Bu haftaki yazımı son zamanlarda adını çok sık duyduğunuz karma üzerine yazmak istedim. Ne olduğunu öğrendikten sonra eminim hayatta yaptığınız eylemlere, söylediğiniz sözlere, yargılarınıza ve “asla ben böyle yapmam” diye başlayan düşüncelerinize daha çok dikkat edeceksiniz.
Karma bitirilmemiş eylem anlamına geliyor. Bazı açıklamalarda ise eylemlerimize bağlı olarak şekillenen görünmez bir güç olarak yer alıyor. Bitirilmemiş acı, bitirilmemiş duygu, bitirilmemiş tüm deneyimler karma yaratır. Hayatta sürekli neden şikayet ediyorsunuz?
Sürekli başınıza gelen bir deneyim var mı? Kendinize soru sormaktan kaçmayın. Cevap mutlaka gelecektir. Bütün farkındalıklar tek bir soruyla başlar. Fark etmediğiniz sürece bir deneyimden özgürleşmeniz mümkün değildir.
İnsan hep en korktuğu şeyle yüzleşir, yargıladığı şeye dönüşür, kaçtığı her durum tarafından kovalanır. Her biri yaratılan karmanın bir sonucudur aslında. Verdiğimiz her karar, ağzımızdan çıkan her söz gelecekte başımıza ne geleceğini belirler. Hayatta yaşadığımız her şey eylemlerimizin sonucudur.
Bir haksızlığa uğradıysanız farkında olmadan birine haksızlık ettiğiniz içindir. Aldatıldıysanız birilerini veya kendinizi aldattığınız içindir.
Hoşlanmadığınız bir durum yaşadıysanız birini derinlemesine yargıladığınız içindir. Emeğiniz çalındıysa farkında olmadan birilerinin emeğini çaldığınız içindir.
Burada yazılan her şey suçlamak veya suçlanmak için değil, tamamen farkında olmanız içindir. O zaman bakılması gereken veya kendinize sormanız gereken sorular şunlardır:
- Bu deneyim bana ne öğretiyor?
- Ne göstermeye çalışıyor?
- Bu deneyimi kendime ve karşı tarafa karşı nasıl faydaya çevirebilirim?
Biri beni kırdığında içimden şöyle derim: “Acaba farkında olmadan kimi kırdım, kimi incittim?” Sonrasında ise gözlerinin içine bakıp önce “seni affediyorum“, sonrasında ise “farkında bile olmadan kırdığım her kimse lütfen beni affet, özür dilerim” diyorum. Ruhsal arınmanın ve karmayı dönüştürmenin en güzel ve kestirme yolu affetmektir.
Wayne Dyer aslında ne demek istediğimi çok güzel özetlemiş: “İnsanların sana nasıl davrandığı kendi karmalarıdır, senin karmanı belirleyen ise onlara verdiğin cevaptır.” Yani, başkalarının davranışları yerine öncelikle kendi eylemlerimize odaklanmalıyız. Başkalarını suçlamak yerine önce kendimizi sorgulamalıyız. Başkalarına olan her yaklaşımımız bize aynı şekilde döner. Tıpkı bir bumerang gibi.
Deepak Chopra’ya göre başımıza gelen olaylar tamamen kendi sorumluluğumuz altındadır. Yanlış davranışlarda bulunursanız, pozitif bir hayat bekleyemezsiniz. Kötülük yapmak ileride başımıza daha büyük kötülüklerin gelmesine yol açar, aynı şekilde iyilik yapmak ise gelecekte başımıza daha iyi şeylerin gelmesini sağlar.
O zaman bir duayla bitirmek isterim yazımı:
Bilinçli veya bilinçsiz olarak kırdığım, kızdığım, değer göstermediğim, saygısızlık ettiğim herkesten,
Fark etmeden emeğini yok saydığım, hakkını yediğim, aldattığım, çaldığım, bu hayat koşuşturmamda kalbimde kocaman yere sahip olsalar da arayıp soramadığım,
Aradıklarında dönemediğim tüm arkadaşlarımdan,
Çok istesem de tutamadığım her söz için,
Direnç gösterdiğim, şikayet ettiğim, kavga ettiğim her durumdan,
Her zaman ağır eleştirileri ve suçlamaları kendime yaptığımdan ötürü kendimden,
Bilinçli veya bilinçsiz yarattığım tüm karmalarımdan özür dilerim. Lütfen beni affet. Seni seviyorum. Teşekkürler.
Sonuç mu?
Hayatta yaşadığınız her deneyim siz onu tamamen olgunlukla deneyimleyene ve anlayana kadar devam eder.
İlginizi çekebilir: Hayat seçimlerden ibaret: Bu yolculuktaki en kolay ve özgür seçim ise kendiniz olmak