X

Kardeş çatışmaları: Ebeveynler nasıl davranmalı?

Kardeş çatışmaları ve rekabeti dünyanın her yerinde yaşanan evrensel bir durumdur. Bu süreç, son derece normal ve sağlıklıdır. Kardeşler arası çatışma; bireyin kişilik gelişimini, sorun çözme, zor bireyle baş etme, rekabeti yönetme, ötekinin fikirlerine saygı gösterme, uzlaşma ve anlaşma becerilerini geliştirmesine imkan sağlamaktadır.

Kardeş rekabetini ve kardeşler arası çatışmaları, taraf olmadan, sağlıklı bir şekilde, kapsayıcı ebeveyn rolünde yönetmek mümkündür.

  • Öncelikle kardeşin doğacağı haberini ve doğum süreciyle ilgili tüm bilgileri, bebek doğmadan önce büyük çocukla paylaşılmak önemlidir. (Bir önceki yazıda bu konunun detayını bulabilirsiniz.)
  • Kardeş doğumundan sonra her iki çocukla da diğer kardeş olmadan bireysel programlar yapmaya özen gösterilmelidir; anne-oğul süpermarkete gitmek, baba-oğul araba yıkamak gibi.
  • Kardeşler arasında zaman zaman yaşanan kıskançlığın normal bir duygu olduğunu önce ebeveynler kavramalıdır. Bu duygulardan dolayı hem büyüğü hem de küçüğü rencide etmek olumsuz sonuçlar doğurur.
  • Ebeveynler, kardeşleri birbirlerinin arkadaşı yapmak için çaba gösterebilirler. Tüm kardeşlerin birlikte yapabileceği etkinliklere ve oyunlara yönlendirmek, ortak bir hedef sunmak buna imkan sağlayacaktır.
  • Ailece birlikte etkinlik yapmak, oyun oynamak, seyahat etmek önemlidir. Birlikte oynanan kutu oyunları, geziler, maça gitmeler arttıkça, paylaşım ve bağ da artacaktır.
  • Kardeşler kıyaslanmamalıdır ve aile bir çocuğun diğerine üstün olduğu bir alan fark ediyorsa, bu özellikler ifade edilmemelidir.
  • Ebeveynler kardeşler arası çatışmalarda taraf olmaktan kaçınmalıdır. Sorunları, çocukların aralarında çözmelerine fırsat vermeli, eğer çözmekte güçlük yaşıyorlarsa ancak o zaman müdahil olunmalıdır.
  • Tartışmaları kimin başlattığı önemli değildir. Tartışma için en az iki kişi gerekir. Dolayısıyla kimin başlattığını sorgulamak, ebeveyni bir yere götürmeyecektir. Çocukların hislerini, duygularını ve düşüncelerini ifade etmelerine imkan sağlamak, sorunun çözülmesine ve tekrar etmemesine imkan sağlayacaktır.
  • Hiçbir çocuğa ayrıcalık tanınmamalıdır. Büyüğe büyük, küçüğe küçük olduğu için tanınan imtiyazlar, çocuklardaki adalet duygusunu sarsmaktadır.
  • Mizahtan yararlanmak önemlidir. Kardeşlik, rekabet, çatışma, kıskançlık, öfke gibi durumları içeren karikatür, anı, bulmaca, fıkralardan bahsetmek keyiflidir ve verilmek istenen mesajı dolaylı şekilde vermeye imkan sağlar.
  • Çocuklara zaman zaman durum örnekleri verip, ‘Bu resimde ne olmuş?’, ‘Sence neden olmuş?’, ‘Ne yapmak gerekir?’, ‘Sen olsaydın ne yapardın?’ gibi sorular sormak önemlidir. Böylece, çocukların olayları algılayışları, yorumlayışları ve tepkilerini gözlemleme şansı elde edilebilir. Öte yandan alternatif fikirleri duyan çocuk, durumlara farklı perspektiflerden de yaklaşabileceğin öğrenebilecektir.
  • Tüm çocukları dinlemek ve anlamaya çalışmak önemlidir.
Tüm çocukları dinlemek ve anlamaya çalışmak önemlidir.
  • Bir çocuğu eşyasını diğer çocuğa verecekseniz, gerekçenizi anlatmak ve çocuğun rızasını almak önemlidir.
  • Hiçbir şeyin, sizin, çocuğunuza olan sevginizi değiştirmeyeceğinin altını çizmek etkilidir.
  • Dışsallaştırma tekniklerini kullanmayı deneyebilirsiniz. Çocuğu ve sorunu birbirinden ayırarak işe başlayabilirsiniz. Örneğin; kardeşine sürekli olumsuz cümleler kuran çocuğa ‘Bu davranışa isim versen adı ne olurdu?’, ‘Bu davranış ne zamanlar oluyor?’, ‘Bu davranış sana ne söylüyor?’, ‘Bu davranışı nasıl gönderebilirsin? Neye ihtiyacın var?’ gibi.
  • Çocukların duygularını yalnızca konuşarak değil, yazarak, çizerek, dans ederek, üreterek ifade etmelerine imkan sağlamak önemlidir.
  • Çocuklara kendi duygu durumlarını kontrol edebilecekleri teknikler öğretin. Öfkelenince 10’a kadar saymak, güvenli bir yer hayal etmesini istemek gibi.
  • Yaşanan tartışmaların altında nelerin yatabileceğini araştırın.
  • Her şey eşit olacak gibi bir kaide yoktur. Önemli olan çocukların ihtiyaçlarına yanıt verebilmektir.
  • Ebeveynler kendi davranışlarını gözden geçirebilmelidir. Ebeveynlerin eşiyle, komşusuyla, akrabalarıyla nasıl iletişim kurduğu çocuk için model teşkil etmektedir.
  • Ara sıra ailece bir araya gelip psikodrama etkinlikleri yapılabilir. Bir kişinin ortada oturması ve aile üyelerinin ortadaki kişiyle ilgili, yalnızca, olumlu geri bildirimler vermesi gibi. Bu etkinlikler, gergin ev ortamının yumuşamasına, aile üyelerinin, başkalarının gözünde kendilerinin olumlu yanlarını keşfetmelerine imkan sağlar.
  • Tüm çocuklardan, birbirlerinin süreçleri hakkında destek almak, kaynaşmayı sağlayacaktır. Örneğin; puzzle yaparken zorlanan küçük çocuğa, yardım etmesi için ağabeyi yönlendirilebilir. Öte yandan ne giyeceğini bir türlü karar veremeyen ablaya, küçük kardeşi seçimi konusunda destek verebilir.
  • Çocukların kendilerine ait olan eşyalara sahip çıkması normaldir. Paylaşmayı öğretmek için çocuğa henüz paylaşmaya hazır olmadığı eşyası konusunda ısrar edilmemelidir. ‘Bu kardeşinin oyuncağı, oyunu bittiğinde ve sana vermeye hazır olduğunda verebilir’ demeniz yeterlidir.
  • Kardeşler arasında takım ruhu oluşturmak önemlidir.
  • Paylaşılamayan eşyalarda yazı-tura, kura gibi yöntemlere başvurulabilir. ‘5 dakika sen oyna, 5 dakika sonra sen oyna’ gibi sıralama teknikleri kullanılabilir.
  • Ebeveynler, kendi kardeşleriyle olan ilişkilerinde, çocuklarına model olabilir. Aile ortamına dayı, amca, teyze ve halanın dahil oluşu bu süreci olumlu etkileyecektir.
  • Ebeveynler, küçükken kendi kardeşleriyle yaşadıkları sorunları, nasıl çözdüklerine odaklanarak anlatabilir.
  • Kardeşlikle ilgili hikayeler ve öyküler çocuklara okunabilir veya çocuklar kendileri okuyabilir.
  • Kardeşleri olan diğer çocuklarla program yapılabilir. Böylece çocuklar, yaşadıkları kaygı, korku, öfke, kıskançlık gibi duyguların pek çok kişi tarafından yaşandığını ve bunun normal olduğunu gözlemleme fırsatı elde edecektir.
Kardeşler arası çatışmalar alevlendiğinde, ebeveynlerin kardeşlerin yatışmasını beklemelerinde fayda vardır.
  • Çatışmaların çok alevlendiği ve ebeveynin müdahale etmesi gereken durumlarda, tüm çocukları yatışmasını ve sakinleşmesini beklemekte fayda vardır. Kriz durumu yatıştığında konuşmak çok daha yapıcı olacaktır.
  • Demokratik bir ev ortamı yaratmak önemlidir. Herkesin aynı düşünemeyeceğini anlatmak, farklılıkları hoşgörüyle karşılamanın mümkün olduğu bir iletişim ortamı yaratmak önemlidir.
  • Ailede herkesi ilgilendiren kararlar alırken, tüm aile meclisini toplamak ve çocukların da fikirlerini almak önemlidir.
  • Kimi zaman aile toplantıları yapıp evdeki kurallar ve sınırlar hakkında konuşabilmek etkilidir. Herkesin kendisini ifade edebilmesine olanak sağlamak önemlidir.
  • Evin temel kurallarını belirlemek önemlidir. Bağırmak, isim takmak, kapıyı vurmak gibi davranışların nasıl karşılandığını, aile bireylerinin bu davranışlar olduğunda nasıl hissedebildiğini, aile meclisinde konuşabiliyor olmak önemlidir.
  • Çocuklarla bire bir vakit geçirmenin yanı sıra, çocuğun kendisine ait arkadaş ortamına kardeşsiz de gidebildiği zamanlar yaratabilmek önemlidir. Örneğin; Ayşe 1 sene de 5 arkadaşının doğum günü partisine gidiyorsa, bunun 2-3 tanesinin kardeşinin katılmadığı etkinlikler olabilmesi önemlidir. Bu, hem çocuğun bağımsızlaşmasına hem de bireysel kimliğini ortaya koyabilmesine imkan sağlar.
  • Kriz olmayan bir anda muhtemel bir kriz durumu için özel bir kelime belirlenebilir. Bir tartışma anında ebeveyn ‘1-2-3’ diye saymaya başlayıp özel kelimeyi söylediğinde çocuklar tartışmanın donması gerektiğini anımsayabilir.
Her şeye rağmen paylaşma konusunda problem yaşanıyorsa, paylaşılamayan nesne bir süreliğine ortadan kaldırılabilir.
  • Tüm denenenlere rağmen paylaşmak konusunda sorun yaşanıyorsa, paylaşılamayan nesne bir süreliğine ortadan kaldırılabilir.
  • Çocukların mizaçlarına ve genel süreçlerine göre aynı okula mı, farklı okula mı gitmeleri gerektiğine karar vermek önemlidir.
  • Ebeveynlerin, her çocuğun biricik olduğunu ve sevildiğini hissettirebilmesi önemlidir.
  • Bir şeyin yönetimi konusunda sorun yaşanıyorsa planlama yapılmalıdır. Örneğin; televizyonda hangi kanalın izleneceği konusunda sıkıntı yaşanıyorsa, haftanın günlerini planlamak önemlidir. Pazartesi-Çarşamba Zeynep’in, Salı-Perşembe Ozan’ın kumanda günleri olması gibi.
  • Kardeş tartışmalarında, ebeveyn olarak nasıl tepkiler verildiğini gözden geçirmek, nelerin işe yaradığını, nelerin işe yaramadığını belirlemek etkili olacaktır.
  • Ebeveynler, kendi çocukluk deneyimlerini gözden geçirip, tıkandıkları noktaları, kendi aile dinamiklerini, mevcut ailelerine nasıl ve ne oranda taşıdıklarını gözden geçirmelidir. Kalıtım ve kuşaklar arası aktarımın gücü unutulmamalıdır.
  • Bazı ailelerde kardeş tartışmaları büyük kavgalara dönüşebilmekte, bu süreçler çocukların ve ebeveynlerin duygusal ve ruhsal süreçlerini, günlük işlevselliklerini olumsuz etkileyebilmektedir. Böyle durumlarda uzman desteği almak, aile terapisine başvurmak önemlidir.

Kaynaklar

Beyond Sibling Rivalry: How To Help Your Children Become Cooperative, Caring and Compassionate, Peter Goldenthal.

Siblings Without Rivalry, Adele Faber, Elaine Mazlish.

Uzman Klinik Psikolog İrem Alişanoğlu Polat: Uzman Klinik Psikolog İrem Alişanoğlu Polat, İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji & Uluslararası İlişkiler bölümlerinden çift ana dal dereceleriyle mezun olmuştur. İngiltere’de University of Westminser’da Örgütsel Psikoloji alanında yüksek lisansını tamamlamıştır ve akabinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji (çift ve aile terapisi alt dalı) programında ikinci yüksek lisans programından mezun olmuştur. Çocuklarla, gençlerle, yetişkinlerle, ailelerle ve çiftlerle psikoterapi yapmaktadır. Çalışmalarında; sistemik, EMDR, şema, bilişsel davranışçı terapi, oyun terapisi, çözüm odaklı terapi yöntemlerini kullanmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale