Selamlar Uplifers ailem, uzun zaman oldu yazamadım. Biraz kaotik bir dönemden geçiyordum ve yazdım, sildim, yazdım, sildim, yazdıklarım ve paylaşmak istediklerim içime sinmedi. Üzerine uzun uzun meditasyonlar yapmak ve netleşmek istedim, ayrıca bir-iki kitap cümlesiyle “Bu böyledir” demek içime sinmiyor. Üzerine okuma, araştırma ve paylaşacak noktaya gelecek kadar da meditasyon yapma ihtiyacı hissediyorum, söylediklerimizden ve yaptıklarımızdan sorumluyuz, çünkü muhteşem bir etkileşim içerisindeyiz. Özellikle sosyal medyanın da etkisiyle bir bilgi çok hızlı yayılıyor. Dolayısıyla paylaşmadan 3-5 kere düşünmek gerek diye düşünüyorum. Velhasıl öğrenme sürecim, eğitimler, derslerim derken ancak “Oh” dedim ve bunlar içimden daha sistematik bir şekilde aktı.
Kozmos evrimsellik üzerine kuruludur ve her canlı hava, sıvı, gaz olur, sonra form almaya başlar. Her canlı bir önceki evrimsel sürecince bitki de olmuştur, hayvan da, dağ da, okyanus da. Hepsini deneyimledikten sonra da kozmik kaosun içerisinde bütün enerjilerini birleştirir, yeni bir solucan deliği oluşur ve yeni bir gezegen oluşur. O da evrimsel süreçlerine devam eder.
Her nasıl ilkokulu geçmeden ortaokula gelemiyorsak, evrimsel zincir içerisinde de öğrenmemiz gerekenleri yükleniriz ve bütün değişkenler oluşmaya başlar, birini öğrenince diğeri gelir; öğrenemediğimiz her an sahneler tekrar tekrar oluşur ama tema aynıdır! Her boyutun değişkeni birbirinden farklıdır, dünya gezegeni içerisinde üç boyutlu algı vardır ve canlılar sadece deneme-yanılma yoluyla değişkenleri değerlendirirler ve önce-sonra sıralaması içerisinde öğrenmeye çalışırlar. Onun için de “Seçim bir illüzyondur!” Bizim dünya algımız maalesef kozmosu tam görebilecek kapasitede değildir, zaten Dünya’ya o evrimsel zincirde hangi görevleri üstlendiğimizi öğrenmeye geliriz.
Deneme-yanılma içerisinde hayatımızı sürdürürken nihai amaca bakmak gerekir ki zaten tanrısala ulaşmak dediğimiz de tam olarak budur. Hepimiz beynimizin kapasitesine göre farklı algılarız ve bilgi süzgecimize göre deneyimlerimizden de yararlanarak farklı anlamlar yükleriz. Bunun için de okuduğumuz her şeye şüpheci yaklaşmalıyız. Algıladığımız her bilgi bir nevi bir başka zihnin yorumudur, çok değerlidir, ama aslında öğrenme sürecimizde bize bir referans niteliğinde olmalıdır. Hem evren hem biz sürekli evrimleştiğimiz için bilgi de evrim geçirir ve bu şekilde düşünerek sürekli kendimizi kozmik bilgiye açmalıyız. Bahsedilen “Bilgi Çağı” aslında bu anlama gelmektedir.
Dünya dualitelerden oluşur. İyi-kötü, güzel-çirkin, kaos-düzen bir arada olmalıdır. Tek bir taraftan gidersek öğrenme sürecimiz durur ve aynı döngüler içerisinde yaşarız. Bunun için dualite sistemi vardır. Dualiteleri yıkmak çözüm değildir, ikisinin arasındaki farkı görüp hep bir ileriye gitmek için kodlanmış muhteşem araçlardır. Yeni bir evrimsel süreç başladığında kendimizi kaosta hissederiz, dengemizin şaştığını düşünürüz, dualitelere kayarız, sonra onları fark edip burada öğrenilmesi gerekeni öğrendiğimizde taşlar yerine oturur ve bir sonraki evrimsel sürece kadar hayat normale döner ve yeni bir döngü başlar. Aslında dengemizin şaşması da öğrenme sürecinde iyiye işarettir.
Uzun zamandır dualite, denge, kozmik zincir üzerine çalışıyorum, ara ara da bahsediyorum, bugün paylaşmam gerektiğini hissettim. Sabah Şamanik Çember yaparken “ahaa moment” yaşadım kendi varlığım adına. Karantina sürecinden bu yana -aslında bu süreç benim için 2013 yılında başladı ama karantina süreci biraz daha yüzüme vurdu sanırım- hayatımda çok değişiklikler oldu ve bu “kaos” gibi gözüken durumların hepsi beni bir sonraki evrimsel sürecime hazırladı.
Yeni döngümü kabul edip önce kendime, sonra bu zamana kadar oluşturduğum ve oluşan değişkenleri öğrenmeme yardımcı olan ruhlara, sonra da kozmosa teşekkür ettim. İçimde sakin, huzurlu, tamamlanmış, tatlı bir enerji var ve sizler de bu yazıyı okurken benimle birlikte hissedersiniz diye umuyorum, çünkü bu enerjiyi hissetmenizi çok istiyorum, hepimiz birbirimize bağlı olduğumuzdan da bunun mümkün olduğuna inanıyorum ve sizlere de kendi zincirlerinizi bulmanız için de bol bol meditasyon yapmanızı öneriyorum. Yukarıda da bahsettiğim gibi bunlar benim zihnimin algıları, sizinkiler belki başka olur. Kendinize çok iyi bakın, görüşmek üzere.
İlginizi çekebilir: Hygge yoga: Sıcaklık, rahatlık, huzur, bedene ve zihne odaklanma, farkındalık