Karmaşık gelişimsel travmalar veya karmaşık travmaları atlatanların rezilyansları özellikle belirsizliklerle mücadele etme konusunda ciddi bir düşüş gösteriyor olabilir. Travma istismar, ihmal edilme, yüksek düzeyde geçicilik, savaş bölgeleri yakınında yaşamak, ebeveynlerin fiziksel ve zihinsel sağlık problemleri, bağımlılıklar ve finansal zorluklar kaynaklı stresin bir sonucu olabilir. Bilinmeze karşı verimli bir şekilde tepki verebilmek ise anlamlı ve bizim için değerli bir yaşam yaşayabilmek için temel nokta.


Bunun örnekleri arasında sevgi, özgürlük, sorumluluk ve sahicilik bulunuyor. Amigdalanın yanlış tepkiler vermesi sonucunda travmatize olmuş olan kişinin sinir sistemi işlevleri bozulabilir, hayatta kalma ve güvenlik talep edebilir. Bu nedenle yaşamın büyük kısmı savaş, kaç, don veya birleş durumunda yaşanabilir. Travma genelde bilinmeze karşı verilen iki tür tepki doğurur.
Hakikatte kaybolma
Çocuklukta kronik olarak travmatize olmuş olan pek çok yetişkin için belirsizlik, ne olursa olsun kaçınılacak bir şeydir ve bu da bir yerlerde bir tehlikenin bizi beklediğini gösterir. Belirsizlik şu anda görünmezlik pelerinine sarılı bir tehlike gibidir. Bilinmeze karşı tolerans azaldıkça anlık bilgi ihtiyacı artar. Günümüzün karmaşık dünyasında insanlar onları rahatlatacak cevaplar arıyorlar ve bu cevapların kontrol ve güvenlik sağlamaları bekleniyor. Ayrıca kişi gerçeği bildiğini tutkuyla iddia edebilir hale gelirse kendine dair algısı da düzeliyor.
Belirsizliğe karşı verilen bu tepkilerin bazıları şöyle:
- Açık ve net cevaplar alma aciliyeti.
- Komplo teorileriyle ilgilenme.
- Doğru-yanlış düşünceleri, tavizler verme ve ahlaki belirsizlikleri keşfetme.
- Hayal gücü gibi zihinsel esneklikleri kaybetme. Hayal gücü olmadan umut olmaz, geleceğe daha iyi bir gözle bakamıyorsanız gidecek bir yer ve ulaşılacak hedefler de olamaz.
- İlişkide farklı inançlar arasında yolunu bulmakta zorlanma.
- Merak ve şaşırmanın ortadan kalkması.
Fikirler dünyasında kaybolmak
Bir önceki kategoridekilerin aksine bu grup belirsizlik içinde güç kazanır. Bir soyut konseptler dünyasından diğerine dolaşırlar ve burada koruma ile konfor bulurlar. Ancak diğer grup gibi istedikleri anlamı gerçekten yaratamazlar.
- Anlamın maddesi yoktur, net bir varoluşsal ifadesi bulunmaz.
- Net duyguları ifade etme ve hissetme konusunda direnç vardır.
- Çatışmadan kaçınma durumu birisinin zarar görme korkusundan kaynaklanır.
- Kaçınmacılık yüksektir çünkü riskler net eylemler ile ortaya konurlar ve başkaları bunlara tepki gösterebilir.
- Risk dostu olmak yerine memnun etme ve adapte olma ile başa çıkarlar.
İyileşme sürecine destek olmak
Bilinmezlik ile barış yapabilmek için sabır, dürüstlük, merhamet ve destek gerekir.
- Sinir sistemi işlev bozukluklarının işaretleri konusunda bilgi edinin. Bazı işaretleri arasında kalp ritmi, yüzeysel nefes, gerginlik, avuç içlerinde terleme, agresif olma veya içe kapanma, hareketsiz hissetme ve ihtiyaçlara dair kafa karışıklığı bulunur.
- Sinir sisteminize karşı nazik olun. Geçmişte çocuklukta size yardımcı oldu.
- Donuk hissediyorsanız hafifçe harekete başlayın.
- Sinir sisteminizi düzenlemek için fiziksel çevrenize dair görsel incelemeler yapın, çeşitli nesnelerin şekil ve renklerine bakın. Sonrasında iç duyularınıza yönelin, örneğin bağırsaklarınıza, yüzeysel nefesinize, hızlı kalbinize ve gergin çenenize. Bu hisleri sadece gözlemleyin, değiştirmeye çalışmayın. Bedeninizin bir noktasında sakinlik görene kadar sırayla bunlara göz atın.
- Sinir sisteminizi düzenlemek için aldığınız bu sorumluluk nedeniyle kendinizi takdir edin.
- Güvenliğinizi desteklemek için verimli sınırlar koymaya başlayın. İşinize gelmeyen şeylere “hayır” deyin.
- Korkmuş ve yine de güvende hissedebileceğinizi unutmayın. Çocukluğunuzun aksine korktuğunuz zaman daima güvensiz değilsinizdir.
- Meraklı olmak için kendinize izin verin, bu konudaki deneyiminizle ilgili birisiyle konuşun. Fikirler içinde kaybolduysanız arkadaşlık gibi konseptleri düşünün. Dostluklarınıza anlam getirecek tek bir risk alın.
- Nöropsikoloji konusunda deneyimli bir psikoterapist ile çalışın.
Erken dönem travma deneyimleri tarafından esir alınmamız gerekmiyor. Yani hayatta kalma modundan yavaşça gelişim moduna geçmemiz gerekiyor. Yaşamınız önünüzde ve sizi bekliyor.
Kaynak: psychologytoday
İlginizi çekebilir: Beden ve travma arasındaki ilişki nedir, travmatik bedenler nasıl rahatlatılır?