Geçen yazımda söz verdiğim üzere sizlere bu yazımda self-helping diğer adıyla self-care tekniğinden bahsedeceğim. Türkçesi “kendi kendine yardım” veya “kendi kendine bakım” olarak çevrilen bu teknik aslında hayatta ihtiyaç duyduğumuz fakat sürekli başkaları tarafından sağlanmasını beklediğimiz iyi hissetme üzerine geliştirilen bir teknik.
Kimi zaman kendinize karşı ne kadar acımasız olduğunuzu hatırlayın. Bugün ne kadar kötü görünüyorum, hayatım başarısızlıklarla dolu, çok yeteneksizim, kimse benden hoşlanmıyor gibi kim bilir daha nice olumsuz konuşmalar yaptınız kendinize. Benliğimize karşı bu kadar acımasız davranabilen biz ne için yine kendimize karşı merhametli olmayı tercih etmiyoruz? Başkalarının söylediklerini ve bize olan tavırlarını önemsemek ve mutsuz olmak yerine veya kendimize acımak, olumsuzluklarımıza karşı savaşmayı reddetmek yerine gelin sorunlarımızı çözüme kavuşturmanın ve kişisel gelişimimizi artırmanın ne kadar kolay olabileceğini anlatayım.
Öncelikle self –care kişinin kendi problemlerinin, zayıflıklarının ve hayatındaki çevresel/kişisel olumsuzluklarının farkında olup, bunları çözebilmek adına kendine yaptığı yatırımlar, ürettiği çözümler, iyi olma halini sürdüren ve besleyen tüm girişimlere verilen temel isimdir. Bu çalışmalar kişinin kendine dair iç görüsünü artıracak, empati yeteneğini geliştirecek, öz saygı ve öz güvenini besleyecektir. Ruhsal ve fiziksel yönden tam iyilik halinde kalan kişi, kendi kendine yetebileceğinin farkına varacak, potansiyelini cesurca ortaya çıkaracaktır.
Bireyselleşmenin de önemli bir yer edindiği bu çalışmalar aslında kişinin mutlu olmak, iyi hissetmek hatta bazen iyileşmek için dahi başka birisine ihtiyacı olmadığını vurguluyor. Örneğin, hafızanız son zamanlarda eskisi gibi keskin değil ve siz bu durumdan rahatsız oluyor, sıklıkla yakınıyorsunuz diyelim. Bunun için yapabileceğiniz ilk şey doktora gitmek, belki birkaç vitamin takviyesi yapmak olur. Peki bunların yanında siz neler yapabilirsiniz? Bunu düşünüp ortaya koymak da sizin iradenizle gerçekleşecektir. Kişi problemiyle ilgili kitaplar okuyabilir, araştırmalar yapabilir veya tüm bunlarla beraber zihin egzersizlerine yönelebilir. Başka bir senaryo daha düşünelim. Örneğin hayata karşı motivasyonunuzu, aldığınız zevki kaybettiğinizi varsayalım. Günden güne işlevselliğinizi kaybettiğinizi izlemektense zevk alacağınız yeni bir aktivite bulabilir, sevdiğiniz şeylerin listesini çıkarabilir ya da yardım gruplarına katılıp sizin gibi hisseden kişiler ile paylaşımda bulunabilirsiniz.
Şimdi sizlere birkaç self-care tekniğinden bahsedeceğim:
- Kendinizde geliştirmek istediğiniz yönlerinizi bir liste haline getirin (acelecilik, öz güven eksikliği, topluluk önünde konuşma vs.)
- Bu yönleriniz için ne yapmanız gerektiğini gösteren bir yol haritanız olsun (ilgili kitaplar okumak, motivasyon artırıcı yayınlar izlemek, farkındalık sohbetlerine katılmak vs.)
- Motivasyon panosu hazırlayın (motivasyon sözleri, hayallerinizi temsil eden fotoğraflar,sizi iyi hissettiren anıları vs. ekleyebilirsiniz)
- Kendinize rutinler oluşturun (işten sonra sevdiğiniz diziden bir bölüm izlemek, keyif aldığınız bir mekana gitmek, spora veya dansa gitmek vs.)
- Seyahat listeniz olsun, görmek istediğiniz yerleri bir check-list haline getirin
- Tam iyilik halinde kalabilmek için fiziksel sağlığınızı da korumalısınız. Bu yüzden beslenme düzeni ve stilinizdeki eksiklikleri tespit edin ve daha sağlıklı bir düzene geçmeyi deneyin.
Yukarıdakiler sadece ufak örnekler. Siz de kendi self-care tekniklerinizi oluşturabilirsiniz. Unutmayın; Siz ne kadar iyi olursanız, değişimi ne kadar arzularsanız yaşamınız da aynı oranda renklenecek ve düzene girecektir.
İlginizi çekebilir: İç huzuru yaratmak: Sakinliğe giden 40 yol
Kaynaklar:
- Bard, 45 Simple Self-Care Practices for a Healthy Mind, Body, and Soul, 2015
- Nazish N. , 2017