X

Karşılığını beklemeden hayatlara dokunabilmek: Kalpten vermek

“Bitkinin güzelliği, tohumun iyiliğinden; insanın güzelliği ise, kalbinden gelir.” Mevlana

Hayatımızı acele ile yaşarız. Yetişmek telaşımız hayatımızı kıpkırmızı bir örtü gibi kaplamaktadır… Çocukları okula yetiştirmek, kendimizi işe yetiştirebilmek, yapılacak sunumları yetiştirmek, evde yemeği yetiştirmek, ay sonunda ailemizin masraflarını yetiştirebilmek… Ve daha birçok yetiştirmek kavramı ile ilişkili acelemiz vardır değil mi? Bu koşturmaca içerisinde “kalpten vermek” durumumuza bakalım istiyorum sizlerle bugün…

Nedir verebilmek? Öyle bir “hız” içindeyiz ki zaman vermeye takatimiz, zamanımız, sabrımız ve en önemlisi özlemimiz yok… Bir şeyi hakkıyla yapabilmek için, bir konuda uzman olabilmek için veya bir insanı gerçekten tanıyabilmek için zaman veremiyoruz bugün geldiğimiz hayat şartlarında…

Sonra “emek vermeye” takatimiz, sabrımız, heyecanımız ve en önemlisi inancımız yok… Emek vermek demek yorulmak oluyor gözümüzde… Ne gerek var şimdi oluyor… Herkes kolaylıkla zaten yolunu buluyor ben mi bu işe emek vereceğim oluyor… Bu kadar çok çalışacağım da ne olacak oluyor… Bu emeği vereceğim de “ne değişecek” oluyor değil mi? Bugün yaşadığımız bu can-ım dünya şartlarında emek vermeye gönlümüz yok!

Sonra “hayat vermeye” takatimiz, sabrımız, içtenliğimiz ve ayıracak zamanımız yok… Bir hayata eşlik etmeye. Bir ilişkiye hayat vermeye, bir çocuğa hayat vermeye, bir kalbi sevindirmeye, bir hayata hayat vermeye, buruşmuş bir teyzenin elini tutabilmeye, karşıdan karşıya geçmeye çalışan can-ım amcaya yardım etmeye; bir hayata azıcık olsun hayat vermeye ne yazık ki zamanımız yok… Çünkü bizim yaşadığımız bu zamanda devir “kalbi” unutma devri!

Sonra “alçak gönüllülükle yardım” vermeye takatimiz, ayıracak vaktimiz ve uğraşacak gücümüz yok… Oysa ki çok küçük bir yardım bir üniversiteli öğrencimizin bir hafta geçinmesine yardım olabilir… Oysa ki çok küçük bir yardım kara kara çocuğumu nasıl tedavi ettireceğim diye düşünen sevgili bir babaya “dünyaları” bağışlayabilir… Oysaki çok küçük bir yardım, bembeyaz hayalleri olan bir kız çocuğunu yarının tatlı öğretmeni yapabilir… Oysa ki çok küçük bir yardım, bir çanta daha almak yerine bir çanta kadarı “paylaşmayı” düşünebildiğimizde, sadece bir kişiyi değil çok daha fazla insanı sevindirebilir…

Sonra “sevgi vermeye” ama karşılık beklemeden tüm kalbimizle sevebilmeye takatimiz, zamanımız, inancımız ve en önemlisi heyecanımız yok! Kim kimi seviyor ki! Böyle değil mi? Bu zamanda kim kiminle böyle yakın bir ilişki kurabiliyor? Kim candan bir arkadaş olabiliyor bu derece? Kim böyle “karşılığını beklemeden” sadece olduğu gibi sevebiliyor değil mi? Sevgi vermek olduğunda konumuz, önce anlaşmalarımız geliyor, sonra şartlarımız, sonra “dış görüntüye” bakışlarımız… X’e sahip diye, var diye “arkadaş” olmalarımız, sırf Y kadar maaş alıyor diye bir ömrü geçirmeye razı olmalarımız geliyor değil mi? Bunlar kaybedildiğinde ise bitip gidiyor… Karşılık olmadığında yitip gidiyor…

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız hayata “verebildiklerinize” ama kalpten gönülden yani gerçekten verebildiklerinize bakmanızı dilerim… Neyi verebilmeye gönüllüsünüz? Kalbinizden akan nedir? Sabah kalktığınız andan itibaren sadece bir dakika bugün kalpten karşılık beklemeden sonunda ne alacağım diye düşünmeden sadece olduğunuz gibi neyi vermek hakkında düşünüyorsunuz?

Az veya çok olmasını önemsemeden, sadece bir gülümsemeyle, sadece bir kucaklamayla, sadece kalpten bir kahve sohbetine ortaklık etmekle veya sadece niyet etmekle bile verebileceklerinizin farkında mısınız? Bugün burada olmamızın sebebi nedir? Bugün şu anda “bizim” varlığımız ile dünya daha güzel bir yer olamayacaksa biz dünyaya bu “kalpten güzelliği” veremeyeceksek (en azından bunun için birazcık olsun çaba göstermeyeceksek) bugün burada olmamızın anlamı nedir?

Gelin bir değişiklik yapalım, bugün ufak da olsa bir şeyi, bir selamı, bir çikolatayı, bir kahveyi, bir hediyeyi, bir gülümsemeyi, bir kucaklaşmayı, bir telefon konuşmasını, uzun zamandır haber almadığımız eski bir dosta merhabayı hayatımızdan “eksik” etmeyelim, gelin bugün hep birlikte “kalpten” verelim…

 

İlginizi çekebilir: Hayatta kendimize yüklediklerimiz: Ağırdan da ağır olanlar!

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale