X

Kendi kendinin hazine avcısı olmak: Önce kendi değerini bileceksin

Önce kendi değerini bileceksin!
Öyle başlıyor tüm beylik cümleler, ağzından bilgiç bir “evet” çıksa da, için titrek bir kuş gibi söylenir o sırada. “Nedir ki bu değer?”
Kaşına gözüne bakarsın önce, böyle güzeli var mı?!
İçine oturmaz ya hissi, aslında ellerim güzeldir dersin..
Kalbim iyidir ya, hep iyiliğini düşünürüm herkesin!
Çalışkanımdır. Kimsenin arkasından iş çevirmem!
İçimde öyle bir ışık var ki..?
Yani, benim gibisini bulsun da!!
“Değerim derken..? Nasıl bir şey?”

Önce kendi değerini bileceksin.
Bilmek idrak etmektir ya, öyle ezbere olmaz.
Elalemin söylediklerinden, onların sana sunup da senin satın aldıklarından olmaz. Sen bileceksin. Onlar sana “muhteşemsin”,“rezaletsin” dediğinde almayacaksın, kendi kerterizin kendi içinde olacak. Kendi değerin ile kendin tanışacaksın. Tanışmadığını nasıl bileceksin!
Sen; aynada gözlerinin içine bakınca, içinin rengi gözünün rengine denk olacak..
Bakanın sen olduğunu bileceksin. Senden sana uzanan bakışı izleyecek ve selamlayacaksın.

“Ben değerliyim” afirmasyonunu papağan gibi tekrar etmekle, kendini banyo köpüğü ile şımartmakla olmaz.
Yaptığın en ufak işi, anın sonsuz tınısı içinde bir oya gibi yapacaksın, sen gibi. Öyle yapmaya izin verecek, alan tanıyacaksın kendine. Hani kendi “yapma” şekline, başkasının görüşünü, yargısını, beklentisini katmadan, “sen ve yaptığın” anın sonsuz salınımında meşk içinde olacaksın.
Birine uzattığında yaptığını, gönlünden aktığını hem bileceksin, hem de bildireceksin tek kelam etmeden.

Hepimiz bir şekilde değersiz hissediyoruz. İdrakimiz yok çünkü, hallerimizle tanışıklığımız ve kabulümüz yok. Değersiz hissetmek bence, yaşadığımız travmalardan ziyade, dünyaya yeteneklerini keşfetmeye de gelmiş olan varlığın, “henüz tanımlamadığı” için boş kalan satırları gibi hayat defterinde.
O boşluklara bakarak, kendini değersizlik çukurunda taşlamak ise başka bir acı bağımlılığı, başka bir kaçış hali…

Değerini bilmek için, seni oluşturan parçalarını iyi tanımlamak gerekiyor. Kendini tanımak. Öyle kolay bir şey değil kendini tanımak, emek ister, yürek ister, kabul ister. Biliyorsunuz işte kendinizden, nasıl zorlandığınızı, nerelerde “ah” deyip onaylamadığınızı..
Oysa bir bütün ya hayat, alı da var moru da. Tek tek bakınca pek bir şeye benzemeyenler, bazen yan yana çok güzel görünürler!
Tek başına bir işe yaramıyormuş gibi gördüklerin, üçü beşi bir araya gelince sanat eserine dönüşürler.
Bu yüzdendir ki; onu bunu temizlemeden önce, “tü kaka” demeden önce, neymiş bir tanımak bilmek lazım arkadaşım. Şimdiye kadar ne için kullandığına bakmak… Alet çantanda olanları bir meydana çıkarıp, elindekileri bildikten sonra konuşmak lazım.
Kendine verdiğin değer, elindekilerin ne olduğunu bilmekle, bunları nasıl kullandığınla, kendine bu araçları kullanmak ve denemek için ne kadar alan tanıdığınla ortaya çıkar.

Yanlış yok, deneyim var.
Yargı yok, tecrübe var.
Başkasından bahsetmiyorum, kendine yargı yok.
Denesin çocuk bırak, ama aptal olma. Sadece “bilmek” olsun “idrak” olsun niyetin. Kaçıp, saklanmak değil, taş atıp hırpalamak değil..
O zaman değer gelir kendiliğinden.
Kör karanlıkta sessizce süzülen bir kara panterin gücünde ve zarafetinde. Gelir de oturur yanıbaşına.
Ne kibiri vardır, ne aşağılık hissi..
İstediğini alabilecek güce sahiptir, dengelidir, tamdır.
Yarışı yoktur, kendi hedefi vardır.
Karşılaştırması yoktur, gözünün gözüne değdiği ile gerçek ve pürüzsüz bağlantısının bilgisi vardır. Şüphesiz sakinlik.
Ve panter, aynanın karşısına geçip “ben değerliyim” demez.
Aynaya bakar ve kendinden kendine akar. Gözünden kendine bakan ile, gönlünden kendine seslenen aynı tınıdadır.
Ve panter karşısındakine baktığında, kendi gönlünden onunkine akar, sözsüz, sakin ve pürüzsüz..
Değer sorgulanmaz, bilinir, tanınır.

Tüm yeteneklerini kullanmak haktır.
Tüm becerilerini ortaya koymak haktır.
Tüm renklerini sergilemek ve yaşamak haktır.
Fikrini dümdüz dile getirmek haktır, sendendir..
Kendi “hal”lerini sundukça dolar hayat defterindeki boş satırlar.
Bir gün bir bakarsın defterindeki boş satırlar yaşamın renkleriyle dolmuş, sen soruyu unutmuşsun!
Gülümser geçersin!
Hepimiz öyleyiz, sınıfta defterimizi dolduruyoruz. Keşfettiğimiz her şeyi bir bir yazıyoruz. Kendi kendinin hazine avcısı olmak bu!
Heyecanla, merakla, coşkuyla geçsin!

İlginizi çekebilir: Her şeyden sıyrılınca geriye kalanız: İyileştirilecek tek şey, kendimize dair yargılarımız

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale