Hayat bizi çoğu zaman seçimler yapmak noktasına getirir. Hemen “evet” diye cevap verdiğinizi duyabiliyorum, ah o seçim yapmak, kalmak veya gitmek kararı vermek yok mu? Bizler ne kadar kaçınsak da öyle bir an gelir ki o kararı “bizim yerimize” verebilecek bir kişi bile bulamayız etrafımızda… Böyle zamanlarda en çok diğer kişilerin bize takdirini, desteklerini veya pozitif görüşlerini duymak isteriz. Fakat ne duyarsak duyalım yaşanacaklar bize ait olacaktır. Yol bizim yolumuzdur. Yani “yola çıkmak” yolun kaçınılmazlığından gelmektedir…
Bu yazımda sizlerle çıkmaya korktuğumuz yollara, yani bir noktadan sonra yola çıkacakken başımıza geleceklerden “kaybedersem, ya tekrar bulamazsam, ya her şey istediğim gibi olmazsa ne olacak”lardan bizi alıp götürüverecek o “güzel” yolları değerlendirmek istiyorum. Öncelikle, ben de aynı düşüncedeydim, ta ki hayat yüzüme vurulmuş bir kapı gibi tüm hayatımın o an yaşamakta olduğum her günün kocaman bir yalan üzerine kurulmuş olduğunu tüm gerçekliği ile bana gösterinceye kadar…
Evet, ben de görmek istemedim, o gösterdi haydi yol çık bak yollar apaçık dedi, ben yüzümü başka yana çevirdim, o beni aldı ben kaçtım… Ta ki öyle bir nokta gelip ne yaptığımı bile düşünmeden bavulumu toplayıp, kapıyı çekip, her şeyi geride bırakmaya her ne olursa olsun bir kez daha bir adım daha ileriye atmaya karar verinceye kadar…
Ve işte aslında hikayem yola “çıkabildiğimde” başlamış oldu. Ondan öncesi öyle sancılı öyle üzüntülü öyle kederli bir karanlıktı ki benim için, ama yola çıktığımda artık ben bu karanlıktan çıkıyorum dediğimde her yer evet aydınlanıverdi. Adeta etrafımı saran bir sis bulutunun dışına fırlayıvermiştim…
İşte hayatımızda öyle noktalar olur ki örneğin sevmediğimiz bir işimiz vardır. Yakınırız, “ben bu işi sevmiyorum, ben kendi işimi kurmak istiyorum, ben bu şehirde yaşamak istemiyorum, katlanamıyorum”… Yıllar geçer ve biz hala aynı şeyleri söyler aynı noktalardan yakınır ve aynı “yola çıkmamak” halimizi korumaya devam ederiz. Ama hayat bu şekilde işlemez, o istediğimiz iş biz yola çıkmadıkça bize gelemez gelmeyecektir biz ne zaman ona bir adım atarız o bize binlerce adımla yaklaşır… O düşlediğimiz başka bir şehirde yaşamak hayalimiz bizler yola çıkmadıkça yine önümüze serilivermeyecektir, ancak ve ancak bizler bir adım attığımızda yolumuz önümüzde tüm muhteşemliği ile açılıverecektir…
Burada yola çıkmak üzere olanlar için de bazı önemli noktalar vardır. Genel olarak başkalarından takdir aramaktayız. Verdiğimiz karar her ne olursa olsun önemli olan kararımızın sorumluluğunu her detayı ile her durumu ile ve tüm olasılıkları ile alabilmektir. Örneğin bir yatırım yapmaktan korkuyordunuz ve sonunda karar verdiniz. Artık yola çıktınız ve o yolda yürümeye başladınız. Sonuçlarını görecek olan yine sizsiniz. Sonunda hüzün olsa örneğin yatırımınız istediğiniz kadar değer kazanmadığı durumda X kişisi bana böyle söylemişti bu daha çok kazandıracaktı beni kandırdı dediğiniz bu “gerçekten” doğru mudur? Yola çıkan ve kararı veren sizdiniz, X sadece bir öneride bulundu ama aksiyonu yapan yine sizin özgür iradenizdi yani siz ve tamamıyla sizdiniz.
Bu örnekte yola çıkmanızın tam sorumluluğunu aldığınızda sonu istediğiniz sonucu getirmese de kararı ben verdim, sonuçlarını gördüm, sonraki yatırımımda bu değişkenlere daha çok dikkat edeceğim de diyebilirsiniz. Yani çıktığınız bu yolu başkasının sizi kandırma süreci olarak görmek yerine ayaklarınızla yürüdüğünüz her adımınızda emek verdiğiniz ve sizin için açılmış olan muhteşem bir öğrenim ders almak aracı ve işte sizin biricik yolunuz olarak da görebilirsiniz…
Bir de öyle bir etken vardır ki size o “ilk adım” gücünü sağlayacak ve içinizdeki yolda olmak ateşlerini yakıverecektir… Bu sizin kendi içinizde bulacağınız o küçük dev adamdır, sevdiceğinizdir, göğsünüzün tam ortasında yer almaktadır, hayatta olmak için her an atmaya bıkmadan yılmadan sizi yaşatmaya devam etmektedir; işte bu güzel kavram kalbinizdir. Eğer bir yola çıkmak aşamasındaysanız, kalbinizi dinleyin, eğer o ilk adımı atmak cesaretini nasıl bulacağım bir türlü yapamıyorum diyorsanız dönüp tüm gücü yine kalbinizde tüm cevaplarınızı kalbinizde arayın. Her ne olursa olsun o doğru zamanı ve doğru noktayı mutlaka gösterecektir…
Yola çıkmak, hayatımızda kaçamayacağımız bir eğitimdir, siz arkanızı döndükçe o tüm gerçekliği ile yeniden ve yeniden karşınıza dikiliverir… Hayatta size açılan yollardan korkmayın, almanız gereken kararlar, belki bitirmeniz gereken bir evlilik, ayrılmanız gereken bir nişanlı, bir erkek arkadaş, ayrılmanız gereken, her gün sevmeyerek yaptığınız bir iş, artık değiştirmeniz gereken bolluk bereket bilinciniz, tek başınıza seyahat etmekten korktuğunuz bir Avrupa ülkesi veya içinizde üzüntü olarak biriktirdiğiniz ama annenizle hiç paylaşamadığınız bir mağduriyetiniz gibi… Bu her ne olursa olsun, siz yolunuzda emin adımlarla yürümeye gönüllü olduğunuzda, yollarınız da can atarak önünüzde açılıyor olacaktır…
Kendinizi ve yolunuzu çok ama çok sevmeniz ve en önemlisi korkmadan, endişe ile dolmadan, düşünmeden sadece “kalp” gücünüzle size uzanan yollara bugün merhaba diyebilmeniz dileklerimle…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın. Yazarın diğer yazıları için tıklayın.