X

Karantina zamanlarında iyi hissetme ritüelleri: Modunuzu yükseltecek 5 öneri

Belki de ilk kez küresel olarak, başka bir deyişle hep birlikte bu denli olağan dışı bir dönemi paylaşıyoruz. Kendimiz için olmasa bile yakınlarımız için korkmamak, kaygılanmamak kimilerimiz için çok zor. Bu yazımda, sosyal hayattan uzaklaşmanın virüsün yayılmasına karşı alınabilecek en iyi önlem olduğu bir dönemde kaygıdan uzak durmak için, evlerimizde yapabileceğimiz iyi hissetme ritüellerini paylaşmak istedim.

Son 1 haftada alışveriş paketlerinizdeki sebze, meyve, vitamin takviyeleri ve temizlik malzemeleri artmış olsa gerek. Evet, kendimizi korumak, bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için dışarıdan almamız gereken takviyeler, gıdalar var. Ancak bağışıklığımıza etki eden bir diğer unsuru da unutmamamız gerek; nasıl hissettiğimiz…

Yazar ve motivasyon konuşmacısı Abraham Hicks “Endişe, istemediğimiz bir şeyi yaratmak için hayal gücümüzü kullanmaktır” diyor. Kendimizi korku dolu ya da endişeli hissetttiğimizde savaş & kaçsavaş & moduna geçen sinir sistemimiz, bağışıklık sistemimize “sana şimdilik ihtiyacım yok, savaşmak ya da kaçmak için kaslarıma kan pompalamam, daha güçlü olmam gerek” diyor ve onu devre dışı bırakarak vücudu virüs ve bakterilere açık hale getiriyor. Hicks’in de dediği gibi; endişelenerek şu anda hiç istemediğimiz şeyi yaratmak, yani hasta olmak için kapıları açmış oluyoruz.

Endişelenmemizi sağlayan deneyimlerden bazıları şöyle; sosyal medyada başka ülkelerde hastalık yüzünden yaşanan korku dolu hikayeleri okumak, ölüm oranlarını ve karantina haberlerini dinlemek, sokakta öksüren birinin yakınından geçmek, ekonomiyle ilgili sıkıntılı haberleri okumak, iş yerinde neler olabileceğini düşünmek vs… Tüm bunlar zihinlerimizde geleceğe dair kaygı yaratma potansiyeline sahip. Anda bir problemimiz olmamasına rağmen, bu gibi kaygılar yüzünden beden savaş & kaç moduna girdiğinde bağışıklığımızın gün içinde ne kadar sık etkilendiğini düşünün; üstelik ona en çok ihtiyacımız olan bu pandemi günlerinde…

Peki bunun üstesinden gelip, bağışıklığımızı nasıl devrede ve güçlü tutabiliriz? Olumlu hissettiren deneyimler parasempatik sistemi devreye sokar, dinlenme & sindirme, tamir etme modu. Bu sistem devredeyken bağışıklık sistemi tam kapasite çalışır. Bu modda ne kadar fazla kalabilirsek, direncimiz o kadar artar. Bunu yapmak için evlerimizde kullanabileceğimiz bazı ritüelleri aşağıda listeledim.

1. Suyla gargara yap, şarkı söyle, mantra mırıldan

Birbirleriyle alakasız gözüken bu 3 eylemin bir ortak noktası var: Ses telleri. Özellikle kendini kaygılı ya da korku dolu hissettiğinde bu üçünden birini yapmak iyi gelir, neden mi? Çünkü bu 3 eylem de ses telleri aracılığıyla vagus sinirini devreye sokar, vagusun devrede olması bedeni savaş & kaç modundan çıkarır, bağışıklık sistemini devreye sokar. Şimdi yanında bir bardak su varsa ona doğru usulca uzan, kocaman bir yudum al ve tıpkı çocukluğundaki gibi gargara yapmayı dene. Ya da aç söylemeyi en sevdiğin şarkıyı, bağıra çağıra söyle, bırak komşular da eşlik etsin… O da mı olmadı? Battaniyenin altına otur, bağdaş kur, OM mantrasını ya da başka bir mantrayı mırıldan. BONUS: Evini her kimle/kimlerle paylaşıyorsan gargara deneyini beraber yapın. Muhtemelen gargaralar kahkahalarla noktalanacaktır. Ki bu da bizi diğer maddeye getirir…

2. Kahkaha at, komedi film, dizi & gösterileri izle, gülmek için vakit ayır

Aynı şekilde kahkaha atmak da vagusu devreye sokarak savaş & kaç modundan çıkmamızı sağlar. Bu nedenle kahkaha atmak için vakit ayırmak önemli. Akşamları TV karşısına geçtiğinde özellikle seni güldürecek bir şeyler izlemeyi seç. İzleme imkanın olmadığında kahkaha atıyormuş gibi yap, çünkü bunu yapmak dahi bir iki deneme sonra gülme refleksini beraberinde getirir. Sevdiklerinle yaşadığınız eski komik anılarınızı hatırla, kısacası dikkatini kasıtlı olarak seni güldürebilecek şeylere ver. Öneriler: Friends, Yes Man, IT Crowd, Maske, Ricky Gervais Humanity…

3. Minnettarlıkla ilişkilerini güçlendir

Eline kağıdı kalemi al, uzun zamandır varlığı için minnettar olduğun birini düşün. Ona minnettar olduğun nedenleri sanki onunla yüz yüze konuşuyormuş gibi samimi bir şekilde sırala. Sonra telefonunu al, yazdıklarının fotoğrafını çek ve o kişiye yolla. Ben bundan daha iyisini yapabilirim diyorsan, ona telefon aç ve yazdıklarını oku. İkinizin de oksitosin patlaması yaşayacağını garanti edebilirim. Oksitosin en güçlü ve en doğal antioksidanlardan biri, hani şu ara en çok ihtiyacımız olanlardan. Unutma, bu ritüeli her gün farklı bir kıymetlin için yapabilir, hem ona hem kendine doğal şifa verebilirsin. Sevgi bu olağan dışı zamanlarda bizlere en iyi gelen ilaç.

4. Ekmeğini bölüş

Dışardan yemek söylemek yerine evlerimizde yemenin daha sağlıklı olduğu bir dönemdeyiz. Diyelim evde mis gibi çorba yaptın, 2 kase de komşuna götür. İyilik yapmak iyi hissetmemizi sağlar ve ilişkilerimizi pekiştirir. İyilik yaptığımız kişi hem çok iyi hisseder, hem de bu iyiliğin karşılığını vermek ister. Hiç tanımadığın biri bile olsa, aynı apartmanda ya da çevrede yaşadığın komşuna ufacık bir iyilik yapmak, aranızda sağlam bir dostluk oluşmasının ilk adımı olabilir. Sosyal destek özellikle zor zamanları atlatmak için en çok ihtiyacımız olan unsurlardan biri. Mutluluğumuza en çok etki eden bileşen, kaliteli sosyal ilişkilere sahip olmak, kaliteli sosyal ilişkilerin temeli yardımlaşmakta…

5. Oyun oyna, akışta kal

Oyun oynamak sadece çocuklara iyi gelen bir şey değil, her yaşta oyundan büyük keyif alırız. Çünkü oyunda bir amacımız olur, rekabet eder ya da yetkinliklerimizi kullanırız. Akışta oluruz; zamanın nasıl geçtiğini anlamaz, anda yaşadığımız deneyimden keyif alırız. Özellikle bu dönem, zihnimizi gündemden ve kaygıdan uzak tutmak ve anda kalmak için yapılabilecek en iyi etkinliklerden biri oyun oynamak. Sessiz film, tabu, tavla, jenga. Evde birden daha fazla kişiyseniz oynanabilecek oyunlardan bazıları… Tek başınaysan da internet üzerinden oynayabileceğin pek çok oyun mevcut. İlk aklıma gelen Angry birds, kızgın kuşlarla virüsleri patlatarak ortadan kaldırıyormuş gibi hayal ederek stres atabilirsin…

Bazen gündemin etkisinde kendi bireysel yolumuzdan çıkıp, kitlesel panikle istemediğimiz senaryoları düşünmek otomatikleşir. Şu an tam da öyle bir dönemin içinden geçiyoruz ve bu çok doğal. Victor Frankl, II.Dünya Savaşı sırasında Nazi toplama kamplarında bir mahkum olarak deneyimlerini anlattığı “İnsanın Anlam Arayışı” adlı muhteşem kitabında anlamı ve umudu kaybedenlerin nasıl hayattan vazgeçip bir anlamda karar vererek öldüklerinden bahseder. Endişenin tersi olan umut olumlu hissederek güçlenir. Tıpkı bağışıklığımız gibi… Bu farklı dönemi yüzümüzü umuda çevirerek, günlük rutinimizi olumluya programlayarak, ilişkilerimize özen göstererek çok daha güzel atlatabiliriz.

Bu dönemde whatsapp üzerinden Mutluluk Pratiklerini paylaştığım “İrem’le Mutluluk Tasarımı” eğitimime katılmak ya da online bireysel danışmanlık almak istersen bilgi için bilgi@iremulgu.com adresine mail atabilirsin. Pozitif psikoloji pratikleri ve hayat deneyimlerimi paylaştığım Instagram hesabıma ve Youtube kanalımaInstagram hesabıma  bakmayı unutma.

Kocaman sevgiler…

İlginizi çekebilir: Mutlu olmak için kullanabileceğiniz en iyi strateji: Minnettarlık

İrem Ülgü Orhan: Berkeley, North Carolina ve Pennsylvania Üniversitelerinde bulunan Pozitif Psikoloji kürsülerinde, Pozitif Psikoloji alanında eğitimler almış olan İrem Ülgü Orhan, bu eğitimlerini şamanik öğretiler ile besleyerek, doğu batı senteziyle kendi mutluluk atölyelerini tasarlıyor. Bireysel danışmanlık pratiğinde, özellikle kişilerin hedefleri önünde engel oluşturan, farkında olmadıkları düşünce ve davranış kalıplarını fark ettirme ve değişim yaratmaya dayalı kendine has koçluk metodlarını kullanıyor. Amacını "Her geçen gün daha çok kişinin potansiyelini gerçekleştirmesine yardımcı olmak" olarak özetliyor. İrem kurucusu olduğu HUB Consulting şirketi ile koçluk, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermenin yanı sıra, İrem Ülgü Orhan adlı Youtube kanalı aracılığıyla kendi alanıyla ilgili video içerikleri paylaşıyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale