“Kimi insanlar 18’inde yaşlı, kimileri ise 90 yaşında genç hissedebilir. Yani zaman, insanoğlunun yarattığı sanal bir kavramdan başka bir şey değildir”
Yoko Ono
Kendilerini tam olarak ifade edemediklerini düşünürler
Kendilerini ruhen yaşlanmış hisseden “yaşlı ruhlar”ın en büyük problemlerinden biri de, çevreleri tarafından anlaşılamamaktır. Çünkü bu tip insanlar, etraflarındakiler tarafından genelde “tuhaf” bulunurlar. Özellikle tüketim toplumumun altın çağını yaşadığı günümüzde, aklını materyalizm ile bozmuş çoğunluk “yaşlı ruhlar”ın manevi beklentilerini anlamakta güçlük çekerler.
Anlayışlı ve affedici olmaları sürekli eleştirilir
“Yaşlı ruhlar” hayata egolarından arınmış bir gözle bakabildikleri için, onlar için birini affetmek ya da anlayışla karşılamak gayet olağandır. Ancak ilişkilerini de “tüketmek” teması üzerine kuran nesil, yaşlı ruhların bu tutumunu eleştirip onlara “enayi” damgası vurmaktan vazgeçmez.
İlginizi çekebilir: Kendinizi daha çok sevmek için hayat yolculuğunuzda yüklerinizden kurtulmalısınız!
Hayatı algılayış biçimlerini kendilerine saklamak durumunda kalırlar
Zaman geçtikçe kendileri ile ilgili farkındalık düzeyleri ve hayattaki “büyük resmi” görme yetileri artan yaşlı ruhlar, bu yüzden hayata daha farklı ve kucaklayıcı bir gözle bakarlar. Ve ne yazık ki bu tavır pek çokları tarafından genelde “nedensiz iyimserlik” olarak yorumlanır.
Sadece mantıkla verilen kararları onaylamazlar
“Yaşlı ruhlar” genelde iç seslerinin, evrenin ve içgüdülerinin onlara ilettiği mesajlara kulak kabartırlar ve hiçbir şeyin tesadüf eseri gerçekleşmediğini düşünürler. Özellikle mantık ile yatıp mantık ile kalkan insanlar “İçimden öyle geldi” “İçimden bir ses yapma diyor” gibi cümlelerini anlamakta çok zorlanırlar.
“Kronik yalnız” olarak görülürler
Yaşlı ruhlar, mümkün olduğunca uzun soluklu ve anlam yüklü ilişkiler yaşamayı tercih ederler. Tek gecelik ilişkiler ya da menfaat için kurulmuş sahte dostluklar pek onlara göre değildir. Bu durum da onların, diğerler tarafından yalnızlık düşkünü zannedilmesine sebep olur.
İlginizi çekebilir: İzlemekle yetinmeye son, şimdi tecrübe etme zamanı
Daima dönebilecekleri bir evleri olsun isterler
Evet, herkes kendini güvende hissettiren sıcak bir yuva ister ancak söz konusu yaşlı ruhlar olduğunda iş biraz değişebilir. Dünyayı dolaşsalar da, türlü çılgınlıklar yapsalar da bu tip insanların edecekleri son cümle “Evim güzel evim!” olur.
İlişkide bile olsalar mahremiyetlerine önem verirler
Bu tarz insanlar, etraflarında çok sevdiklerini insanlar bulunsa hatta bir ilişki içinde olsalar dahi zaman zaman yalnız kalmaya ve kendi içlerine dönmeye ihtiyaç duyarlar. Bu durum çevreleri tarafından farklı yorumlansa da aslında niyetleri kendi ruhlarını dinlendirmek ve beslemektir.
Eğlence anlayışları biraz farklı olabilir
Son moda gece kulüpleri, şık akşam yemekleri, çılgın partiler, pahalı tatiller, lüks oteller… Yaşlı ruhlar için bunlar genelde çok cazip seçenekler değildir. Hayattan alınan küçük zevkler, yakalanan minik anlar ve doğa ile iç içe olmak onları eğlendirmek için yeter de artar bile!
Hayaller ve gerçekler arasında denge kurmayı bilirler
Yaşlı ruhlar her ne kadar hayata pozitif ve romantik bir çerçeveden baksalar da, yeri ve zamanı geldiğinde acımasız gerçeklerle yüzleşmeyi de çok iyi bilirler.
İlginizi çekebilir: İletişimin gücünün gerçekten farkında mıyız?
Yabancılarla girdikleri sohbetlerden kolay kolay ayrılamazlar
Yaşlı ruhlarda diğer insanları onlarla sohbet etmeye iten sihirli bir güç var gibidir! Yani tren beklerken bir bankta otururken yanlarına oturan bir yabancıya sadece “Merhaba” dedikten 20 dakika sonra o kişinin tüm hayat hikayesini öğrenmiş olabilirler!
Kaynak:
Thoughtcatalog.com