Hiç düşündünüz mü, bir şeyi tamamlamak ne kadar tatmin eder insanı? Peki, insanlar belirsizlik yaşadığı zaman neden huzursuz olur? “Tamamlamak karar vermek ise belirsizlik karar verememekle ilişkilidir” diyebilir miyiz? Tüm bu soruların cevabını bulmak için bile karar vermek gerekir. Kahvaltıda ne yenileceğine, görüşmeye giderken giyilecek kıyafete, ileride sahip olmak istenilen mesleğe, kısacası her şeye karar verme mekanizmasını kullanarak tercih yaparız.
Öyleyse düşünmek gereklidir bir karar verebilmek için. Düşünmek, insanları birbirinden ayıran en önemli özelliklerden biridir. İnsan beyni düşünürken, geçmiş ve gelecek arasında gider, gelir. Bu demek oluyor ki, tecrübelerimiz ve hayallerimiz karar verme aşamasında büyük bir role sahiptir. Tecrübeler, biz fark etmeden zihinde tıpkı bir şema gibi oluşur. Şemalar, anılarımızın insan beynine kodlanmış halidir. Bu şemalar ile birlikte bireyin sahip olduğu tutum ve düşünceler de karar verme sürecini etkiler (Küçükay, 2018).
Kişi, herhangi bir durum, olay ya da konu ile ilgili karar vereceği zaman beynin ön lob kısımları (prefrontal korteks) ile bellek işlevlerinden sorumlu olan talamus arasında nöronal aktivite ortaya çıkar (Küçükay, 2018). Karar vermek, en az iki seçenek içeren ve süreç isteyen bir eylemdir. Hem karar verme ihtiyacını yaşarken hem de karar verme anında insan beyninin ventromedial ve dorsolateral prefrontal korteks bölgeleri nöronal etkileşime girer. Bilişsel ve emosyonel bilgiyi birleştirerek seçim yapabilmeyle ilgilenen beyin bölgesi, ventromedial bölgedir.
Dikkat, çalışma hafızası ve sosyal davranışlarda rol üstlenen dorsolateral bölge de karar verirken büyük etkiye sahiptir! Ayrıca, yazıda daha önce bahsedilen tecrübelerin şemaya dönüştürülerek geleceğe ait düşüncelerin oluştuğu ve dolayısıyla doğru karar verme düşüncesini oluşturan bölge anterior singulat kortekstir.
Karar vermenin fiziksel ve psikolojik faktörlerden de etkilendiği bilinmektedir. Öncelikle, stres anında prefrontal korteks bölgesinin performansı düşer. Bu bölge karar verme ile yakından ilişkili olduğu için stres anında karar vermenin pek sağlıklı olmayacağı söylenebilir. Uyku yoksunluğu, aşırı yorgunluk, fazla iş yükü gibi durumların yanı sıra coşkunun, mutluluğun normalden fazla olduğu anlarda da karar verirken dikkatli olmak gerekir (Küçükay, 2018). Dahası, karar verme performansının yaş ve cinsiyet farklılıklarından da etkilendiği söylenebilir.
Araştırmalar gösteriyor ki, çalışma belleği, yürütücü işlev, bilgi işleme hızı gibi işlevlerin yaşlılıkta azalıyor. Bu durumun da prefrontal lobun daha kötü performans sergilemesinden kaynaklandığı bilinmektedir. Dolayısıyla karar vermenin merkezi olan ön lobların sergilediği performans, yaşlıların karar verme mekanizmasını olumsuz etkileyebiliyor. Cinsiyet farklılıklarına bakıldığı zaman, karar verme anında erkek beyninin sağ hemisfer aktivitesinin kadınlara göre daha iyi performans sergilediği görülmektedir. Bu sebeple, erkeklerin karar verme test performanslarının, kadınlardan daha yüksek olduğu söylenebilir (Şandor, 2018).
Özetle, karar verme ile insan zihni arasında derinden bir bağ vardır. Prefrontal korteksin çalışma performansına göre karar verme kalitesi artabilir ya da azalabilir. Bu performansı etkileyen başlıca faktörler yaş, cinsiyet, fiziksel ve ruhsal dayanıklılıktır. Kişi karar verdiğinde belirsizlik boyutundan çıkar ve tamamlanma boyutuna girer.
Benimle iletişim kurmak ve paylaşımlarımı takip etmek için @kln.psk.betulcavlak Instagram hesabımı takip edebilirsiniz.
Kaynak:
Küçükay, A. (2018). Karar vermenin psikolojisi. Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, 34.
Şandor, S. (2018). Sağlıklı kişilerde ergenlikten yaşlılığa karar verme davranışı ve yürütücü işlevlerle olan ilişkisi. Klinik Psikiyatri Dergisi, 21.
İlginizi çekebilir: Bilişsel çarpıtmalar: En sık yapılan 10 düşünce hatası