Çoğumuz, yaptığımız tüm eylemlerde kendi iyiliğimiz için çabaladığımızı düşünsek de zaman zaman farkında olmadan kendimizi sabote edebiliyoruz. Vaktimizi gereksiz yere harcayan dikkat dağıtıcılar, karamsarlığa düşmemize neden olan toksik insanlar, bizi ele geçirmeye çalışan korkular ya da erteleme alışkanlıklarımız hem zamanımızı hem de enerjimizi çalarak hayatımızda daha büyük başarılar elde etmemize, kendimizi gerçekleştirmemize engel olabiliyor. Hepsini bir an önce bırakmak en iyisi; hem de tam şu andan başlayarak. İşte kendi iyiliğiniz için yapmayı acilen bırakmanız gereken şeyler:
Dikkatinizi dağıtan her şeyi bırakın
Sosyal medya, dedikodu, sevmediğiniz ortamlar, negatif insanlar, ardı arkası gelmeyen diziler veya size bir şey katmayacağını düşündüğünüz boş içerikler… Dikkatinizi dağıtan, zamanınızı çalan, sevdiğiniz insanlarla geçireceğiniz saatleri boşa harcamanıza neden olan ne kadar uyaran varsa hepsinden mümkün olduğunca uzaklaşın ve zamanınızı paranızı harcıyormuşçasına özenli harcayın.
Toksik insanlardan uzaklaşın
İster kötü arkadaşlar ister size zarar veren aile üyeleri olsun, bugün ve gelecekteki kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şey, sizi olumsuz etkileyen insanlara zaman ayırmayı bırakmak. Size kendinizi iyi hissettiren, birlikte sohbet etmekten, etkinliklere katılmaktan keyif aldığınız ve en önemlisi arkanızdan kuyunuzu kazmaya çalışmayan, olumsuz düşünceleriyle içinizi karartmayan kişilere değerli vaktiniz harcayın.
İlginizi çekebilir: Kendinizi sevin: Toksik arkadaşlardan kurtulma zamanı
Olumsuz düşüncelere tutulmayın
Hayat bir ayna gibidir; en iyi sonuçları gülümsediğimizde alırız. Bu yüzden problemlerimizden daha çok şükrettiklerimizden bahsetmekte fayda var. Zor zamanlar geçirmek, bir şeylerle mücadele etmek, engellere takılmak, başarısızlık anlamına gelmez. Kötü görünen bir tablonun içinden de güzellikler çıkabilir; belki bugün belki yarın. O yüzden olumsuz düşüncelerin girdabında debelenerek vakit kaybetmek yerine güzel düşüncelerle zihninizi doldurun.
Gereksiz ‘drama’dan kaçın
Etrafınızdaki ‘dramalardan’ uzaklaşacak kadar uyanık olmak, size hem zaman hem de enerji kazandırabilir. Dramalardan neyi kastettiğimizi şöyle belirletelim: Çevrenizdeki insanların farklı durumlar karşısında verdikleri aşırı ve muhtemelen saçma tepkiler. Yani, iş yerinde ya da arkadaş çevrenizde karşılaştığınız durumlarla baş edemeyen, bunun yerine çok büyük tepkilerle hem kendini hem sizi olumsuzluklara sürükleyen birileri varsa birkaç adım geri atmanızda fayda var…
dramadan kastımız pireyi deve yapan aşırı ve gereksiz tepkiler
Sürekli meşgul olmaya çalışmayın
Çağımızın vebası, hiç bitmeyen meşguliyet olabilir. Her ne kadar çoğu insan için sürekli meşgul olmak kendinizi değerli, çalışkan, iş yapan hissetmesine neden olsa da bu durum geniş bir pencereden bakıldığında pek de iyi sayılmaz. Her zaman bir şeylerle uğraşmak, meşgul olmak zorunda değilsiniz. Kendinize dinlenmek, yenilenmek, nefes almak, şarj olmak için zamanlar yaratın; daha fazla meşgul olmak için değil.
İlginizi çekebilir: Meşgul olmak ve sürekli bir şeylerle uğraşma ihtiyacı alışkanlık olabilir mi?
Sahip olmadıklarınıza odaklanmayın
Şüphesiz ki birçoğumuz sahip olduklarımızdan daha fazlasını istiyor ve onlar için çalışıyoruz; belki yeni kıyafetler, belki bir ev, belki araba ya da yeni bir iş… Fakat bazen elimizde olmayanlar için duyduğumuz arzu, elimizdeki olanlara şükretme duygusunu bastırabilir ve bu da bizi mutsuzluğa sürükleyebilir. Önce, sahip olduklarımızın kıymetini bilmemiz şart.
Kendinizi kimseyle kıyaslamayın
Başkalarının sahip olduklarına odaklanmak, onların neler yaşadığının, hangi işlere imza attığının takibini yapmak, kendi önünüze engeller koymaktan başka hiçbir şey kazandırmaz. Hayat sizi hayatınızın ve yaptıklarınız, yapacaklarınızın yalnızca sizi ilgilendirir; tıpkı başkalarının yaptıklarının da sadece onları ilgilendirmesi gibi. Kendinizi diğer insanlarla kıyaslayarak harcayacağınız zamanı, kendi yolunuzda daha emin adımlarla ilerlemek için kullanabilirsiniz; seçim sizin.
Geçmişe takılıp kalmayın
Hem kendi hayatınız hem de ilişkileriniz için atabileceğiniz en doğru adımlardan biri, geçmişi geçmişte bırakmak. Kendinize ve başkalarına karşı geçmişte yaşanan bir şeyler için kızmak, suçluluk hissettirmek yerine affetmeyi seçerek, bugün değiştiremeyeceğiniz geçmiş yerine hala bir şeyler yapabileceğiniz yarınlarınıza odaklanabilirsiniz. Bir yıl, bir ay, hatta bir bir gün önceki sizle bile bugünkü haliniz aynı değil; hayat akıyor, deneyimler devam ediyor, geçmişi bırakın gitsin.
İlginizi çekebilir: Aynı konulara takılı kalmak: Geçmişin öfkelerini geçmişte bırak
Hatalarınızdan korkmayın
Hiç hata yapmadan büyük başarılar elde eden bir insan tanıdınız mı? Hatalar, gelişimin, büyümenin, ilerlemenin en önemli yapıtaşları, yani olmazsa olmazları. Hatalarınızın farkına varıp onlardan ders çıkarın elbette ki; ama takılıp kalmayın. Hata yaptığınız için tüm düşüncelerinizi karartmayın ve en önemlisi vazgeçmeyin. Hatalarınız için üzülmek, hayıflanmak yerine onları daha emin bir şekilde ilerlemek için fırsat olarak görün ve yola devam edin.
Başkalarının düşündüklerini her zaman önemsemeyin
Başkalarının ne söylediği her zaman önemli değildir. Sizi motive ediyorsa, yüreklendiriyor, modunuzu yükseltiyor ve ufkunuzu genişletiyorsa başkalarının fikirlerine fırsat vermenizde hiçbir sakınca yok; fakat sizi engelliyor, moralinizi bozuyorsa, her düşünceye kulak asmak zorunda değilsiniz. Ne dedi, kim söyledi, neden öyle davrandı, ne demek istedi… ve benzeri sorularla kafanızda kurarak boşuna kıymetli vaktinizden çalmayın.
İlginizi çekebilir: Başkalarının söylediklerini ne zaman dinlemeli, dinlememeliyiz?
Ertelemeyin
Bir şeyleri ertelemek, yalnızca üzerinizdeki baskıyı, stresi ve başarısızlık ihtimalini artırır. Size zorlayıcı gelen bir görev varsa, önce onu yapın, bitirin ve kafanız daha rahat olacak şekilde devam edin. Ertelemenin koca bir zaman kaybı olduğunu fark edin ve ne yapmanız gerekiyorsa ya da ne yapmak istiyorsanız harekete geçin. Başlamak, bitirmenin yarısıdır unutmayın. Bu, bir türlü temizlemek istemediğiniz buzdolabınız da olabilir, başlamaktan kaçtığınız bir rapor da. Sürekli erteleyip zihninizi meşgul ederek vakit kaybetmektense hemen başlayın.
Yüzleşmekten kaçmayın
Ertelemeyin bir başka versiyonu da bir şeylerle yüzleşmek yerine kaçmak, halının altına süpürmektir. Siz kaçtıkça sorunun çözüme ulaşmasını geciktirdiğiniz için yalnızca zaman kaybettiğinizle kalırsınız. Yüzleşmekten kaçtığınız hiçbir şeyi değiştiremez, düzeltemezsiniz. Ve en önemlisi kaçarak huzuru da bulamazsınız. Hepsinin kökten, etkili, pratik ve uzun ömürlü çözümü yüzleşmekten geçiyor. Korkmayın, problemlerin üzerine gidin ve zamanınızı kaçmak yerine çözmek için harcayın.
Herkesi memnun etmeye çalışmayın
Hayatta öğrendiğimiz en özgürleştirici şeylerden biri, herkesi sevmek zorunda olmadığımız gibi herkesin de bizi sevmek zorunda olmadığı. İkisi de son derece normal. Hayatta büyük mutluluklar kadar hayal kırıklıklarına da yer var; hepsi yaşamımızın bir parçası. Herkesi etkilemeye, memnun etmeye çalışmak, sizin enerjinizi ve zamanınızı çalmaktan başka fayda sağlamaz. Birileri hayal kırıklığına uğrayabilir, sizin herkesi mutlu etmek gibi bir göreviniz yok.
İlginizi çekebilir: Sürekli başkalarını memnun etmeye çalışmaktan vazgeçmenin yolları
Kendinizden şüphe etmeyin
Kendinizden şüpheye düştüğünüzde, başarabileceğinizden emin olmadığınız, tereddütlerle iki ileri bir geri adım attığınızda fark etmeden ilerlemektense olduğunuz yerde saymaya başlayabilirsiniz. ‘Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.’ sözünü bir kenara not edin ve her zaman daha iyisini yapabileceğinize, çok daha fazlasını başarabileceğinize inanın. Bazen hatalar, yolda karşınıza çıkan engeller, üzerine yoğunlaştıkça zihninizde büyüyen olumsuz düşünceler, kendinizden şüphe etmenize neden olsa da siz onlara aldırış etmeden devam edin.
İnanmıyorsanız yapmayın
Çalıştığınız işin, yaptığınız çalışmaların, ilgilendiğiniz projelerin sizi anlatmadığını; hayallerinize hizmet etmediğini, kısaca bugününüz ve yarınınız için sizi heyecanlandırmadığını düşünüyorsanız daha fazla aynı alanda çabalayarak zaman kaybetmeyin. Bir tane hayatınız var ve nasıl yaşamak istiyorsanız öyle yaşamak sizin en büyük hakkınız. Başarı, nereye gittiği konusunda heyecanlı olanlar içindir. İçiniz kıpır kıpır etmiyorsa doğru yolda olmayabilirsiniz.
‘Hayır’ demekten çekinmeyin
Bir düşünün, hayatınızda kaç kere aslında gitmek istememize rağmen hayır diyemediğiniz için katılmak zorunda olduğunuz etkinliklerde bulundunuz? Ya da bir arkadaşınızın ricasını kırmamak için ona yardım ederken kendi işlerinizden geri kaldınız? Aklınıza çokça senaryo geliyorsa, artık ‘hayır’ demeyi öğrenmenin zamanı gelmiş demektir.
Korkuların esiri olmayın
Korku, yanılsama bir duygudur, aslında gerçek değildir. Değişmeye cesaret ettiğinizde, gözünüze imkansız gelen ne varsa başarmaya bir adım daha yaklaşabilirsiniz. Korkularınızın sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Onları gözünüzde, zihninizde büyütmek yerine korkularınızın üzerine gidin, harekete geçin; sizin daha büyük olduğunuzu gösterin.
Başkalarının hatalarını hoşgörün
Hoşgörü, hem ikili ilişkilerinizde size çok yardımcı olabilir hem de gereksiz düşüncelerle kafanızı yormanızı önleyebilir. Başkalarının hatalarını, yanlışlarını göz ardı edin. Bazen herkes yanlış seçimler yapabilir, hatalarla boğuşabilir; bu kimsenin özünde kötü olduğu anlamına gelmez. Öyleyse de bunun yorumunu, eleştirisini yapmak kimseye düşmez. Ne demiş Mevlana, ‘Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.’
Bonus: Mükemmel zamanın geleceğini düşünmeyin
Bir şeylere karar vermek, başlamak, yola çıkmak, değişmek, cesaret etmek için ‘mükemmel zamanı’ beklemeyin. Çünkü, öyle bir zaman yok. En mükemmel zaman içinde bulunduğumuz ‘şu an’.
İlginizi çekebilir: Zaman yönetiminde önemli bir ayrıntı: Enerjini nelere harcadığını keşfet