Kendinizden utanmayı bırakın: Gerçek “siz”i özgürleştirme zamanı
Kendinizle ilgili bir utanç duyuyor ve benliğinizle ilgili saklamanız gereken bir sır varmış gibi mi hissediyorsunuz? Utanç multidisipliner, birçok araştırmacının farklı boyutlarıyla incelediği bir kavramdır. Utanç dozunda olduğu zaman öğretici bir duygudur. Utanç, gurur, suçluluk, mahcubiyet gibi duygular kişilerarası ilişkiler sırasında deneyimlenen, düşünce ve davranışları düzenleyen, sosyal olarak istenilmeyen davranışları engelleyen ve bireyleri ahlaka uygun davranışlarda bulunmaya teşvik eden duygulardır (Tangney ve Salovey, 2000).
Çocukken bir hata yapıp utandığımızda, utanç o hatadan dersler çıkarıp bizi daha doğru davranmaya yönelten bir duygu olabilir. Ama ya çocukluğumuzda kendi benliğimizden utanmayı öğrenmişsek? Kendi benliğimizde bir hata varmış gibi hissettirilmişsek?
Örneğin çocukken sizi, sırf siz olduğunuz için sevmeyen beden eğitimi öğretmeninizin tüm sınıfın ortasında sizi aşağılaması, sizi beceriksizlikle suçlaması çocuk kalbinizde utancın tohumlarını atar. Eğer öğretmeninizin davranışlarına benzer davranışlara evinizde de maruz kalmışsanız, siz kendisiyle ilgili bir kusur olduğuna inandırılan bir çocuk olarak büyürsünüz. Yetişkinliğe ulaştığınızda da kendinizde hep bir kusur, hata, defo olduğunu düşünen bir bireye dönüşürsünüz. Yaşam enerjinizin büyük bir bölümünü kendi gerçek benliğinizi bastırmaya çalışmak için harcadığınız için kendinizi bitkin, yorgun hissedersiniz.
Eğer biz çocukken anne ve/veya babamız tarafından ortada hiçbir neden yokken suçlu hissettirilmişsek, büyüdüğümüzde sırf varolduğumuzdan dolayı bir suçluluk ve utanç hissedebiliriz. Bu gibi suçlu hissetme durumunda kendimizi sanki biz bu dünyaya fazlalıkmışız gibi görürüz. Çocuk büyüdükçe içselleştirdiği anne, babanın rolü, öğretmenler ve diğer yetkililer tarafından da sürdürülür. Onların emirleri ve yasakları üstbenlikte güçlü olarak kalır ve vicdan kalıbı içinde ahlâki sansür uygulamayı sürdürür (Freud 2002).
Hata, sizde değil, sizi buna inandıranlarda
Bilmeniz gereken gerçek benliğinizde hiçbir hata olmadığı. Hata sizde bir yanlış olduğuna sizi inandıranlarda. Kendinizden, kendi gerçeğinizden utanmanızı sağlayan her kimse, artık onun gerçek olmayan düşüncelerini çöpe atma zamanı geldi. İster dans edin, ister resim yapın, isterseniz de bir psikologtan yardım alın. Ama mutlaka bir şekilde öz benliğinizle iletişime girip onu ifade etmenin yollarını arayın.
Çok uzun süredir zihninizin tavan arasında herkesten gizli bir şekilde varlığını sürdürmeye çalışan gerçek sizi artık dışarı çıkarın. Eğer kendi gerçek kişiliğinizi yaşadığınızda insanların sizi sevmeyeceklerinden korkuyorsanız bu korkunuzun farkına varın ve onu geride bırakın.
Unutmayın; insanlar bizi sevmeyecek diye düşünüp kendi gerçek benliğimizi saklamamızın bedeli ağırdır. O bedel kendimize, kendi gerçeğimize yabancı olarak yaşamaktır. Size kendi özünüzle barışıp, onunla arkadaş olacağınız günler diliyorum.
Sorularınız için bana [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz. İyimser olmakla ilgili psikoloji egzersizlerini ise Instagram hesabımdan paylaşıyorum.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Freud, S. (2002). Freud, S. Metapsikoloji, çev. Emre Kapkın-Ayşen Tekşen Kapkın, Payel Yayını, İstanbul.
TANGNEY, June Price (1995). “Shame and Guilt in Interpersonal Relationships. İçinde J. P. Tangney, & K. W. Fischer”, Self-Conscious Emotions: The Psychology of Shame, Guilt, Embarrasment, and Pride, ed. June Price Tangney & Kurt W. Fischer, New York: Guilford Press.
İlginizi çekebilir: Maskelerinizin sizi ele geçirmesine izin vermeyin