X

Karşınızdaki kişiye bağlanma şekliniz ilişkinizi nasıl etkiliyor?

Karşımızdaki kişiye bağlanma şeklimiz, eş seçimimizden ilişkimizin ilerleyişine, hatta ilişkinin nasıl bittiğine kadar pek çok şeyi etkiliyor. Bu yüzden bağlanma şeklimizi anlamak, bir ilişkideki güçlü yönlerimizi ve zayıf yönlerimizi anlamamızı sağlıyor. Bağlanma şekli, çocukluktaki bağlanma modeliyle başlar ve sonra da yetişkinlikte kurduğumuz ilişkilerde de devam eder.

Bağlanma şekli, her birimizin ihtiyaçlarımıza karşı nasıl yanıt verdiğimizi ve bu ihtiyaçlarımızı nasıl karşıladığımızı etkiler. Eğer bir kişi güvenilir bir bağlanma şekline sahipse, kendine güveniyorsa, başkalarıyla kolayca etkileşim kurabiliyorsa hem kendisinin hem de başkalarının ihtiyaçlarını karşılayabilir. Ancak bir kişi gergin ve negatif yönlü bir bağlanma şekline sahipse ve bu kötü bağlanma şekline uyum sağlayan bir eş seçtiyse, büyük ihtimalle kendisini mutlu edecek bir seçim yapmamıştır. Örneğin, gergin bir bağlanma şekline sahip bir kişinin, karşısındaki kişiye yakınlaşabilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması için her zaman partneriyle yan yana olmak ve kendini güvende hissetmek ister. Bu yüzden eşlerini seçerken, genellikle kendini toplumdan izole etmiş ve zor iletişim kuran kişilere yakınlaşır.

Gergin bağlanma şekline sahip insanlar partnerlerine karşı gerçek sevgi ve güven duyguları beslemek yerine, genellikle duygusal bir açlık içindedirler.

Hepimiz, kendi bağlanma şeklimize uygun insanlar seçmek üzere kodlanmış insanlarız. Eğer güvensiz bir bağlanma modeli içinde büyümüşsek, bu koşullar her ne kadar bizi incitse de benzer koşulları yaratacak eşler seçmeye meyilli oluruz. Araştırmalar da bunu destekliyor. Dr. Philip Shaver ve Dr. Cindy Hazan yaptıkları araştırmalarında insanların yüzde 60’ının güvenli bağlanma şekline sahip olduğunu, yüzde 20’sinin kaçınmalı bağlanma şekline sahip olduğunu, geri kalan yüzde 20’sinin de gergin bağlanma şekline sahip olduğunu tespit etti. Peki bu ne anlama geliyor?

Güvenli bağlanma şekli

Güvenli bağlanma şekline sahip yetişkinler, ilişkilerinde tatmin olmaya meyilli kişilerdir. Güvenli bağlanma şekline sahip çocuklar, ebeveynlerini güvenli bir liman olarak görürler. Güvenilir bir yetişkin de partneriyle benzer bir ilişki geliştirir; kendisini partnerinin yanında güvende ve iletişim halinde hisseder.

Güvenli bağlanma şekline sahip yetişkinler, partnerleri stresli olduğunda onlara destek olurlar. Kendilerini stres altında hissettiklerinde de ilk olarak partnerlerine başvururlar. İlişkileri dürüst, açık ve eşitlikçidir, eşlerin her ikisi de hem birbirlerini sever hem de kendilerini özgür hisseder.

Gergin bağlanma şekli

Güvenli bağlanma şekline sahip yetişkinlerin aksine, gergin bağlanma şekline sahip insanlar partnerlerine karşı gerçek sevgi ve güven duyguları beslemek yerine, genellikle duygusal bir açlık içindedirler. Partnerlerinden, onları kurtarmalarını veya tamamlamalarını isterler. Güvenlik hissi aramalarına rağmen, partnerlerini kendilerinden uzaklaştırırlar. Bu kişiler umutsuz ve güvensiz bir şekilde davranırken, aynı zamanda bu davranışları kendi korkularını daha fazla körükler. Partnerlerinin duygularından emin olmayan, ilişkilerine güvenmeyen bu kişiler, genellikle ilgi meraklısı, talepkar veya baskıcı partnerler olurlar. Korkularının bir göstergesi olarak, partnerlerinin özgürce davranışlarını yanlış yorumlamaya meyilli olurlar. Örneğin bu kişilerin partnerleri biraz fazla sosyalleşmeye başladığında, “Gördün mü? Beni artık sevmiyor. Kesin beni terk edecek, ona güvenmemekte haklıyım” gibi düşüncelere kapılır.

Kaçınmalı bağlanma şekli

Kaçınmalı bağlanma şekli, “dışlayıcı kaçınmalı bağlanma” ve “ürkek kaçınmalı bağlanma” olarak ikiye ayrılıyor.

Dışlayıcı kaçınmalı bağlanma şekli

Dışlayıcı kaçınmalı bağlanma şekline sahip kişiler, kendilerini duygusal olarak partnerlerinden uzaklaştırmaya meyilli olurlar. Kendilerini izole etme arayışında olurlar ve bağımsızmış gibi görünmek isterler. Ancak bu bağımsız görüntüsü bir illüzyondan ibarettir. Her insan iletişim kurmaya ihtiyaç duyar. Kendi iç dünyalarında yaşamak istediklerini söyleyen bu kişiler, sevdikleri kişilere duydukları önemi inkar edip, onlardan kolayca kopabileceklerini söylerler. Psikolojik olarak savunmacı bir kişilik sergilerken, duygusal olarak kendilerini kapatma yeteneğine sahiptirler. En duygusal anlarda bile kendi duygularını kapatıp, hiçbir tepki vermemeyi başarırlar. Örneğin partnerleri stres altında olduğunda veya onları terk edeceğini söylediğinde “Umurumda değil” diyebilirler.

Eğer kendi bağlanma şeklinizi bulduysanız, aksayan yönler üzerinde düşünebilir ve kendinizi değiştirebilirsiniz.
Ürkek kaçınmalı bağlanma şekli

Ürkek kaçınmalı bağlanma şekli sergileyen kişiler, çelişkili duygular taşırlar. Çok yakınlaşmaktan veya çok uzaklaşmaktan korkarlar. Duygularını uzakta tutmak isterler ancak bunu başaramazlar. Hem kendi gerginliklerinden veya duygularından kaçmaya çalışırlar hem de reaksiyonlarından ve zaman zaman yaşanan duygusal fırtınalardan da uzak durmak isterler. Önceden tahmin edilemeyen bir ruh haline sahiptirler. İlişkiye bakış açıları “Eğer ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyorsa, ileri gitmelisin. Ancak başkalarına çok yaklaşırsan, seni incitirler” şeklindedir. Bir başka deyişle, partnerlerine yakınlaşıp kendilerini güvende hissetmek istedikleri kişi, aynı zamanda çok yakınlaşmaktan korktukları kişidir. Bunun sonucunda hiçbir düzenli stratejileri olmaz. Bu tür kişiler, kendilerini her zaman zorlu, inişli-çıkışlı veya dramatik ilişkilerin içinde bulmaya meyilli olurlar. Bazen terk edilmekten korkarlar ama aynı zamanda daha yakın olmak için mücadele ederler.

Tüm bunları göz önünde bulundurursak, çocukken anne-babanızla veya bakıcınızla geliştirdiğiniz bağlanma biçimi, yetişkin olduğunuzda sevdiğiniz kişiyle aranızdaki bağlanma şeklini belirlemek zorunda değil. Eğer kendi bağlanma şeklinizi bulduysanız, aksayan yönler üzerinde düşünebilir ve kendinizi değiştirebilirsiniz.

Kaynak:
Psychology Today

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale