X

Karşınızdaki kişiyi affetmek, nasıl bir davranış değişikliği yaratıyor?

Her ilişkide zaman zaman kırgınlıklar yaşanır. Çiftlerden birinin söylediği bir söz, sergilediği bir davranış karşısındakinin kalbini kırar. Bu kırgınlıklar bazen ufak çaplı, bazen de büyük kırgınlıklar olabilir. Böyle zamanlarda mağdur olan tarafın, karşısındakini affetme veya affetmeme gibi bir seçeneği olur.

Affetmek aslında ortadaki kötü bir davranışın, ilişkinin geleceğini etkilememesi için yapılan bir açıklama gibidir. Mağdur olan taraf, kalp kırıklıklarına rağmen ilişkinin devam etmesine izin verir.

Daha önceki yazılarımızda affetmek konusuna değinmiştik. Peki affeden bir yana, affedilen kişi bu durumda ne hissediyor? Geçmişteki bir davranış yüzünden affedilmek bir insanın gelecekte kötü şeyler yapma ihtimalini etkiliyor mu?

Her ilişkide zaman zaman kırgınlıklar yaşanır.

Bu soruların yanıtını arayan araştırmacılar James McNulty ve Michelle Russell‘in hazırladıkları bir makale, Personality and Social Psychology Bulletin Mayıs 2016 sayısında yayımlandı.

Araştırmacılar, affetmenin bir kişinin uzlaşmacı olup olmamasına bağlı olduğunu söylüyor. Uzlaşmacı olmak, beş büyük karakter özelliklerinden biri olarak gösteriliyor ve insanların başkalarıyla iyi anlaşma konusunda ne kadar güçlü bir motivasyona sahip olduğunu yansıtıyor. Uzlaşmacı yönü kuvvetli kişiler, başkalarıyla iyi anlaşmayı gerçekten istiyor. Uzlaşmacı yönü zayıf kişiler ise başkalarıyla iyi anlaşma konusunda o kadar da istekli olmuyor.

İlgili yazı: Buddha’nın “Affetmek” hakkındaki eşsiz hayat dersi

Yapılan bir araştırmada yaş ortalaması 31 olan 382 kişinin uzun süreli ilişkileri gözlemlenmiş. Katılımcılara, eşlerinin affedici olup olmadıkları ve önümüzdeki günlerde eşlerinin sergileyebileceği olası kırıcı davranışlar sorulmuş. Bunlar arasında başkasıyla flört etme, sorumsuzca para harcama ve eşini davet etmeden bazı etkinliklere katılma yer alıyor.

Affedici bir eş daha az öfkeleniyor. Uzlaşmacı olmayan kişiler ise öfkelenmeye daha meyilli oluyor.

Araştırmada hem uzlaşmacı olmanın hem de affediciliğin katılımcıların öngörülerinden etkilendiği tespit edilmiş. Uzlaşmacı kişiler, karşısındakinin kalbini kıracak davranışlar yapma ihtimalinin daha düşük olduğunu düşünürken, uzlaşmacı olmayan kişiler için bu durum tam tersi.

Bu sonucu destekleyen başka araştırmalar da mevcut. Yani uzlaşmacı kişiler, kendileri affedici olmadıklarında eşleri affediciyse daha az kalp kırıcı davranış sergiliyor. Uzlaşmacı olmayan kişiler ise kendileri affedici olmadıklarında eşleri affediciyse ile daha fazla kalp kırıcı davranış sergilemeye eğilimli oluyor.

İlgili yazı: Kendinizi ve çevrenizdekileri affetme yolları

Aradaki bu farklılığın altında narsizm, öz saygı, tutkulu bir aşk ve ilişkiden tatmin etme gibi unsurların bulunduğunu söylemek mümkün değil. Ancak başka etkenler olduğu söylenebilir. Örneğin uzlaşmacı olmayan kişilerin davranışları, eşlerinin yaptıkları yanlış bir davranış karşısında öfkeleneceklerini düşüncesinden etkileniyor. Affedici bir eş daha az öfkeleniyor. Uzlaşmacı olmayan kişiler ise öfkelenmeye daha meyilli oluyor.

Öte yandan uzlaşmacı kişiler, eşlerine karşı bazı zorunluluklar hissediyor. Eşleri onları affettiklerinde, uzlaşmacı kişiler gelecekteki öfkelenmeler konusunda kendine engel oluyor.

Bu bulgular affediciliği etkileyen şeylerin karmaşık olduğunu gösteriyor. Eğer karşınızdaki uzlaşmacı bir kişiyse, affedicilik bir bağ oluşturduğu ve affedici kişinin gelecekte size yanlış yapma ihtimalini düşürdüğü için iyi bir strateji olabilir. Ancak, eğer karşınızdaki uzlaşmacı olmayan bir kişiyse affedicilik olumsuz sonuçlar verebilir çünkü uzlaşmacı olmayan kişiler, sizin gösterdiğiniz affedicilik karşısında bağ kurmak yerine sizin gelecekte ona kızgın olacağınız ihtimalinden daha çok etkileniyor.

Kaynak:
Psychology Today

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!
İlgili Makale