X

Kendimizi doğru sevebilmek: Şefkat nerede başlar, nerede biter?

Bütün kavramlarım altüst olup yeni baştan yazılırken hayatımda en önem verdiğim kavramın da içini ne kadar anlamamış olduğumu fark etmek beni epey şaşırttı. Bu şaşkınlığı hala üzerimde taşıdığımı söylesem yalan olmaz. Şefkat; hepimizin insan olma yolunda en kıymetli ihtiyaçlarından bir tanesi.

Nedir peki şefkat? Nerede başlar ve nerede biter? Yeniden keşfederken en baştan konuşalım, üstünde duralım istedim ki, bir sohbet başlangıcında ilk önce kavramları konuşmayı önemli buluyorum; aynı sayfada olduğumuzdan emin olalım. Kendine şefkat üzerinden ilerlersek ben şöyle biliyordum: Kendime kızmadan, öfkelenmeden, yargılamadan, nazikçe, sevgi dolu yaklaşmak.

Canım ne istiyor ise ona izin vermek. İlk etapta güzel; kendine nazik yaklaşmak, yargılamamak vb. ama meğer canım ne isterse ona izin vermek pek şefkata girmiyormuş. Yeni öğreniyorum. Mesela bir arkadaşımla sözleşmiş olayım buluşmak için. Eğer buluşmadan biraz önce gitmek için yeterli motivasyon bulamıyorsam, keyfim yoksa vb. buluşmayı derhal iptal ettim bugüne kadar hep. Ya da tenis dersim var diyelim. Eğer ki kendimde bir ders çıkartacak gücü bulamıyorsam ya da sebebim evden çıkmaya üşenmek, istememek olsun; dersi iptal ediyordum. Hele yeme ataklarım; bu durumu en yoğunca yaşadığım alan oldu. Bedenimin aslında ihtiyacım olmamasını bilmeme rağmen o an; o bir an canım gördüğüm pizzayı çok istediyse; kendime iyi davranmak, istediğimi yapmak yolunda o pizzayı yememeyi hiç düşünmedim bugüne kadar. Kendime iyilik yaptığımı sanarak hep yedim!

Geçenlerde Ceylan ile yaptığımız seansların bir tanesinde bu konuları konuşurken şöyle bir şey söyledi:
Gamze sen istediğin an istediğin şeyleri bedenine alarak kendine şefkatle yaklaştığını düşünüyorsun? Peki sonrasındaki mide ağrıların? Sonrasındaki kendini iyi hissetmemelerin, hissettiğin ve hoşuna gitmeyen ağırlık hissi? Tüm bunlarla beraber kendine şefkatle yaklaştığını söyleyebilir miyiz? Kendine tüm bunları yaşatmak şefkate girer mi? Kendine karşı sınırsız yaklaşman şefkat mi demek sence tüm bunlarla beraber? Çocukları düşün. Eğer ki çocuklara ebeveynleri sınır koymasaydı hiçbir konuda, sence nasıl ilerlerdi büyüme süreçleri?


Ah!” dedim, “Bu aslında sınırsızlıkta kaybolmak olur! Benim tam olarak senelerdir yaşadığım şey de bu! O kadar sınırlarım yok ki kendime şefkatle yaklaşmak adı altında, ben kayboldum.
Evet, haklısın” dedi Ceylan. “Kim olsa sınırsız bir alanda kaybolur. İnsan olarak sınırlara, sınırlar içinde var olmaya ihtiyacımız var. Bebeklere kurulan oyun alanlarını düşün. Hep bir sınır içindedir. Belli bir büyüklüktedir bebeği göre. Eğer olmasaydı; yer yönünü anlamaz şaşırırdı ve kayıp hissedebilirdi.

Çocuk gelişimine meraklı olduğum için Ceylan’ın bebekler, çocuklar üzerinden verdiği örnek bana direk oturmuştu. Sınırsızlık kendine nazik davranmak değilmiş aslında. Sınırlar, disiplin yerine göre asıl şefkatmiş meğerse! Tüm bu kavram yıkımı ve şu anki dönüşüm sürecinde kesinlikle dünyamın aydınlandığını söylemeliyim.

Şimdi anlıyorum ki her istediğime tamam demek ve yapmak; sevgi ve şefkat değilmiş. Bu çok çok ince bir çizgi. Bunu iyice anlamam ve içselleştirmem için zamana ve oldukça pratik etmeye ihtiyacım var.

Kendimce hayatımda başladım yavaş yavaş. Artık birine söz verdiysem o an evden asla çıkmak istemesem bile giyinmeye başlıyorum, ya da dersim varsa ve çok yorgun hissediyorsam yine de kalkıyorum ve zamanında orada bulunuyorum. Her akşam 23:00’te ne yaparsam yapayım televizyon, telefonu kapatıyorum. Dijitallikten uzak kalmak, dinlenmek müthiş iyi geliyor yatmadan önce. Temiz uyanıyorum. Tatsız kalkmış olsam bile her sabah 15dakikamı kendi odamda kendimle dans etmeye ayırıyorum mutlaka. Ve ben tüm bunları disiplinle, süreklilikle yaptıkça çok çok iyi hissediyorum. Artık daha dinç, daha aktif bir insanım bu küçücük değişimlerle bile.

İlla koca koca şeyler yapmak gerekmiyor yani. Ufacık adımlarla başlamak ve devamını getirmek; insana kendisine saygısını geri kazandırmaya yetiyor. Siz bu konuda hayatınızda nerelerdesiniz? Kendinize sınırsız bir yaklaşım mı yoksa sınırların da aslında ihtiyaç, şefkat olduğunu farkında olarak bir yaklaşımda mısınız?

Hayat yolu böyle işte. İnsanın tüm bildikleri altüst olup yeni baştan yazılabiliyor. Yaşınız kaç olursa olsun. Önemli olan size iyi geleni keşfedip üstüne gidiyor musunuz? İşte gerçek şefkat tam olarak da burada başlıyormuş.

Şefkat dolu bir hayata, sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Gerçek değişimin başladığı yer: İhtiyaçlarına şefkatle kulak vererek ‘kendin’ olmak

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale