X

Kendimizi ve başkalarını etiketlediğimizde zihnimizde neler oluyor?

Kendini etiketlediğin, sevmediğin bir huyunu sahiplendiğin zaman o huyunun daha da belirginleştiğini fark ettin mi? Örneğin kendinden söz ederken “Ben sinirli biriyim” dediğinde kendini sinirli biri olma rolüne hapsediyorsun demektir. Evet, zaman zaman sinirlenebilirsin ama sen bundan daha fazlasısın. İçinde her duygunun karşıtı mevcut. Neden kendini belli kalıpların içine hapsedesin ki? Kendini etiketleme huyundan ve kendini kalıpların içine sokmaktan vazgeçmek istiyorsan yazım tam sana göre.

Amerikalı sosyolog Howard S. Becker tarafından 1960’lı yıllarda geliştirilen Etiketleme Teorisine göre, insanlar başkaları tarafından etiketlendikleri şekillerde davranışlar sergilerler. Örneğin başkaları tarafından suçlu olarak etiketlenen gençler, kendilerine yapıştırılan etikete uygun davranışlar sergileme eğilimi gösterirler. Liu (2000) tarafından yapılan bir araştırmada suç işleyen gençler, aileleri tarafından suçlu olarak etiketlendirildiklerinde daha çok suç işlemişlerdir.

Kendi kendimize üstümüze yapıştırdığımız etiketler de yaşantılarımızı etkiler. Sen kendini nasıl tanımlarsan, kendine o şekilde davranma alanı yaratırsın. Örneğin kendini çabuk öfkelenen biri olarak tanımladığında hem kendinin, hem de başkalarının senden beklentisi senin çabuk öfkelenmen yönünde olur. Ya da kendini sosyal fobisi olan biri olarak tanımladığında, sürekli sosyal fobisi olan birinin davranışlarını göstermeni beklersin. Oysa bu durumu üstüne yapıştırmak yerine, sosyal fobiye olan bakışını “Ben sosyal ortamlarda kendimi rahatsız hissediyorum” şeklinde değiştirebilirsin. Kendinle ve dünyayla ilgili düşüncelerin, davranışların göz rengin gibi değişmez, sabit durumlar değil. Sen düşüncelerin ve davranışlarını değiştirme, onları kontrol etme gücüne sahipsin. Kendini etiketlediğin zaman bir insan olarak değişiminin, gelişiminin önüne geçiyorsun. Yine kendini etiketleyerek otantik kişiliğine yabancılaşıyorsun.

Aynı şeyler başkalarını etiketlediğin zaman da oluyor. Etrafındaki insanları etiketleyerek, onları o etiketlerin içine hapsediyorsun. Onların otantik benliklerine ulaşamıyorsun. Diyelim iş yerinde bir arkadaşın var. Ve sen bu kişiyi aksi biri olarak etiketlendiriyorsun. Onu sadece aksi biri olarak görüyorsun.

Tamam belki arkadaşın aksi bir insan, ama onun aksi olmak dışında başka özellikleri yok mu? Bir dahaki sefere arkadaşını gördüğün zaman, onun aksilik dışında başka özelliklerine de odaklanmaya ne dersin? Hepimiz farklı yönleri olan bireyleriz. Etiketler kendimizin ve etrafımızdaki insanların ruhsal zenginliklerini görmemizi engelleyebilirler.

Burada sadece negatif etiketlemeden bahsetmediğimizin altını çizmekte fayda var. Bazen insanları pozitif şekilde etiketleyerek de onların hayatını kısıtlayabiliriz. Örneğin bir çocuğu çok düzenli biri olarak etiketlendirmek, o çocuğu belirli kalıplara hapsedebilir. Çocuk kendini her zaman düzenli olmak zorunda hissedebilir. “Düzenli” etiketinin ağırlığı altında ezilebilir.

Bu arada etiketlemenin biz insan ırkına faydalı olan kısımlarını da unutmamak lazım. Örneğin etiketleme bizi tehlikelerden koruyabilir. Sokakta tehlikeli bir insanla karşılaştığınızı hayal edin. Eğer beynimizin insanları etiketleme özelliği olmasaydı büyük bir ihtimalle sokakta gördüğünüz o kişinin tehlikeli biri olduğunu anlamayacaktınız ve kendinizi ondan korumayacaktınız.

Hayatın her durumunda olduğu gibi burada da işin sırrı dengeden geçiyor. Kendimizi ve etrafımızdaki insanları negatif bir şekilde etiketlemekten vazgeçelim. İnsanları pozitif bir şekilde etiketlerken de onların üzerinde etiketler aracılığıyla bir baskı oluşturmamaya dikkat edelim. 2021 yılını “Kendini Sevme ve Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşıyorum. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail.com e-posta adresine yazabilirsiniz.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Liu, X. (2000). The conditional effect of peer groups on the relationship between parental labeling and youth delinquency. Sociological Perspectives, 43, 499-514.

İlginizi çekebilir: “Sen ne düşünürsen O’sun”: İrrasyonel inançlarınızın farkına varın

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale