi semptomları gidermeye yardımcı oluyor. Bu sayede hissettiğiniz kızgınlık ve öfke hissinin bedeniniz ve zihniniz üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler de azalmaya başlıyor. Üstelik daha önce meditasyon geçmişinizin olup olmaması önemli değil. İlk defa bile deniyor olsanız olumlu etkilerini görebilirsiniz.

Five-S metodunu deneyin.

Psikolojide 5 aşamalı bir model olan ve öfkenizi kontrol altına almanızı amaçlayan 5 S Metodu’nu deneyin. Bu metodun aşamaları şu şekildedir: Stop (dur), shift (geçiş yap), set a goal (hedef koy), strategize (strateji belirle) ve start (başla). Hem başkalarına hem de kendinize karşı kızgınlık hissettiğinizde uygulayabileceğiniz bu metot, ilk olarak durmanız ve bir süre düşünmeyi bırakmanız gerektiğini, odağınızı geçmişten şimdiki ana çevirmenizi söylüyor. Sonraki adımda ise bir hedef belirleyerek o hedefe ulaşmak için farklı yolları bulmanıza ve zaman kaybetmeden hedefinize ulaşmak için aksiyon almanıza odaklanıyor. Bu metodu uyguladıktan sonra öfkenizi kontrol altına alabildiğinizi ve yapıcı bir şekilde ilerlemeye başladığınızı fark edebilirsiniz.

Hareket edin.

Matthew McKay, The Anger Control Workbook kitabında kızgınlık hissiyle baş etmek için hareketin önemli olduğuna dikkat çekiyor. Açık havada yürüyüşe çıkmak, evde egzersiz yapmak, müzik eşliğinde dans etmek ya da bedeninizi hareket ettirmek için keyif aldığınız ne varsa deneyimlemek kendinizi daha iyi hissetmeniz için yardımcı olabilir. Kendinizi daha iyi hissetmeye başladığınızda öfkenizin ve kızgınlığınızın da zamanla azalmaya başladığını göreceksiniz.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayabilirsiniz.

Kendinizi başka biri olarak hayal edin.

Başkalarına gösterdiğiniz anlayışı, saygıyı, sevgiyi, şefkati kendinize de göstermek için kim olduğunuzu unutun ve kendinizi çok sevdiğiniz bir arkadaşınız olarak hayal edin. Kendinize kızgın olduğunuzda içinizden kurduğunuz acımasız cümleleri o çok sevdiğiniz arkadaşınıza söyler miydiniz? Kendinizi eleştirirken kullandığınız sert dili arkadaşınıza karşı da kullanır mıydınız? Eğer cevabınız hayırsa, nasıl ki arkadaşınızı kırmamak, üzmemek için daha yapıcı bir dil kullanıyorsanız, kendiniz için de aynı dili kullanmaya gayret edin. Yaralayıcı cümleler, acımasız eleştiriler yerine kendinizle şefkatli bir iletişim kurun.

Sevdiklerinizden destek alın.

Kendinize olan öfkenizi dindirmeniz ve kendinizle kurduğunuz ilişkiyi düzeltebilmeniz için arabuluculuk yapmak üzere sevdiğiniz, güvendiğiniz birinden yardım isteyin. Böylece, tarafsız bir bakış açısından destek alarak kendinize olan kızgınlığınızı daha anlayışlı bir tutumla değiştirebilirsiniz.

İnsan olduğunuzu hatırlayın.

Hata yapmak bir kusur, bir eksiklik, bir yetersizlik değil; insan olmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Zaman zaman her insan hata yapar, başarısızlıklar yaşar, istediklerini elde edemez, beklentileri karşılayamaz. Tüm bunlar, insan olmanın doğasında vardır. Kendinize fazla yüklendiğinizde veya kızgın olduğunuzda insan olduğunuzu ve herkesin benzer yollardan geçtiğini hatırlayın. Geçmişte yaptığınız veya gelecekte yapacağınız tüm hataların büyümenize yardımcı araçlar olduğunu aklınızın bir köşesinde tutun. Kendinize kızdığınızda durun, derin bir nefes alın ve “Bir insan olarak hata yapabilirim, bunun için kendime kızgın olmamalıyım.” deyin. Gerekirse birkaç kez tekrarlayın.

Profesyonel destek alın.

Yardım istemenin bir güçsüzlük belirtisi olduğunu düşünüyorsanız, bu fikirden hızlıca uzaklaşın. Kendinize acımasız davranarak, geçmişin hatalarını sürekli kendinize hatırlatarak ve bu yüzden kendinize hep kızarak mutlu bir yaşam sürdürebilmeniz çok zor. Unutmayın, “İnsan, kendinin en iyi dostudur.” ve ömür boyu sürecek bir dostluğun sağlıklı olması gerekir. Kendinizi affedemiyorsanız, geçmişi geçmişte bırakamıyorsanız, bir türlü kendinize olan kızgınlığınız geçmiyorsa, öfkenizi kontrol edemiyorsanız vakit kaybetmeden psikoloji alanında uzman birinden yardım isteyebilirsiniz.

Kendinizi affedin.

Geçmiş hatalarınıza odaklandığınızda ilerlemek imkansız bir hal alır. Geçmişteki hatalarınız, pişmanlıklarınız siz onları düşündükçe sizi geriye çeker. Geçmişte yapmış olduğunuz hatalardan dolayı kendinize kızgınsanız bunun size hiçbir fayda sağlamayacağını bilmelisiniz. Kendiniz için yapmanız gereken en iyi şey, hatalarınızı kabul edip onlardan ders çıkarmak ve geleceğinize odaklanmaktır. O yüzden hatalarınızı bağışlayın, kendinizi affedin ve yolunuza devam edin. Geçmişin sizi kızdırmasına izin vermeyin. Ne olduysa oldu ve geçmişte kaldı. Bugünün geçmiş üzerinde hiçbir etkisi olamayacağını ve kendinize kızgın olmanızın bir şeyi değiştiremeyeceğini kabul edin.

İlginizi çekebilir: Öz şefkat: Benliği yargılamadan ve cezalandırmadan, şefkatle kucaklayabilmenin gücü

Kaynak: psychologytoday, lifehack, inc

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale