Kendimizi doğru sevebilmek: Şefkat nerede başlar, nerede biter?
Bütün kavramlarım altüst olup yeni baştan yazılırken hayatımda en önem verdiğim kavramın da içini ne kadar anlamamış olduğumu fark etmek beni epey şaşırttı. Bu şaşkınlığı hala üzerimde taşıdığımı söylesem yalan olmaz. Şefkat; hepimizin insan olma yolunda en kıymetli ihtiyaçlarından bir tanesi.
Nedir peki şefkat? Nerede başlar ve nerede biter? Yeniden keşfederken en baştan konuşalım, üstünde duralım istedim ki, bir sohbet başlangıcında ilk önce kavramları konuşmayı önemli buluyorum; aynı sayfada olduğumuzdan emin olalım. Kendine şefkat üzerinden ilerlersek ben şöyle biliyordum: Kendime kızmadan, öfkelenmeden, yargılamadan, nazikçe, sevgi dolu yaklaşmak.
Canım ne istiyor ise ona izin vermek. İlk etapta güzel; kendine nazik yaklaşmak, yargılamamak vb. ama meğer canım ne isterse ona izin vermek pek şefkata girmiyormuş. Yeni öğreniyorum. Mesela bir arkadaşımla sözleşmiş olayım buluşmak için. Eğer buluşmadan biraz önce gitmek için yeterli motivasyon bulamıyorsam, keyfim yoksa vb. buluşmayı derhal iptal ettim bugüne kadar hep. Ya da tenis dersim var diyelim. Eğer ki kendimde bir ders çıkartacak gücü bulamıyorsam ya da sebebim evden çıkmaya üşenmek, istememek olsun; dersi iptal ediyordum. Hele yeme ataklarım; bu durumu en yoğunca yaşadığım alan oldu. Bedenimin aslında ihtiyacım olmamasını bilmeme rağmen o an; o bir an canım gördüğüm pizzayı çok istediyse; kendime iyi davranmak, istediğimi yapmak yolunda o pizzayı yememeyi hiç düşünmedim bugüne kadar. Kendime iyilik yaptığımı sanarak hep yedim!
Geçenlerde Ceylan ile yaptığımız seansların bir tanesinde bu konuları konuşurken şöyle bir şey söyledi:
“Gamze sen istediğin an istediğin şeyleri bedenine alarak kendine şefkatle yaklaştığını düşünüyorsun? Peki sonrasındaki mide ağrıların? Sonrasındaki kendini iyi hissetmemelerin, hissettiğin ve hoşuna gitmeyen ağırlık hissi? Tüm bunlarla beraber kendine şefkatle yaklaştığını söyleyebilir miyiz? Kendine tüm bunları yaşatmak şefkate girer mi? Kendine karşı sınırsız yaklaşman şefkat mi demek sence tüm bunlarla beraber? Çocukları düşün. Eğer ki çocuklara ebeveynleri sınır koymasaydı hiçbir konuda, sence nasıl ilerlerdi büyüme süreçleri?”
“Ah!” dedim, “Bu aslında sınırsızlıkta kaybolmak olur! Benim tam olarak senelerdir yaşadığım şey de bu! O kadar sınırlarım yok ki kendime şefkatle yaklaşmak adı altında, ben kayboldum.”
“Evet, haklısın” dedi Ceylan. “Kim olsa sınırsız bir alanda kaybolur. İnsan olarak sınırlara, sınırlar içinde var olmaya ihtiyacımız var. Bebeklere kurulan oyun alanlarını düşün. Hep bir sınır içindedir. Belli bir büyüklüktedir bebeği göre. Eğer olmasaydı; yer yönünü anlamaz şaşırırdı ve kayıp hissedebilirdi.”
Çocuk gelişimine meraklı olduğum için Ceylan’ın bebekler, çocuklar üzerinden verdiği örnek bana direk oturmuştu. Sınırsızlık kendine nazik davranmak değilmiş aslında. Sınırlar, disiplin yerine göre asıl şefkatmiş meğerse! Tüm bu kavram yıkımı ve şu anki dönüşüm sürecinde kesinlikle dünyamın aydınlandığını söylemeliyim.
Şimdi anlıyorum ki her istediğime tamam demek ve yapmak; sevgi ve şefkat değilmiş. Bu çok çok ince bir çizgi. Bunu iyice anlamam ve içselleştirmem için zamana ve oldukça pratik etmeye ihtiyacım var.
Kendimce hayatımda başladım yavaş yavaş. Artık birine söz verdiysem o an evden asla çıkmak istemesem bile giyinmeye başlıyorum, ya da dersim varsa ve çok yorgun hissediyorsam yine de kalkıyorum ve zamanında orada bulunuyorum. Her akşam 23:00’te ne yaparsam yapayım televizyon, telefonu kapatıyorum. Dijitallikten uzak kalmak, dinlenmek müthiş iyi geliyor yatmadan önce. Temiz uyanıyorum. Tatsız kalkmış olsam bile her sabah 15dakikamı kendi odamda kendimle dans etmeye ayırıyorum mutlaka. Ve ben tüm bunları disiplinle, süreklilikle yaptıkça çok çok iyi hissediyorum. Artık daha dinç, daha aktif bir insanım bu küçücük değişimlerle bile.
İlla koca koca şeyler yapmak gerekmiyor yani. Ufacık adımlarla başlamak ve devamını getirmek; insana kendisine saygısını geri kazandırmaya yetiyor. Siz bu konuda hayatınızda nerelerdesiniz? Kendinize sınırsız bir yaklaşım mı yoksa sınırların da aslında ihtiyaç, şefkat olduğunu farkında olarak bir yaklaşımda mısınız?
Hayat yolu böyle işte. İnsanın tüm bildikleri altüst olup yeni baştan yazılabiliyor. Yaşınız kaç olursa olsun. Önemli olan size iyi geleni keşfedip üstüne gidiyor musunuz? İşte gerçek şefkat tam olarak da burada başlıyormuş.
Şefkat dolu bir hayata, sevgiyle…
İlginizi çekebilir: Gerçek değişimin başladığı yer: İhtiyaçlarına şefkatle kulak vererek ‘kendin’ olmak