X

Kedimiz bizi neden yalar?

Kediler günlerinin büyük bir kısmını yalanıp kendilerini temizleyerek geçirirler. Kedilerin yalanmaları son derece normal bir davranış olsa da kediniz sizi yalamayı seviyorsa bu davranışın nedenini merak ediyor olabilirsiniz. Kedilerin insanları yalamasının genelde sevgi belirtisi veya temizleme isteği olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Kedilerin aklını okumak mümkün olmasa da kediniz sizi yalıyorsa bunu sizi sevdiği için yaptığından emin olabilirsiniz. Kedilerin sahiplerini neden yaladığını ve kedinizin sizi yalamasını istemiyorsanız neler yapabileceğinizi bu yazıda okuyabilirsiniz.

Kediler sahiplerini neden yalar?

Kedilerin sahiplerini yalama nedenlerinin şunlar olduğu düşünülmektedir:

Bölgesini işaretliyor

Kediler normalde nesneleri sahiplenmek veya bölgeleri işaretlemek için yanaklarındaki, ayaklarındaki ve kuyruklarındaki koku bezlerini kullanır. Kediler kendine ait gördüğü tırmalama direği ve favori koltuğu gibi eşyaları kendisinin olduğunu göstermek için işaretleyebilir. Aynı şekilde sahiplerini de işaretlemek için yalayabilirler. Yalama, kedilerin kokularını yayma yollarından bir tanesidir. Yalamanın yanı sıra sürtünme hareketi de işaretlemek içindir. Kedilerin koku alma duyusu insanlarınkinden çok daha fazla olduğu için kedilerin bıraktığı kokuyu insanlar algılayamasa da kediler için aynı şey geçerli değildir.

Temizlenmenize yardımcı oluyor

Kedilerin dilleri yiyeceklerin tadını almaktan çok daha fazla işleve sahiptir. Kedilerin dillerinde papilla adı verilen küçük ve sert diken şeklindeki yapılar, yalanma esnasında tüylerindeki kirleri temizlemesine ve dolaşık tüyleri açmasına yardımcı olur. Yavru kediler yalanma konusunda iyi olmadıkları için onlara nasıl yalanacaklarını gösterecek bir anneye ihtiyaçları vardır. Sahibini yalayan kedi, onun tıpkı yavru bir kedi gibi nasıl yalanacağını bilmediğini düşünerek sahibine yalanmayı öğretiyor olabilir. Kediler günün büyük bir bölümünü yalanarak geçirdikleri için sevdikleri insanları yalamaları son derece doğal bir davranıştır. Kediniz sizi temizlemek için yalamaktan hoşlanıyorsa siz de onun bu davranışına kulaklarının etrafını kaşıyarak veya fırçayla tarayarak karşılık verebilirsiniz.

Kokunuzdan veya tadınızdan hoşlanıyor

Kedinizin cildinizi veya saçlarınızı yalamasının nedeni, kullandığınız şampuanın kokusu veya yediğiniz yemek olabilir. Bunun yanı sıra bazen ter kokusu da kedilere cazip gelebilir.

Sütten erken kesilmiş olabilir

Yavru kedilerin annelerinden çok erken ayrılması stres yaşamalarına neden olabilir. Bu nedenle kedilerin 8 haftalık olmadan önce annelerinden ayrılması doğru değildir. Hatta yavru kedileri doğada yaklaşık 4 aya kadar anneleri emzirmektedir. Bu nedenle annesinden erken ayrılan kediler stres olabilir. Yavru kedilerin stresle başa çıkma yollarından bir tanesi, battaniye gibi yumuşak şeyleri yoğurmaktır. Bu davranış bazen parmak ya da kulak memesini emmek olarak kendini gösterebilmektedir. Yani parmaklarınızı yalayan veya emen kediniz bunu annesinden erken ayrılması nedeniyle yapıyor olabilir.

İlgi istiyor

Kediler ilgi istediklerinde genelde sahiplerini yalamayı tercih eder. Kedilerin bu davranışı, kucağa gelmek istediklerini veya kum kabının pislendiğini gösteriyor. Kedinin sahibini yalaması nadiren de olsa stresli olduğuna da işaret ediyor olabilir. Kediniz stresli olduğu için sizi yalıyorsa saklanma, yemeği reddetme ve tuvaletini kum kabının dışına yapma gibi hareketler de sergileyebilir.

Aileden biri olduğunuzu gösteriyor

Kedilerin sahiplerini ailenin bir üyesi olarak görmesi sık rastlanan bir davranıştır. Örneğin, kuş veya fare avlayarak kapının önüne bırakan kedinin amacı, sahibine yemesi için ikram sunmak veya ona avlanmayı öğretmek olabilir. Özellikle dişi kedilerin sahiplerine karşı bu davranışları daha fazla sergiledikleri bilinmektedir.

Sağlığıyla ilgili bir sorun var

Kedinizin sizi veya evdeki nesneleri yalamasının nedeni altta yatan bir sağlık sorunundan kaynaklanıyor olabilir. Mide bulantısı, ağrı ve rahatsızlık gibi belirtiler kedilerin bir şeyleri yalamasına neden olabilir. Bu nedenle kediniz sizi veya nesneleri çok fazla yalıyorsa ve bu davranışı son zamanlarda başlamışsa veteriner hekiminize başvurarak küçük dostunuzu sağlık kontrolünden geçirebilirsiniz.

Kedinin yalaması nasıl durdurulur?

Kedilerin sahiplerini yalaması genelde güvenli olsa da ortaya bazı sorunlar da çıkabilmektedir. Kedilerin ağızlarında bulunan bakteriler, açık yarayla temas etmesi halinde enfeksiyona yol açabilir. Bu durum özellikle bağışıklığı baskılanmış kişiler açısından sıkıntı yaratabilir. Kedilerden hastalık kapmak nadir olarak görülen bir durum olmakla birlikte kedinizin yüzünüzü veya cildinizdeki yaraları yalamasına izin vermemeniz en iyisi olacaktır.

Kedilerin yalaması kendileri açısından da sıkıntılı olabilir. Örneğin, tıbbi amaçlarla kullanılan bazı kremleri yalamak kedilere zarar verebilir. Veya cildinize veya saçınıza bakım amacıyla sürdüğünüz şeyler kedinizin sağlığı açısından tehlikeli olabilir.

Kedinizi sizi yalaması çoğu durumda herhangi bir soruna neden olmasa da bu davranışı rahatsız edici bulmanız mümkündür. Kedinizin sizi yalamasını istemiyorsanız ona su fışkırtmak veya azarlamak gibi cezalandırıcı davranışlarda bulunmamalısınız. Bunları yapmanız halinde kedinizle aranızdaki bağ zarar görebilir ve kediniz daha da kaygılı hale gelerek yalama davranışını arttırabilir.

Kedinizin yalamasını rahatsız edici buluyorsanız aşağıdaki ipuçlarına göz atarak bu davranışını azaltmasını sağlayabilirsiniz:

  • Kedinizle ilgilenirken uzun kollu kıyafetler tercih edin.
  • Kediniz sizi yalamaya başladığında kalkın ve ortamdan uzaklaşın. Kedinizin yalamasının nedeni ilgi çekmek ise ortamdan uzaklaşarak bu davranışını azaltmasını sağlayabilirsiniz. Ancak kedinizi normalde değil, yalnızca sizi yaladığında görmezden gelmelisiniz. Kediniz bu davranışınıza rağmen yalamaya devam ediyorsa ortadan bir sorun olup olmadığını anlamak için veteriner hekiminize başvurabilirsiniz.
  • Oyuncak fırlatarak kedinizi kendinizden uzaklaştırın. Bu sayede kedinizin ilgisini dağıtabilir ve yalamasını bıraktırabilirsiniz.
  • Kedinizin sizi yalamadan sizinle ilgilendiğinde onu okşayarak veya onunla oyun oynayarak davranışını pekiştirin.
  • Kedinizin çevresinin zengin olmasını sağlayın. Kediler oyuncaklarla oynamayı çok fazla sevdikleri için çok sayıda oyuncak alın ve bunların bazılarını saklayarak farklı günlerde ortaya çıkarın. Kediniz için oyuncakların yanı sıra tüneller ve tırmalama tahtaları alın. Bunun yanı sıra kedinizle günde en az 15 dakika etkileşime girmeyi ihmal etmeyin.

Yukarıdaki ipuçlarını uygulamanıza rağmen kediniz sizi yalamaya devam ediyorsa ve bu davranışını aşırı bulunuyorsanız, altta yatan fiziksel ya da psikolojik bir sorun olup olmadığını anlamak adına kedinizi veteriner hekim kontrolünden geçirmelisiniz.

İlginizi çekebilir:

Japon Bobtail Kedisi Özellikleri ve Bakımı

İran Kedisi Özellikleri ve Bakımı

Havana Brown Kedisi Özellikleri ve Bakımı

Exotic Shorthair Kedisi Özellikleri ve Bakımı

Egyptian Mau Kedisi Özellikleri ve Bakımı

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale