X

Kendi ellerimizle kurduğumuz hapishane: “Yapmam lazım” dediğimiz şeyleri gözden geçirme zamanı

Hayat, “yapmam lazım”larla olmuyormuş.
Bu sebeple insanın ihtiyaçlarını görüp, duyup, anlayıp karşılaması çok önemliymiş.
Lazım olan tek şey yaptığın hamlelerin, isteklerinin, aldığın aksiyonların kendi hayat hikayenin içerisinde harmanlanmasıymış.

Kendimize göre bize öğretilen lazımları ya da etrafımızı gözlemleyerek kendi oluşturduğumuz lazımları “zorla” hikayemizin içerisine yerleştirmeye çalışınca yerleşmiyormuş.
Yerleşmediği gibi, yerleşmediği için de kendimize küçük pencerelerimizden sıfatlar takıp duruyormuşuz: Beceriksiz, iradesiz vb.
Ve tüm bunların gerçek ile hiçbir alakası yokmuş! Biz kendi kendimize ne yapıyormuşuz?!
Herkesin yaptığını yapamayacağız. Herkesin sevdiği yemeği sevip, giyindiği tarzda giyinip, yarattığı şekilde yaratım yapamayacağız. Hepimiz kendimize özeliz. Bir’in biriciğiyiz.

Her birimiz boş yere ayrı ayrı yaratılmadık. Dünyada olan her bir insanın çok benzer deyip gözümüze aynı görünen parmak izi bile birbirinden ayrı. Bunun bir anlamı olmalı.
Kendimize özel hayat hikayelerimiz, kendimize özel hayat amacımız ve ihtiyaçlarımız var.
Kimimizin hikayesinde ünlü olmak, kimimizde kelimelerle oynamak, kimimizde dehalık, kimimizde çiçek bakmak ve sayamayacağım milyonlarca şey var. Hiçbiri diğerinden ne özel ne değerli.

Kıymetli olan ise her ne ise ihtiyaçlarımız; doğru, yanlış, basit, zor, iyi, kötü, gereksiz vb. diye etiketlemeden olduğu gibi kabul ederek ihtiyacımız olanı karşılamak.
Hayatlarımızda lazımlar gittiği zaman, çıplak kalakaldığında ne ile devam edeceğini bilmen için ihtiyaçlarını dinlemen önemliymiş.
An’da, akışta, kendi hayat hikayelerimizi sevip saygı duyarak içerisinde var olmaya…
Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Zihnin yarattığı illüzyonlardan kurtulmak için en kısa yol: Kalbinizi ve bedeninizi dinleyin

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com
İlgili Makale