X

Kaybolmak iyidir: Longest Nighr Run or Ride deneyimi

Sizde de var mı gecenin bir vakti kendinizi sokaklara atıp yürüme hissi? İhtiyaç her ne olursa olsun; oksijen almak, iki arkadaşla rastlaşmak, soğuğu yüzüne yüzüne yiyip ayılmak… Gece yürümelerinin iyi geldiği kesin. Yaz-kış fark etmez çıkıveririm ben. Kulağımda yürüyüşüme eşlik eden müzik, karşımda Üsküdar çok bakmışımdır Lütfi Kırdar’ın balkonundan, Açıkhava Tiyatrosu’nu es geçerek. Opera provalarına denk geldiğim de olmuştur orada, sürpriz konserlere de…

Diyeceğim o ki, bir başkadır gece; bol sürprizli, pek keyifli… Hal böyle olunca ve karşısına mis gibi bir fırsat çıkınca insan nasıl salmaz kendini upuzun bir gecede ormanın derinliklerine? Geçtiğimiz Cumartesi gecesi Taşdelen Ormanı’nda gerçekleştirilen Longest Night Run or Ride‘daydım 20k koşmak için. Hastalıktan yeni kalkmış olarak, gece olması umurumda değildi. Arkadaşlar vardı, koskoca bir orman vardı ya; daha ne olsun?

Ben ki bu ormanda tek başıma koşmuştum geçen sene. Koşarken değil de her şey bittikten sonra “Acaba korkmalı mıydım?” diye düşünenlerdenim yani normal değilim 🙂

Bu sene süre birazcık daha uzundu; 20k… Koşmaya değil, yürümeye niyetliydim henüz tam toparlanamadığımdan ama açıkçası havanın soğukluğu da düşündürmüyor değildi! Suratıma tam da o anda botoks yaptırmışım izlenimini veren bu selfie’den belli oluyordur herhalde hava durumu.

Her şey güzel başladı. Hava açık, yıldızlar ayan beyan ortadaydı, şehir ışıkları daha da hoş görünüyordu ben yürüyerek yükseldikçe. Kalabalık bir grup olarak başlamış ancak bir süre sonra diğerlerinden koparak iki kişi kalmıştık. Kah yürüyüp, kah koşarken yanımdaki arkadaşımın davudi sesinden yayılan şarkılar da bize eşlik ediyor, bu durum, kimi kontrol noktalarındaki görevlilerin bizi adeta bir konserdeymişçesine çakmaklar havada karşılamasına bile neden olabiliyordu.

Az gittik, uz gittik ve tanıdık 2 kişiye rastladık. Yürüdük, yürüdük ve hesaplarımıza göre sadece bir kaç kilometre yolumuz kalmıştı. Artık yürümekten sıkılarak arkadaşlarımı bırakıp koşmaya başladım ve önümdeki kontrol noktasını geçtikten sonra, yanlış yolda olduğumu söyleyen bir başka koşucu tarafından durduruldum. Tekrar kontrol noktasına döndük. Görevlilerin kendi aralarında anlaşmaları bir hayli zaman aldıktan sonra gitmemiz gereken yola yöneldik. Bu arada fazladan 6-7k koştuğumuzu anladık.

“Kaybolmayacaksan patikada koşmanın ne anlamı var ki?” diyenler, yanlış dememişler. Yanlış yola girdiğimiz için gecenin 2’sinde Henrietta adında bir Macar arkadaş edinivermiştik kendimize. O andan sonra grup olarak birbirimizden kopmadık ve hep beraber tamamladık parkuru.

Oldukça uzun bir gece oldu. Kimilerinin maraton koştukları sürenin neredeyse iki katı gibi bir zamanda ancak neyse ki diskalifiye olmadan tamamlamayı başarmıştık hedeflediğimiz mesafeyi. Yine keyifliydi, yine heyecanla doluydu, yine bol çamurlu ve kirliydi ortalık. Ne güzel!

Aynı parkuru bisikletiyle aşanlar gerçekten de takdire şayan. 20k’yı, 60k’yı bilemem de, belki bir ara 8k’yı deneyebilirim ben de…

Organizasyonu gerçekleştiren Uzunetap ekibine ve parkurun çeşitli noktalarında yardımını esirgemeyen Akut gönüllülerine çok çok teşekkürler.

Unutmadan:

3 Ocak Cumartesi günü, Belgrad Ormanı’nda bol sürprizli, kostümlü bir koşu var. Detaylar şurada. Gelecekseniz bana haber edin de buluşalım.

Kimi fotoğraflar Emin Yavuz ve Arif Hikmet Bildik’e aittir.

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale