X

Kendine pansuman yaparak başkasına merhem olmak

“Hayatta en büyük başarısızlığın nedir?” diye sorsanız… Cevabım tereddütsüz insan biriktirememiş olmak derdim. Dönüp geçen yıllarıma bakıyorum da en sahici arkadaşım dediğim insandan bile bir şekilde acı dersler edinmiş, bir şekilde ilişkinin dışına terk edilmiş bir özgeçmiş görüyorum. Üzülüyorum haliyle. Zamandan, mekandan bağımsız, ilmek ilmek örmeye gayret ettiğim arkadaşlıklarıma istemeden hep veda etmek zorunda bırakılmışım.

Yeterince dinlenemediğim, yeterince anlaşılamadığım için ya da o zaman için işlerine yaradığım ve artık son kullanma tarihimin geçmesi sebebiyle bir şekilde son verilmiş varlığıma. Bazılarında kalabilmek için çok da uğraştım hani… Ama kimisi var ki sebebini bile sormadım. Zira dostluk demek sorgusuz, sualsiz sevgi ile kucaklanmak demek değil miydi?

Demek ki değildi! Belki de dönüp yüklediğim anlamlara bakmam, kendimi de eleştirmem gerekiyordu. Eleştirdim! En büyük eleştirim de birçok zaman kendi içimdeki yaraları görmezden gelerek yanlarında olmaya çalışmamla ilgiliydi. Bunu yapmasam, kendimi yok saymasam hani, belki de fark edilecektim.

Kendimi önceliklendirmeye en ufacık bir yeltenmemde ise hemen oracıkta kaşları çatık, “Yerini bil!” bakışları ile haddim bildirildi. Bu aralar arkadaşlıktan dem vuruyorum, değil mi? Yaralar en çok da onları yakından bilenler tarafından kanatılıyormuş, bunu bir kere daha tecrübe ettim.

Öğreti denen şey de bu değil mi? Dersleri alıp, sonuçları çıkarana kadar devam ediyor başımıza gelmeye… Ama sürpriz! Artık başıma gelmeyeceğini -en azından bu kadar ağır olmadan- müjdeleyebilirim en heyecanlısından. Neden mi? Bunca yaşanmışlığından sonunda artık fark ediyorum ki doğru denklemde kuramadığım her ilişki benim zehrim oldu. Aşağı çekti beni. Peki ne mi yapıyorum?

Zamanımı, kalbimi, içimdeki tüm güzelliği sadece hak edene veriyorum. Yeri geliyor yalnızlığımla dost oluyor, kendimle sosyalleşiyorum ama sahip olduğum saltanatı kimselere vermiyorum. Bazen uzun, upuzun yürüyüşlere çıkıyorum kendimle baş başa. Dinliyorum kalbimin derinlerindeki eşsiz müziği…

Kendime karşı dürüst oluyorum en önce… Aynaya bakınca ilk ona selam veriyorum en derinlerine bakarak gözlerimin. İnanmadığım, bana iyi gelmeyen hiçbir cümleyi kimseye sarf etmiyorum. İnsan en önce kendine karşı dürüst olmalı çünkü… Ben kendimi bilmezsem nasıl ifade edeceğim ki bir başkasına?

Ama artık anlatmaya da çalışmıyorum kimseciklere… Tanımak isteyen tanır, mesai harcamak isteyen harcar. Kendimi ve hayatımı değerli görüyorum ve bu değeri sadece hak edenlerle paylaşmak istiyorum. Çok mu sert geldi bu üslubum sizlere?

Bazen insan en beklemediği yerlerden sınavlar verince sanırım daha bir dik duruyor hayata karşı. O zaman da daha eyvallahsız, daha cesur yaşıyor hayatını. Cümlelerini de hoyratça savuruyor, fark ediyorum. Bununla da gurur duyuyorum, ne yalan söyleyeyim…

Hayatım kimseden ilgi dilenmeden, merhamet beklemeden hep kendi valizini kendi taşıyan bir Pınar olarak geçti. Yeri geldi kendi yaramı kendim sardım, yeri geldi başkasına merhem oldum. Yeri geldi şen kahkahalarımla eşlik ettiğim kutlamalarda, kendi sığınağıma dönüp göz yaşlarımla yıkadım kalbimin tozlarını. “Varsın olsun” dedim. Ben buyum! Köşeli hallerimle, insanlara fayda sağlamak için içimde yanan mumumu kimsenin söndürmesine izin vermeden yaşamaya gayret etmeye devam edeceğim. Düşsem de ayağa kalkmak için içimdeki güce tutunacağım. Bana uzanan yardım ellerini de hiçe saymadan elbette…

Peki ya siz en son kimin elini tuttunuz? Kimin yarasına merhem oldunuz içinizde kanayan yaraya elinizi bastırarak?

İlginizi çekebilir: İyi gün dostluğu mu daha kıymetli, kötü gün dostluğu mu?

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale