X

Karmaşık olan karşımızdakiyle değil de, kendimizle ilişkimiz olabilir mi?

Evet, hepimizin ilişkilere dair buluştuğu ortak bir görüş var: İlişkiler karmaşıktır ve her ilişkinin kendine özgü farklı dinamikleri vardır. Fakat farklılıklar ne olursa olsun tüm ilişkilerde temel birleştirici noktalar karşılıklı anlayış, uyum ve güvendir. Bunları sağlamak için de iletişim elzemdir çünkü şeffaf ve nazik bir iletişim içinde olmak, gerçekten karşımızdaki insanı dinlemek ve saygı duymak anlayış, uyum ve güvenin sağlıklı bir şekilde gelişebileceği zemini sağlar.

Her şeyin giderek daha da karmaşık bir hal aldığı günümüzde ise bir ilişkideki en önemli güç olan iletişimi ne yazık ki sıklıkla görmezden geliyoruz. Genellikle o an hissettiğimiz duyguyu açıkça tüm şeffaflığıyla paylaşmak yerine kalıplarımızdan, inançlarımızdan ve yargılarımızdan doğan eleştiri oklarını ve tepkileri karşımızdakine yönlendirerek sağlıklı iletişim yolundan uzaklaşıyoruz. Karşımızdaki kişi ve olaylar hakkında durmaksızın tahminler yürütüyor ve kafamızda durmaksızın kurduğumuz denklemler bazında sonuçlara varıyoruz çünkü kusur bulmak ya da suçlamak istedikten sonra gerçekten çok kolay.

Peki, neden duygular yerine bu eleştiri okları ve tepkilerimiz iletişimimizi yönetiyor? Bunun en önemli sebeplerinden biri çoğunlukla tepkilerimizin altında yatan travmalardan, kalıplardan, inançlardan doğan duygularımızın farkında olmamamızdır. Yani biz bile neye kızdığımızın, neyi eleştirdiğimizin, hangi duygumuzun tetiklendiğinin tam olarak farkında değiliz. Halbuki kişisel bir zorlukla karşılaştığımızda sevdiğimiz insana kendimizi açabilmemiz ve sürecin bir parçası olmasını da sağlamamız gerekir. Kimse hissettiğimizi veya duyduğumuz ihtiyacı bizden daha iyi bilemez.

Partnerlerimize gerçek hislerimizi açamamamızın bir diğer önemli sebebi ise genellikle anlaşılmayacağımız, desteklenmeyeceğimiz, kabul görmeyeceğimiz ve dolayısıyla savunmasız kalacağımız yanılgısıdır. Bu yanılgıyla gerçek hislerimizi paylaşamazken, söylenmeyen düşünceler ve duygular –ister olumlu olsun, ister olumsuz– bizi cendereye sokarak öfke, sinir gibi istenmeyen yollarla kendilerine yol bulmaya başlarlar.

İşte mindfulness’ın ilişkilere sağlayacağı katkı tam da burada devreye giriyor. Çünkü karşımızdaki insanların, sevgilimizin, eşimizin, iş arkadaşımızın bizi anlamasını beklerken, aslında öncelikli olarak kendimiz yaşadığımız olay ve duyguların bilincinde olmalıyız. Farkındalık; duygularımızı, düşüncelerimizi, vücudumuzun bunlara verdiği duyumları dinlemeye, anlamaya, onlara alan açmaya izin verirken, kendimizi sürekli suçlamaya, kendimize kızmaya ve yargılamaya da şefkatle son vermeyi sağlıyor. Ve sonrasında bilinçli bir şekilde olanı olduğu gibi ifade etmemizi sağlıyor. Sinirle bir tepki vermek yerine, “Üzgünüm çünkü aslında yaşadığım şey beni korkutuyor” diyebilmek içten ve şeffaf bir iletişimde çok önemli. Düşüncelerimizi, duygularımızı ve bedenimizi dinlemeyi mindfulness ile keşfetmek, ne hissettiğimizi, neye ihtiyacımız olduğunu ve ihtiyacımız için ne yapmamız gerektiğini görmemizi sağlıyor.

Bu nedenle, partnerimizle duygularımızı paylaşmak ilişkinin önemli bir unsurudur. Duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade etmek, bunun için zaman ayırmak, aradaki bağı anlayış ve güven ile daha güçlü kılar. Duygularımızı açmak ve paylaşmak ne kadar önemli ise, partnerimizin duygularına da aynı şekilde alan açmak, dinlemek ve ona saygı duymak da bir o kadar önemlidir.

Kendinizi daha iyi dinleyip karşınızdaki insana da anlatmaktan çekinmeyin. Belki de karmaşık olan ilişkiler değil, kendinizle olan ilişkinizdir!

Tuba Müftüoğlu: Ankara doğumlu Tuba Müftüoğlu, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirip, Amerika’da Uluslararası Hukuk alanında burslu yüksek lisansını tamamladı. Yurt dışında Marka ve Strateji üzerine on yıldan fazla çok uluslu şirketlerde çalıştıktan sonra ise Türkiye’ye kesin dönüş yaparak bir holdingte üst düzey yönetici olarak çalışmaya başladı ve halen de bu görevine devam ediyor. Evli ve bir erkek çocuk annesi olan Müftüoğlu, koşuşturmalı bir hayat tarzının ve gitgide artan bir iş temposunun hakim olduğu, kendinden kopuk, yaşam kalitesinin gitgide düştüğü, daimi yorgun, keyifsiz ve tatminsiz hissettiği uzun yıllarının sonunda bu otopilot döngüsünün daha fazla içinde kalamayacağına karar vererek, bu durumu değiştirmek için bir çözüm aramaya başladı. Mindfulness, şefkat, nöroplastisite, yoga, koçluk gibi pek çok alanda yolculuğuna başlayan Tuba Müftüoğlu, aldığı eğitimler ve gerçekleştirdiği grup çalışmaları sayesinde hayatının tamamına sirayet edecek dönüşümler yaşadı. Keşif yolculuğuna ilk günkü heyecanla hala devam ederken kendisine iyi geleni daha çok insana ulaştırmak amacıyla Talk TuBaNa çatısı altında, kurum ve kişilere eğitimler aracılığıyla ihtiyaçları olan çözüme gidecek yolda mentörlük sağlayıp, bireysel seanslar veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale