X

Kendin olmayı seç: Ruhsal gelişimin adımları

Farkında olsak da olmasak da her geçen gün değişiyoruz. Geçen seneki sen ile bu seneki sen aynı mısın? Kendini ruhsal anlamda güçlendirmeye adayan kişiler deneyimlerinden alması gerekeni alarak ilerliyor. Geçmişe karşı kin ve nefret gütmek yerine bağışlamayı seçerek sevgiye giden yolda yürüyor. Deneyimlerine isyan etmek yerine kendine “Bu deneyimde görmem gereken şey ne?” diye soruyor. Mutlak güç yerine içindeki güce odaklanıyor. Çünkü dışarıda var olan her şeyin içerinin dışarıya yansıyarak işlediğini biliyor. Hayatına bolluk ve bereket katmak için içeride kendisini bol ve tam hissetmenin yollarını arıyor. Zihnini açık ve berrak tutmak için doğru nefes alıp, yoga yapıp, meditasyon yapıyor. Vererek çoğalıyor. Paylaşarak büyüyor. Çünkü senin benim bir yansımam ve parçam olduğunu biliyor. Mükemmel olmak yerine kendi olmayı, kendi gibi davranmayı seçiyor. Suçlamak yerine yaşam sorumluluğunu almayı seçiyor…

Eğer bu yazıyı okuyorsan senin de arayışın başladı demektir. Gelişim ‘Tedriç Yasası’ gereği adım adım ilerler. Her şeyin bir aşamalı gelişimi vardır. Ruhsal gelişim de farkındalıkla beraber temkinli bir ilerleyişi kapsar. Ruhsal gelişmeler yavaşça sindirilerek ve belli aşamalarla ilerler. Tasavvuftaki 7 nefs aşaması gibi, mayalardaki 7 ruhsal gelişim gibi. Hadi gelin inceleyelim birlikte sen neredesin?

Benim ruhsal gelişimim nefesle başladı. Ondan önce her şey eksik, dağınık, sevgisiz, asi, susuz…

  • Evet ruhsal gelişim yolcuğunda ilk adım ‘kaçış’la başlar. Egonun en şişkin olduğu düzeydir burası. En ağır deneyimler bu seviyede yaşanır. Kişi bu düzeyde kendi hatalarını görmez ve hep başkalarını suçlar, eleştirir, yargılar. Hep -ben- vardır burada. Her şeyi ben bilirim, en güzel ben yaparım diye düşünür kişi bu düzeyde (sözde tabii). Bu yüzden sürekli hatalar yapar. Kırar, incitir. Kuşku duyar, hiç kimseye güvenmez. Ya da ben yoktur, bu yüzden kişi sürekli bir beklenti içindedir. Tanımların, kuralların, ayrımların, SAVUNMALARIN, HASTALIKLARIN, acı deneyimlerin en çok yaşandığı yer burasıdır. Hayata, geleceğe, yaşadıklarına, karşısındakine güven yoktur ve özünde kendine bile. Tüm olumsuzlardan kaçar ya da yaşanmamış sayar ama nafile.
  • Bakarsın aynı deneyimler tekrar tekrar yaşanıyor. Sen Ayşe’den kaçarsın Fatma’ya yakalanırsın. Bir deneyimden kaçarsın izdüşümsel aynı deneyimlerle karşılaşırsın. Yine haksızlığa uğradım, yine kullanıldım, yine aldatıldım… Sonra sorgulamaya başlarsın hayatı. Ararsın. Bakarsın. Mucizeleri hayata geçirecek olan araçları, farkındalığı, kabullenmeyi, akışı, sürprizleri kimi Kur’an’da, kimi namazda, kimi yogada, kimi nefeste, kimi kuantumda, kimi reikide, kimi kişisel gelişim kitaplarında bulur. Ama bilmez ki aradığı zaten hep oradaydı, orada ve hep orada olacak. Dışarıda değil.
  • Sonra bir farkındalık başlar. ‘Farkındalık’ böyle bir şey demek ki. Annemde kızdığım her şeyin aslında bende de olduğunu fark ediyorum şimdi. Babamdan kaçıyorum ve babama benzer insanları hayatıma çekiyorum. Kendimden, yaşadıklarımdan, yüzleşmek istemediklerimden kaçıyorum ve küçücük odada kendimle karşı karşıya geliyorum. Karşıma çıkan herkes bana ayna tutuyor. Ve ben kaybetmekten korktukça onunla yüzleşiyorum. Olaylara farklı bakmaya başlarsın bu aşamada. Suçlamak yerine bu kişi veya olay bana göstermeye çalışıyor demeye başlarsın.
  • Artık sıra farkındalığın ardından ‘kabul etmeye’ gelmiştir. En korktuğun deneyimlerinle yüzleşip, affedeceğin seviyedir burası. Başka çaren kalmamıştır. Çünkü geriye dönüş yoktur. Önce işe kendini kabul etmekle başlarsın. “Ben her şeyim.” Sonra anne, baba, kardeş ve eksenindeki tüm insanların bir yansıma olduğunu görürsün. Kör noktalarını, içine hapsettiklerini, kimseye söyleyemediklerini, yaşanılan tüm acıları tek tek kabul etmeye başlarsın. Her birini zihnin yarattı ve bunu zihnin değiştirecek. Kabul etmeden, yüzleşmeden hiç bir şeyden özgürleşemezsin. Bu da zor bir süreçtir ama bu bölümü atlattıktan sonra gelişimin kolaylaşır. Çünkü kabulün ardından akış (teslimiyet) gelir.

  • Teslimiyetle birlikte dünyada gördüğün her şeyden esinlenmeye başlarsın. Yaratıcılığın artar. Kalıplardan, limitlerden, tanımlardan, negatif düşüncelerinden, suçlamalardan, saldırı düşüncelerinden özgürleşmeye başlarsın. Genişleme ve ferahlıktır bu düzey. Sorunlar küçülür, sen büyürsün. Ruhundaki güzellik büyür. Sevgi akar kendine, hayata, yaşadıklarına, yaşayacaklarına, bir nesneye, herhangi bir varlığa… Burada Allah’ın yarattığı her şeye aşkla bakmaya başlarsın. Cenneti burada sanırsın ama burada bir tuzak vardır. Çünkü ‘İlahi Aşk’la tanışmak için bir adım daha atmak gerekir ve bu cesaret ister. Egon bunu engellemek için elinden geleni yapacaktır. Ama eğer güçlüysen ve sen mucizeyi seçmişsen yapamayacağın hiçbir şey yoktur.
  • Mucize Bilinci. Teslimiyeti içselleştirdiğinde Mucizeler başlar. ‘Mucize Bilinci’nden bakan nefs, tatmin olmuş nefstir. Kişi, limitli dünyada var olan her şeyin bir illüzyon, rüya ve oyun olduğunu bilir. Bu mertebede olan bir insan, var olan her şeyle bir olduğumuzu görür. Senin ben, benim sen olduğunu içselleştirmiştir artık. Bu yüzden ışığını her yere ve herkese yansıtır. Aydınlatır. Bulunduğu her ortama barışı, huzuru ve sevgiyi akıtır. Hiç kimseye, hiçbir şeye yukarıdan bakmaz. Onun için her yer, her şey, herkes aynıdır. ‘Bir’dir. Olayların içinden kaydıraktan kayar gibi geçer gider.
  • Bu aşama ‘aşk’tır. İlahi aşk; bu düzeyde kişi para, pul, madde, kariyer, başarı, onay ihtiyacında ve arayışında değildir. Çünkü içinde, özünde her şeye sahip olduğunun farkındadır. Bu dünyada bir şeye ne kadar çok değer verirsen, bir gün onun seni ya da senin onu terk edeceğini bilir. Bu nedenle kişi buraya asla ayrım yapmaz ve ruhuna yatırım yapar. Dua eder, şükreder, meditasyon yapar, nefes alır. Daima huzurdadır. Daima namazdadır. Tüm dünyaya Allah’ın bize baktığı gözlerle bakar. Mucize bilinci ile. Aşk ile. Kalbinde herkese yetecek kadar sevgi vardır. Gözü doymuştur. Bu yüzden dünyevi meselelerle ilgilenmez. Çünkü bilir ki, yaşanılan her şeyin bir nedeni vardır.

 

İlginizi çekebilir: Kendini tanı: Sevgiye giden yol affetmekten geçer

Tuba Kaytaş: Türkiye’nin ilk nefes koçlarından olan Tuba Kaytaş, Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. İlk nefes eğitimini 2005 yılında Judith Kravitz’ten aldı. Nefesin hayatına ve kendisine yaptığı muazzam değişikliği fark edince deneyimlediği tüm güzellikleri insanlarla paylaşabilmek için yoluna nefes eğitmeni olarak devam etmeye karar verdi. 2009 yılında Ommira Kişisel Gelişim Merkezi’ni kurdu. Bu süreçte yaptığı çalışmaları ve deneyimlediklerini Özgür Kocaeli Gazetesi’nde kişisel gelişim konularında yazılar yazarak paylaştı. Yıllardır içinde bulunduğu nefes seminerlerinin ardından bilgi ve tecrübelerini 2012 yılında yayımlanan ilk kitabı Nefes’le Mucizelere Giden Yol adlı kitabında topladı. Araştırmacı ve yenilikçi bakış açısıyla, nefesle ilgili her konuyla ilgilenerek yoluna devam eden Kaytaş, Nefesimizin düşüncelerimizi etkilediğini fark edince kendi yöntemini geliştirip nefesi duygularla bütünledi. 8 yıllık çalışmaları ve eğitimleri sonucu geliştirdiği Nefs-i Terapi yöntemini aynı isimli kitapla paylaşmaya karar verdi. 3. Kitabı olan Bedenin Şifresi ile okuyucularına bedeni tanımanın ve şifanın yollarını sundu. 4. Kitabı olan 1 ile ilişkilere farklı bakış açısıyla bakabilmeye rehber oldu. Türkiye’nin İlk Transformal Nefes Koçları’ndan olup, daha sonra kendi sistemini kuran Kaytaş, nefesin en doğal halini Bütünsel Nefes’te birleştirdi. Şu anda Nefes Kampları düzenliyor, sorgulanabilir sertifikalı olan Profesyonel Nefes Uygulayıcılık Eğitimleri veriyor ve kendi sitesi olan www.nefesatolyesi.com da yazı yazmaya devam ediyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale