Kanserin dünya çapında ölüm nedenlerinin başında geldiği bilinmektedir. Kanser; bağışıklık sistemimizin bazı hücreleri ile kanser hücreleri arasında yapılan bir maç gibidir. Kanser tedavisi ile ilgili gelişmeler devam ederken, kemoterapi alan bireylerin kendilerini takip eden tıbbi onkolog hekimlerine en sık sorduğu sorulardan bir tanesi, kendilerine çevreleri tarafından tavsiye edilen bitkilerin, aldıkları kemoterapi ilaçlarıyla etkileşimi olup olmadığıdır.
Bitkileri kullanarak destek tedavi: Fitoterapi
Bitkileri kullanarak hastaları tedavi etme yaklaşımı olarak açıklanabilen “fitoterapi” teriminin ilk kez 1870-1953 yıllarında yaşamış Fransız hekim Henri Lenclerc tarafından La Presce Medical adlı dergide kullanıldığı bildirilmiştir. Bu konuda ilk yazılı belge olan M.Ö. 3000 yıllarına ait Ninova tabletleri, Mezopotamya’da kurulan Sümer, Akat, Asur medeniyetlerinde bitkisel ve hayvansal ilaçlarla tedavilerin mevcut olduğunu kanıtlamaktadır.
M.Ö. 2500 yıllarında Çin tıbbıyla paralel bir gelişme içinde olan Hint tıbbının önemli temsilcilerinden Rig Veda, eserlerinde bine yakın şifalı bitkiden bahsetmiştir. Yunan tıbbının önemli adlarından Eskulap ve modern tıbbın temeli olarak kabul edilen Hipokrat, kitaplarında 400’e yakın bitkisel ürünü anlatmıştır. İslam uygarlığı döneminde, Kitab-al Saydalafi al Tıp adlı kitabın yazarı Ebu Reyhan, 1650’li yıllara kadar referans kitap olarak kabul edilen 800 hayvansal ve bitkisel tedaviden bahseden “Tıp Kanunu” adlı eseri yazan ibn-i Sina ve Al Gafini bitkisel tıp konusunda önemli eserlere imza atmışlardır.
Kansere karşı bitkilerle yapılan çalışmalar
Bu konudaki bilimsel araştırmaları üç kategoriye ayırabiliriz. Hücre deneyleri, hayvan deneyleri ve klinik deneyler.
- Hücre deneyleri, kanser hücrelerinin laboratuvar koşullarında üretilip, kanser hücrelerinin üremelerini, bu doğal maddelerin, meyve, sebze ve baharat özütlerinin nasıl etkilediğinin incelendiği bilimsel deneyler. Mutlaka kontrollü yapılması gereken deneyler bunlar. Kontrollü deney ne anlama geliyor? O hücre plağındaki hücrelere, örneğin shiitake mantarı özütü eklenirken, shiitake mantarı özütü eklenmeyen ve bir de “boş sıvı” yani shiitake mantarı özütü içeren sıvının özüt içermeyen baz sıvısının tek olarak verildiği üç grubun karşılaştırılmasından oluşuyor. Yani iş, “tesadüf” ile açıklanamayacak boyutlara getiriliyor.
- Hayvan deneylerinde ise, çeşitli organ ve sistemlerinin işleyişi insana benzeyen hayvanlarda, örneğin bazen domuz, bazen fare, bazen de bir sinek çeşidi olabiliyor, bu besinlerin özütlerinin kanserli dokuların büyümesine etkileri inceleniyor. Bazı deneylerde kimyasal maddelerle hayvanlarda kanser oluşturuluyor ve kanser oluşturulmuş hayvanlar çeşitli gruplara ayrılıp, meyve ve sebzelerin özütleri bu hayvanların gıdalarına veya sularına karıştırılıp, hiçbir şey verilmeyen kanserli hayvanlar ile karşılaştırılıyor, hangi grubun kanser dokusu daha hızlı büyüyor diye.
Deneyler bunlarla da sınırlı değil; bazen kanser daha oluşturulmadan, örneğin shiitake mantarı özütü veriliyor ve daha sonra kanser yapıcı kimyasal madde veriliyor ve hangi grupta daha hızlı kanser oluşuyor, ona bakılıyor. Ve örneğin görülüyor ki daha önce shiitake mantarı ile “doping yapılmış” hayvanlar bu kimyasal kanserojene “bana mısın demiyor”. Bazen de başka bir canlıdan alınan kanserli doku bu hayvanların dokularına gömülüyor ve hayvanlar ikiye ayrılıyor; yarısına deneyi yapılacak meyve, sebze veya baharatın özütü veriliyor, yarısına verilmiyor.
Sonra aktarılan kanserli dokunun büyüme hızı, damarlanması, uzak dokulara yayılma gücü mercek altına alınıyor. Bu maddenin kanser büyümesini yavaşlatıp yavaşlatmadığı ve hatta yavaşlattı ise hangi hücre içi mekanizmayı etkileyerek yavaşlattığı ortaya koyuluyor.
- Klinik deneyler ise insanlar üzerinde yapılan çalışmalar ve bu yüzden sayıları oldukça kısıtlı çünkü Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konuda kısıtlamaları var. Ancak insana zarar vermediği bilinen maddelerle bu çalışmalar da yapılıyor. Bir de istatistiksel veriler toparlanıp inceleniyor. Örneğin Hindistan, dünyanın en fakir ülkelerinden biri, insanların bir dolu kanserojen maddeye de maruz kaldığı bir ülke ancak genel olarak tüm kanserlerin de en az görüldüğü ülkelerden biri aynı zamanda. İstatistiksel bulgular bu ülkede kişi başına düşen baharat kullanım oranının da çok yüksek olduğunu gösteriyor ve birçok baharatın birçok farklı kanser türüne karşı koruyucu olduğuna dair pek çok bilimsel çalışmanın kaynağı da bu ülke olmuştur.
Günümüzde kemoterapide bitkisel destek
Kanserle mücadelede en önemli strateji; “klasik tıpla (ör., kemoterapi) tamamlayıcı tıbbı (ör., fitoterapi) akıllı bir şekilde birleştirmek” olmalıdır. Çünkü yapılan klinik çalışmalarda kişinin hayat kalitesini ve sağkalımını artırdığı gösterilmiştir. Her kanser hastasının bitkisel destek alma hakkı vardır, dünyada da bu böyledir, ancak bunu, klasik tıbbi tedavilerini bırakmadan ve o tedavilerle kötü bir etkileşime girmeyecek maddelerle yapmaları gerekmektedir.
Kemoterapi alan bireylerde bitkisel tedavi “ot çöp kaynatmaktan” ibaret değildir. Bitkisel çaylar, birçok hastalıkta farklı faydalar sağlarlar ve dünyada da yaygın olarak kullanılmaktalar ancak “kanserde bitkisel destek” bitkisel çaylardan çok daha ötesidir. İşin içine, konsantre bitki özütlerinden, ekstrelerden oluşan bitkisel kapsül ve tabletler, damlalar, şuruplar girer ki bunların hangi hastaya hangi dozlarda verileceği kesinlikle ayrı bir uzmanlık konusudur.
Bitkisel kapsül ve tabletler ise mutlaka eczanelerden alınmalıdır. Kapsüle giren her bitki “ilaç” olmuş olmaz, kapsülde olması hijyenik koşulların da sağlanmış olduğu anlamına gelmez. Dünya standartlarında mikrobiyolojik, etkinlik, raf ömrü vs. gibi koşullar gerektirir ki, ancak bu koşulların sağlandığı ürünler eczanelere girebilir.
Kemoterapi alan bireyler hangi bitkileri kullanmamalıdır?
Kemoterapi alan hastalar, greyfurt, nar, ısırgan, kantaron başta olmak üzere birçok maddeden uzak durmalıdır. Çünkü bu bitkiler, kemoterapi ilaçlarının vücutta yol aldığı “biyolojik seyri” değiştirebilir. Biyolojik seyir derken kemoterapi ilacının karaciğerde kullandığı enzimi kullanabilir, etkisizlik ya da toksik etkiler oluşabilir. Bazıları kemoterapinin etkisini azaltır, bazıları ise toksit etkisini artırır. Bu nedenle kemoterapi alan bireyler, kendilerini takip eden Tıbbi Onkolog hekimlerine ve fitoterapi uzmanına danışarak bitkisel destek kullanmalıdır.
Kemoterapi alan bireylerde hekime danışılarak kullanılabilen bitkisel destek takviyeleri
Kanserde bitkisel tedavi, yani fitoterapinin kullanılması, özellikle tıbbi tedavinin yan etkisinin azaltılması, bozuk olan bağışıklık sisteminin düzeltilmesi ve desteklenmesi, tedavinin yararının artırılması, kanser hücrelerinin metastaz yapma yeteneğinin azaltılması, kanser kök hücrelerinin öldürülmesi için tıbbi tedavinin yanında veya sonrasında yardımcı tedavi olarak kullanılır. Kanser tipine, kanserde kullanılan her ilaca göre bitkisel tedaviler değişiklik göstermektedir.
Kanser hastalarının çok sayıda ilaç kullanması nedeni ile ezbere şu bitki iyi gelir demek mümkün değildir. Bu konuda eğitimli onkoloji uzmanının denetiminde bitkisel tedavilerin yer aldığı çalışmalar yürütülmektedir. Örneğin, Shiitake diye bilinen mantardan elde edilen aktif maddelerden lentinan’ın Japonya’da mide kanseri tedavisinde kullanımı onaylanmıştır. Benzer şekilde, Reishi mantarından elde edilen aktif maddelerin bilimsel deneylerde birçok kanser hücresi üzerine etkili olduğu gösterilmiştir. Kanser türüne göre, kullanılan kemoterapi ilacına göre Tıbbi Onkolog ve fitoterapi uzmanına danışarak kullanılmalıdır.
Sevgiler…
Referanslar:
1.Güveloğlu E. Kanser iyileşir. Hangi evrede olursa olsun umut var. Hayykitap. ISBN 6055181765.
2.Ina K et al. The use of lentinan for treating gastric cancer. Anticancer Agents Med Chem. 2013 Jun;13(5):681-8.
3.Ina K et al. Chemo-Immunotherapy Using Lentinan for the Treatment of Gastric Cancer with Liver Metastases. Med Sci (Basel). 2016 Apr 7;4(2).
4.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=shiitake+mushroom+chemotherapy Erişim tarihi: 28.04.2019.
5.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=reishi+mushroom+chemotherapy Erişim tarihi: 28.04.2019.
6.Toptaş B, Alagöz ZA. Ankara Ecz. Fak. Derg. 2016; 40 (2):58-82.
7.Kurt H et al. Meme kanserli hastalarda tamamlayıcı/alternatif tedavi kullanımı. Türk Onkoloji Dergisi. 2013; 28 (1):10-15.
8.Özgüç S et al. Meme kanserinde etkili tıbbi bitkiler ve sekonder metabolitleri. Ankara Ecz. Fak. Derg. 2018; 42 (2):42-62.
9.Sarışen Ö, Çalışkan D. Fitoterapi: Bitkilerle tedaviye dikkat. STED 2005; 14 (8): 182-187.
10.http://www.gonuldergisi.com/hangi-kansere-hangi-bitki-iyi-gelir-fitoterapi-ic-hastaliklari-ve-tibbi-onkoloji-uzmani-prof-dr-canfeza-sezgin.html Erişim tarihi: 28.04.2019.
İlginizi çekebilir: Kansere karşı mücadelede yeni bir yaklaşım: İmmüno-Onkoloji nedir?