X

Kaygı ve endişe ile başınız dertte mi: 6 strateji ve meditasyon ile rahatlayın

Kendini sık sık felaket senaryoları üretirken buluyor musun? “Aradım bak dönmedi, acaba başına kötü bir şey mi geldi?”, “Patron beni çağırmış, acaba işten mi kovacak?”, “ Çok çalıştım ama ya bu sınavı geçemezsem? Hayatım biter!”, “ Dövizin haline bak, batacağız galiba!”, “ Küresel ısınma var diyorlar, su bitecekmiş, hepimiz öleceğiz.”

Zaman zaman gerçekte başına dayanmış bir silah yokken veya bir uçurumun kenarından atlayacakmış gibi, kalp atışlarını hızlanmış, bedenini ateş basmış, ellerin terlemiş, gergin, huzursuz ve hatta korku içinde hissediyor musun?

Günümüz dünyasında endişe belki de stresten bile önemli bir hale geldi. Hepimiz belli konularda kaygı duyuyoruz çünkü geleceği bilmek ve onu kontrol etmek istiyoruz. İnsan beyninin doğasında bu var: Geleceği hayal etme ve olabilecekleri öngörme kabiliyeti. Endişe temelde bu kabiliyetin bir ürünü olup, olumsuz durumlar karşısında hazırlıklı olmamızı sağlar. Bizi hayatta tutmaya yarar.
Normal düzeyde endişe, isteklerine, hedeflerine ulaşmak için seni motive ederek performansını artıran önemli bir duygudur. Ancak aşırı düzeyde ve sıklıkla yaşanması tam tersine yaşam kaliteni ve performansını olumsuz yönde etkiler. Hatta kaygı bozukluğu, panik atak, çeşitli takıntılar gibi psikolojik sorunlara yol açabilir.

Olmamış şeyler için önceden acı çekmek ne kadar mantıklı? 

Peki nedir endişe? Endişe, henüz gerçekleşmemiş ve büyük olasılıkla gerçekleşme ihtimali olmayan bir şey için önceden üzülmek ve acı çekmektir. Zihin çok az zamanda andadır. Çoğunlukla geçmiş ve gelecek arasında gider, gelir. Geçmişe gider, olumsuz anıları hatırlar; sonra geleceğe gidip senaryolar üretir. Olmasını istediğin şeyler ya olmazsa ya da senin istediğin gibi olmazsa diye de endişe etmeye başlarsın. Zihnimiz olumsuz senaryo üretmeye fazlaca meyillidir. Olumsuz senaryo ürettikçe endişen artar. Endişen artıkça, kafandaki soruna çözüm yolları bulabileceğin olumlu zihin yapısından gittikçe uzaklaşırsın. Çözüm yollarını göremez, odaklanamaz olursun. Diğer yandan bu durum öyle bir hal alır ki en keyifli anlarda bile içinde sürekli bir huzursuzluk duygusuyla yaşarsın.

Kaygının belirtileri nelerdir?

  • Sinirli, gergin, huzursuz hissetme.
  • Kötü bir şey olacakmış gibi hissetme, panik duygusu.
  • Kalp atışlarında hızlanma
  • Nefes alışın hızlanması
  • Terleme
  • Ellerde titreme
  • Kendini zayıf, güçsüz hissetme.
  • Odaklanmakta güçlük, dikkati kaygı yaratan düşünceden uzaklaştırmakta zorlanma

Öncelikle, eğer bu durumları sıklıkla ve yoğun olarak yaşıyorsan mutlaka bir uzmandan profesyonel destek almanı öneririm.

Düşünce stratejileri ve meditasyon 

Seni sürekli huzursuz eden, kaygı yaratan bir konuya saplandığında uygulayabileceğin bazı stratejiler ise şöyle; ayrıca senin için hazırladığım “KAYGI VE ENDİŞE AZALTMA MEDİTASYONU”nu yazının sonunda bulabilirsin.

  • Daha önce benzer veya aynı durumda olduğunda nasıl aştığını, neler yaptığını hatırlat kendine. İnsan olarak bizler geçmiş başarılarımızı, olumlu olayları unutmaya çok meyilliyizdir. Beynimiz böyle evrimleşmiş. Geçmişte benzer duygular içinde olduğun durumlardan bir şekilde çıktın ve hayatına devam ettin. Bu güç sende her zaman var. Hatırla.
  • Yaşadığın bu durumla ilgili en kötü ne olabilir? “Yandım, öldüm, bittim!” düşünceleri çok soyut ve korkutucu kavramlardır. Zihnini daha çok kaosa sürükler. Otur ve ciddi olarak düşün, en kötü ihtimal ortaya çıkarsa, nasıl bir yol izlersin? Bunu farkındalıkla düşündüğünde olabilecek en kötü senaryoda dahi çözüm yollarının olduğunu fark etmek kaygını azaltacaktır.
  • Aynı konuyu sürekli düşünmek çözmene yardımcı olmaz. Aksine konudan uzaklaşmak, başka konularla ilgilenmek ve bir müddet sonra o soruna geri dönmek çözüm yolunu daha kolay bulmana yardımcı olur. Tıpkı sınavdaki zor sorular gibi; bir soruyu uğraşır uğraşır çözemezsin, bırakıp diğer sorulara devam edersin ve geri döndüğünde çözümü bulursun.
  • Bundan birkaç ay sonra bu konuyu belki hatırlamayacaksın bile. Bu güne kadar kim bilir neler geldi geçti, pek çoğu unutuldu bile. Bu da geçecek diye kendine hatırlat.
  • Düşüncelere kapıldığımızda gerçeklikten koparız çoğu zaman. Mesela yöneticinin veya patronunun sana karşı tavırlı olduğunu hissediyor ve bu senin belki de işini kaybetmeye kadar varan olumsuz senaryolar üretmene, kaygılanmana sebep oluyor olabilir. Bunu samimiyetle o kişiye sormak, hissiyatını söyleyip sana özel bir sorun olup olmadığını öğrenmek iyi bir yöntemdir. Burada 2 olasılık var. Belki gerçekten böyle bir durum vardır. Sorunu düzeltmek adına ne olduğunu bilmek, kaygıyı ortadan kaldıracağı gbi, sağlıklı iletişimi tekrar sağlamaya yardım edecektir.Veya (çoğunlukla da böyledir) seninle ilgili özel bir durum yoktur, genel yapısı sana böyle hissettirmiştir. Diğer arkadaşlarına bu düşünceni açsan, belki onlar da kendileri için aynı şeyi düşündüklerini söyleyecek olabilirler. Bu kişi de tavırlarının bu şekilde algılandığının farkında olmayabilir. Bunu konuşarak hem gerçekte olmayan bir durum için kaygılanmaktan kurtulursun, hem de o kişiye değişim için bir fırsat yaratmış olursun. Bu konuşmayı yaparken dikkat etmen gereken en önemli nokta ise, karşı tarafı suçlayıcı üslupta olmaman ve hissiyatını, duygularını dile getirmen.
  • Böyle bir durumda beni en çok rahatlatan düşünce ise, benden çok daha büyük ilahi bir sistemin parçası olduğumu kendime hatırlatmaktır. Bu koca evren kusursuz işlemekte. Benim en yüksek hayrıma bir şekilde sorunun çözüleceği inancını kalbimde büyütmek kaygımı azaltır ve zihnimi sakinleştirir. 

Meditasyon zihnin anda kalmasını sağlayan, endişeyi, kaygıyı azaltan, bilimsel olarak kanıtlanmış bir zihin egzersizidir. Düzenli meditasyon yapmak sinir sisteminin olaylar karşısında verdiği tepkiyi azaltır, zihni geçmiş ve gelecek arasında gezintiden kurtarır ve ana dönmesini kolaylaştırır.

Aşağıda bulacağın meditasyonu kendini endişeli, kaygılı hissettiğin zamanlarda bu duyguları azaltmak için uygulayabilirsin. Her gün düzenli olarak uygulaman ise endişe üreten olumsuz zihin yapını olumluya çevirmene yardımcı olacaktır. Zamanla kendini çok daha huzurlu ve dengede bir ruh halinde bulacaksın.

Gülferi Yıldırım: Psikoloji ve Nörobilim Uzmanı. Mindfulness Eğitmeni İTÜ Elektronik Mühendisliği’nden mezun ve Yeditepe Üniversitesi’nden (MBA) İşletme Yüksek Lisansına sahip olan Gülferi Yıldırım, Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji ve Nörobilim Yüksek Lisansını tamamlamıştır. Aynı zamanda Kültür Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi olarak “İletişim ve Marka Yönetimi” dersi vermektedir. Kurumsal dünyada, 25 yılı aşkın süredir strateji, organizasyonel yapılanma, iletişim ve pazarlama konularında danışmanlık ve liderlik yapmaktadır. Her yıl İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Mutlu İnsan ZihinRuhBeden Festivali”nin kurucusudur. Kendini keşfetmek üzere çıktığı yolda Türkiye’den Güney Afrika’ya, ABD’den Peru’ya, Hindistan’dan İngiltere’ye ve Bali’ye pek çok eğitime katılmıştır. Bu eğitimlerden bazıları; Oxford, MIT (Massachusetts Institute of Technology), University of Massachusetts gibi dünyanın saygın üniversitelerinde aldığı mindfulness, meditasyon ve nörobilim temelli eğitimlerdir. Doğunun binlerce yıllık kadim bilgilerini, batı bilimi ışığında, kurumsal deneyimleriyle sentezleyerek oluşturduğu mindfulness temelli mutluluk, liderlik, yaratıcılık ve stres yönetimi eğitimleriyle kurumların ve bireylerin hedeflerine ulaşmalarına vesile olmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale