X

Kendine ne kadar inanıyorsun: ‘Yaparım’ desen de ‘yapamam’ desen de haklısın

Geçtiğimiz günlerde 16 yaşlarında bir gençle çalışırken yaşadığım farkındalıkları paylaşmak istiyorum. Önce hikayeye sonra da yetişkin dünyasına izdüşümlerine bakalım:

Gencimiz okulda farklı bir diploma programına katılabilmek için seçim aşamasında. Notları sınırda. Seçilmek onun için çok önemli. Kariyer tasarımını bu doğrultuda yaptı. Notların önemini fark ettiği anda gaza bastı ve eksiklerini tamamlamaya öğretmenleriyle iletişime geçmeye başladı. Ancak seçilmeme korkusu onu sarstı:

Aslında okul yönetimi beni seçmemekte haklı. Notlarım ortada. Tam sınırdayım. Programın yoğunluğunu kotaramazsam, teslim tarihleri, zor bir müfredat… Haklılar bence. Daha da kötüsü düşünsene ya beni alırlar ve sonra haklı çıkarlarsa?

Siz okuduğunuzda ne duyuyorsunuz bilmiyorum ama ben genci tanıdığım ve yetkinliklerini bildiğim için derin korku ve hayal kırıklığı yaşamak adına durumu rasyonalize etme çabası görüyorum. Bunlar düşünce… Silsile halinde geliyor. Düşüncelerimiz çoğu zaman gerçek değil. Tek gerçek notları. Henüz seçim yapılmadı. Diğer her şey varsayım. Ve bu varsayımlarla sürükleniyor canım öğrencim.

“Bu söylediklerin gerçek mi?” diye sorduğumda “doğru söylüyorsun ama akılcı düşünmekten kendimi alamıyorum”, diyor.

Derin bir hüznü var ama mantıklı konuştuğunu iddia ediyor. Kabullenmeye hazır. Sonucu olduğu gibi kabullenmek mi gerek yoksa olasılıkları araştırmak, alternatif yolları denemek, gerekiyorsa ikna etmek, bu konuda inancını yitirmeden yolda kalmaya çalışmak mı?

Kendine inanmak işte bu noktada yolda kalabilmek için çok önemli. Bir başkası dediği için değil, kendine iyi geleceği için.

Kendini gerçekleştiren kehanet diyoruz, belki duymuşsunuzdur. Pygmalion etkisi diye de biliniyor. Beklentinin yüksek olduğu yerde kişinin bu beklentiyi karşılamak adına fazlasıyla çaba göstermesi ve beklentiyi karşılayabilmesi diye özetleyebiliriz. Burada hassasiyet göstereceğimiz şey beklentinin niteliği ve niceliği. Henüz yeni piyano çalmaya başlayan birinin iki ay içinde Çaykovski’nin ilk piyano konçertosunu çalmasını beklemek gerçekdışı bir beklentidir. Kilo vermek isteyen birinin bir haftada ağırlığının yüzde 10’u kaybetmeyi beklemesi de öyle. Burada kendini gerçekleştirecek olan hayal kırıklığı olur ancak yolculuk gerçekçi sonuç kişinin kendisine bağlı!

Kendinizden vazgeçmeyin. İhtiyacınız kendinize inanmak! O olmadan yolda kalmak mümkün değil. Bu süre zarfında zihniniz ustaca sizi ikna etmek üzere çalışır durur. Yolunda gitmeyecekleri tespit eder. Uğraşma der. Değmeyecek! Kaybedeceksin! Üzüleceksin! Sen yol yakınken pes et!

Halbuki Angela Duckworth’un de defalarca anlattığı üzere yeteneğin bile önünde gidiyor azim! Azim…

İnanmadan azmedebilir mi insan?
İnanmadan devam edebilir mi?
Kime inanmadan?
Tabii ki kendine…

“Galiba sen bana benim kendime inandığımdan daha fazla inanıyorsun,  Aylin” dedi öğrencim.
Uff.. Acımış olmalı…
Kendine inanmayan birine dışarısının inanması daha güç.

Başarılı insanlarla başaramamış insanların arasındaki farkı sorsam sayısız nitelik listeleyebiliriz:

Zeka, yetenek, çaba, çevre, şans, ve dahası… Halbuki ayırt edici en temel fark kişinin kendine inanması bence; inan kişi zorluklara, engellere takılmıyor (takılsa da devam ediyor). Yalnız burada şunu da eklemek isterim: Kendine güvenen insanlar da endişelenirler, başarmamaktan korkarlar. Bu korkuya rağmen devam etme gücüdür inanç. Azmi de çabayı da o getirir.

Bir insan ne olur da kendine inanmaz?

  • Yeterince hazır hissetmediği için
  • Geçmiş deneyimlerinden
  • Olumsuz eleştiri ve geribildirimlerden
  • Kendine söz geçiremediğinden

Cevabım e) HEPSİ! Çünkü hepsi geçerli:

Yeterince hazır hissetmemek kendine olan inancını sarsar; ama kim acaba tam hazır hissediyor ki? O his Samuel Beckett’in Godot ‘u gibi beklesen de gelmiyor. Olduğun haliyle devam etmek gerek.

Ya geçmiş deneyimler? Hele bir de sonu hüsran olanlar? Geçmiş adı üstünde geçmiş; geride kalmış. Geçmişe bakarak bugünü yaşayabilir mi ki insan? Alınması gereken dersi alıp devam etmeli.

Tabii çevremizden aldığımız geribildirimler ve eleştiriler de kendine inancı etkiliyor.  Ayrıca bu yorumlardaki niyete de bakmak gerek. Gelişim mi yoksa tehdit mi? Aradaki fark ne kadar ciddiye alınması gerektiğini de belirliyor. İnanan bir kişi bile yeter insana. Onu bulmak ve yola devam etmek gerek.

Kendine söz geçirememek ise bence seçeneklerin en ilginci. Sanki kendin başka biri. Söz dinlemez… Yaramaz… Doğruyu söylemek gerekirse bu seçenek aslında istemezsem, seçimimden memnun değilsem kurtulmak, sıvışmak için bahanem olsun diyor gibi. Ne dersiniz?

Kendini nerede görüyorsun?
Gerçekten ne istiyorsun?
Sorumluluk almaya hazır mısın?
Çalışmaya? Çabalamaya?
Yorulmaya?
Keyifli anlardan ödün vermeye?
Hazır mısın?
Sadece istemek yetmiyor.
O yüzden yapacağına inanmak da yetmeyecek.
İnanç yolda tutacak; çalışmak çabalamak, pes etmeden üstüne gitmek gerek.
Konu ne olursa olsun!

İlginizi çekebilir: Herkes kendi yolunda, sen neredesin?

Aylin Geron: Ben Kimim? Yaşam boyu öğrenci, öğretmen, eğitmen, koç, danışman, mentör, yazar FMV Özel Işık Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Mezunuyum. Lisans eğitiminden sonra Sabancı, Harvard, Universiteit Leiden gibi seçkin kurumlardan eğitimler aldım. Detayları https://aylingeron.com/hakkimda/ bulabilirsiniz. Hayatıma yön veren en önemli değerlerden biri fayda sağlamak. Öğrenciyken arkadaşlarıma, çevremdeki çocuklara öğrendiklerimi paylaşarak başladım. Mezunu olduğum okula İngilizce öğretmeni olarak geri döndüğümde de çocuklarla ve gençlerle birlikte bu değerimi yaşatmaya çalışıyorum. Onlara fayda sağlarken ben de onlardan çok şey öğreniyorum. Her zaman öğrenmeye, değişime, yeniliğe meraklı ve hevesli oldum. Kendimi tanıma yolculuğuna çıkışım özgürlüğe verdiğim önemi ve yaşam tutkumu fark ettirdi: Öğrenme aşkı. Gençlerle öğretmenlikten öte bir yerlerde buluşma arzum ile önce 201eğitim ve öğrenci koçluğuna yöneldim. Ebeveyn koçluğu, DEHB koçluğu, mindfulness derken bilinçdışı ve Jung koçluğu ile tanıştım. Halen çocuklarla, gençlerle, ebeveynlerle ve hayatına değişim getirmek isteyen insanlarla işbirliği içinde çalışıyorum. Ben büyürken çevremi de büyütmek.. İşte mottom! İletişim: aygeron@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale