X

Kendi ritminizi duyabiliyor musunuz: Akış hızınızı kabul etmenin mucizevi getirileri

Kendimi olduğum halimle kabul etmenin en ana kollarından bir tanesinin kendi hayat akış hızımı kabul etmek olduğunu düşünüyorum. Belki de ben bu konuyu kabul etmekte epey zorlandığım için ana kollarından bir tanesi olarak görüyor olabilirim tabii.

Benim hayat akış hızım başkalarına göre daha yavaş akar. Çok basit bir şekilde birileri bir konuda 5 günde ilerliyorsa benimki 3 ay alabilir. Tabii şimdi olduğum yerden baktığımda bunun konuya ilgiyle, yetenekle, o anki modunla; her şeyle alakası olduğunu görüyorum ama benim zihnim bu durumu yıllarca asla kabul etmedi. Bu durum benim genellikle yetersiz ve başarısız hissetmeme, çaresiz ve yalnız hissetmeme, hatta içimdeki çok derinlerde hissettiğim değersizlik hissini köpürtmeye yol açtı.

Kendimle çalıştıkça; senelerce buraları deştikçe, duvarlara çarpıp çarpıp kendimle yüzleştikçe, farklı yollardan gidip gidip aynı yere döndükçe sonunda anlamaya başladım. Herkesin aynı olamayacağını ve olması gerekmediğini, herkesin olduğu haliyle eşsiz olduğunu, herkesin kendine özgü yetenekleri olduğunu, herkesin sadece kendisine özel yolu olduğunu anlamaya başladım. Ve hepsiyle beraber özgürleşmeye başladım.

Ben hayatın akış hızı diye adlandırırken, aynı kavramın bir başkası tarafından “öz ritm” diye adlandırıldığını duydum ve daha da hoşuma gitti; gittim kelimeye sarıldım. “Öz ritminizi kabul ediyor musunuz?” diye sormuştu bir çalışmasında.

Öz ritminizi dinliyor musunuz? Ben dinlemeye başladım ve kulak verince de tüm yeme düzenim, işlerimi yapma hızım, uyku sürem; her şeyim değişti” diye devam etti. Hatırlattı bana yeniden en şefkatli halde öz ritmimin de diğer her şey gibi güzelliğini ve biricikliğini. Yeniden “Oh!” dedim, “Burada hayat var! Burada kendim olmak var; burada ben varım!” Tabii hayat bu, durur mu hiç?

Başladı hemen bana: “Bakalım gerçekten anlamış mısın Gamze kendi ritminin güzelliğini? Sevmiş misin söylediğin gibi, kabul etmiş misin müdahalesiz, çabasız; olduğu gibi, olduğu haliyle?” diye sorular sormaya.

İlk önce kardeşimi aracı olarak kullandı, sonra da annemi. Peki ben gördüm mü onun bu çaktırmadan sorduğu sinsi soruları? Evet sonunda gördüm!

Kardeşim de şöyle bir yol denedi ilk önce: Ben özel pilates dersi alıyorum iki senedir. Kardeşime kalmaya geldiğimde ise 1 hafta süresince pilates derslerime ortak oldular. Beraber çalıştık o bir hafta boyunca. Hem değişiklik oldu, çok tatlı oldu motivasyon açısından, hem de ben alışık değilim tabii başkalarıyla ders yapmaya. Ki kardeşimin de senelerdir spor yaptığını düşünürsek benim seviyemden çok ilerde. Benim dinlenme zamanlarımda onun o zamana ihtiyacı olmuyor ama beni bekliyor falan. Rahatsız hissettim; bırakamadım kendimi derse. Ben bir noktada derslerime tek devam etmek istediğimi, grup olarak ders yapmaktan pek
hoşlanmadığımı belirttim. Farkında mı o bilmiyorum ama tamamen laf arasında şöyle dedi: “Tamam, biz kendimiz ders alırız, zaten ben senin gibi sürekli durarak, dinlenerek yapamam öyle dersi.

Gülümsedim o an hayata. “Yakaladım seni!” dedim. Hiç ama hiç tetiklenmeden ama bu anı da çok net bir şekilde fark ederek: “Evet ben böyleyim ve kendi öz ritmimden çok memnunum. Uğraşma boşa benimle” diye de eklemeyi ihmal etmedim. Bu cevabım üzerine hayat da gülümsedi bana: “Tamam” dedi, “Sözde kalmamışsın sadece.

Üstünden bir hafta geçti, geçmedi annemle sohbet ediyorduk. Konumuz her şeyin beyinde başlayıp beyinde bittiğiydi. Ben: “Evet, haklısın beyinde bitiyor her şey. Kilo konusu da böyle. Ben şu an anlıyorum ve benim bunu anlamam 3 senemi aldı” dedim. Annem de: “Hahayt! Bak bana ben 3 günde beynime verdim direktifi!” diye karşılık verdi böbürlenerek.

Böbürlenen annemden ziyade yine hayatın bana sinsi küçük meydan okumasıydı bu tavır. Tepkim bir hafta öncekiyle aynı oldu. Yeniden gülümsedim hayata. “Gördüm seni, uğraşma boşuna” dedim. “Hiç saklanmaya da çalışma annemin arkasına. Diyorum sana ben halimden memnunum. Benim ritmim bu ve ben ritmimi olduğu kadar seviyorum!

Hayat da gülümsedi bana yeniden bu yumuşak, rahat çıkan karşılığımın üzerine ve sessizliğe gömüldü. Tabii şimdilik sessizliğine gömüldü demek daha doğru olur. Seviyor oyunlar oynamayı hınzır küçük bir çocuk gibi. Canı sıkılıp da kafasını ne zaman ve nereden çıkartacağı hiç belli olmaz biliyorum fakat ben, merkezimde sapasağlam kaldığım sürece de bana dokunamaz. Bunları da artık çok iyi biliyorum.

Peki ya ben anlayamamış olsaydım hala? Kabullenememiş olsaydım ne olurdu? Farklı hikayeler dönüp duracaktı bu şekilde ben aynı hislerin içinde boğuşurken. Kardeşime gücenecektim, anneme alınacaktım ve yine ve yine kendimi başarısız, eksik ve çaresiz hissetmeye devam edecektim. Bu şekilde güç bende değil de hala egonun elinde olmaya devam edecekti. Ben bu defa gücüme sahip çıktım!

Hayatın içerisinde, koşuşturmasında bunları bu kadar net göremiyordum. Zihnim sürekli çalışıp duruyor, 1001 parçaya ayrılıyor, odağım milyonlarca şeye bölünüyordu. Bu sebeple de böyle apaçık şeyleri yakalayamıyordum. Karantina sürecinde ise herkesin yavaşlığı ve durması en çok bana yaradı. Egom beni kimseyle kıyaslayamadı o yüzden çok ses de çıkaramadı. O sessizleştikçe kalbim daha rahat duyulmaya başladı. Ve hayat cennete döndü.

Bu arada, ilerleyen günlerde kendimi izlemeye devam ettim pilates derslerimde. Ben durdukça gücünü toplayan ve yeniden ekstra enerjiyle ayağa kalkan biriyim; kendimi hatırladım. Herkesin yolu başka; benimki bol dinlenmeli, çokça enerjili; durdum ve yeniden sevdim kendi yolumu.

Herkesin kendi yolunu, öz ritmini sahiplenmesi dileğiyle. Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Tutunmaktan vazgeçmek: Çabasızca olan şeyler, bize ne anlatıyor?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale