X

Kendin olma yolu: Kırıldığımız yerlerimizden çiçek açabilir miyiz?

Seneler önceydi…

Sen bunu beceremiyorsun,

Bunu yapamıyorsun,

Ayşe daha iyi yapıyor diye başlayarak uzayan kırıcı bir konuşmanın sahnesini hatırlıyorum!

Geriye dönüp baktığımda fark ediyorum ki, o sahne gibi birçok sahne yaşanmış hayatımda.

Eminim bu konuda yalnız değilim…

Biz karşımızdakilerine izin verdikçe acıtıp duruyorlar.

Seneler geçti, Özde’yi anlamaya senelerimi veriyorum! Ve anladım ki, bazı insanlar sadece kırmayı biliyor. 

Ah, evet öğretmenler!

Ah, evet biz seçtik!

Ah, evet yeniden ve yeniden bakalım kendimize!

Ama onları anlamak zorunda da değiliz!

Sevmek zorunda hiç değiliz!

Tek yapabileceğimiz, yapamadıklarımız, yaptıklarımız ne varsa kendimize şefkatli bir yerden bakabilmek…

Anlayış gösterebilmek önce sadece kendimize.

Gerisi mi?

O bölüm anladığım üzere insanın kendisine gösterdiği anlayıştan sonra otomatik olarak gelişiyor biliyor musunuz?

Geriye dönüp baktığımda tüm canımı acıtan durum, kişi ne varsa tüm nedenlerin onların hayatın içindeki kırık dallarının yönelimi ve bununla gelişen varoluş şekilleri olduğunu da anlıyorum. Anladığımda zaten ortaya sevgi çıkıyor. Ben çıkartmak istemesem de çıkıyor!

Burası cidden çok garip…

Dolayısıyla arkadaşlar,

Birileri bizi hep kıracak! Bazen hayat, bazen durumlar, bazen hayatın doğası gereği ayağımızın altındaki alan yerle bir olacak.

İşte tüm mesele burası.

Her şeye rağmen kırmadan dökmeden zarafetle var olabiliyor muyuz?

Bunu konuşalım!

Tüm hayatın sertliklerine, gördüklerimize rağmen zarafetle açabilmek…

Hayat doğası gereği kırıp duruyor. Önemli olan kırıla kırıla coşkuyla var olmayı seçmekte yatıyor.

“Kırıldığın yerle de gurur duyuyorum!” diyebilmek en ileri pratik değil mi?

Ne zaman arkama dönsem yapamadıklarıma, yaptıklarıma sevgi duyuyorum!

Gözlerim doluyor, kalbim genişliyor o zamanki kendimi anlamaktan.

Biliyorum ki, her kırılan yer, çiçek açma potansiyeli taşıyor. O potansiyel hepimizde mevcut.

Bir ağaç, diğer ağaca nasıl ki benzemiyorsa, hepimiz kendimiz gibi var olabiliriz… Bir ağaç, fırtınada ne kadar dalı kırılırsa kırılsın yaşam coşkusuyla köklerini toprağın derinlerine yerleştirdikçe meyve vermiyor mu?

Kırılsa da kendi olmaya çalışmıyor mu? Ben yandaki ağaç gibi olacağım diyen ağaç duydunuz mu?

Ve ne kadar kolay yazılıyorsa, uygulaması bir o kadar sert!

Hele ki şimdi modern dünyada… Sürekli birileriyle kıyaslanmıyor muyuz?

Seneler önce bir  yoga dersine gitmiştim. Yaşadığım bir sağlık sorunu nedeniyle yoga derslerine bir süre ara vermek zorunda kalmıştım. Birkaç ay sonra derslere aşkla dönmüştüm. Çok sevdiğim yoga hocam Özde hoş geldin daha iyi misin diye sormuştu. Ben de en narin tavrımla evet ama şu pozları yapamıyorum (bilenler için pozları yazayım: köprü, kafa duruşu) demiştim. Araya giren deneyimli başka bir hoca öyle yoga mı olur demişti.

Birkaç gün kendimi ne kadar yetersiz hissettiğimi hatırlıyorum, yapamadıklarım nedeniyle… Kendimi başkalarıyla karşılaştırıp durmuştum.

Çok şükür hayat, her kırıldığım yerden defalarca geçirdi, geçiriyor ve bugün anlattığım, anlatmaya çalıştığım her şey o kırılan yerlerimin meyvesi, ilhamı…

İnanıyorum ve biliyorum ki, bu yaşam sahnesinde var olduğumuz süre boyunca kırmadan, dökmeden kendimiz gibi var olabilme pratiğimizi herkese rağmen yapabiliriz.   

Pratiğimizin kolay olması dileğimle…

İlginizi çekebilir: ‘Biri olmak zorunda değilim’: Hepsi ve hiçbiri olabilirimBiri olmak zorunda değilim’

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 



İlgili Makale