X

Kanserle mücadelede bitkilerden faydalanmak: Kemoterapiyle uyumlu bitkisel destek

Kanserin dünya çapında ölüm nedenlerinin başında geldiği bilinmektedir. Kanser; bağışıklık sistemimizin bazı hücreleri ile kanser hücreleri arasında yapılan bir maç gibidir. Kanser tedavisi ile ilgili gelişmeler devam ederken, kemoterapi alan bireylerin kendilerini takip eden tıbbi onkolog hekimlerine en sık sorduğu sorulardan bir tanesi, kendilerine çevreleri tarafından tavsiye edilen bitkilerin, aldıkları kemoterapi ilaçlarıyla etkileşimi olup olmadığıdır.

Bitkileri kullanarak destek tedavi: Fitoterapi

Bitkileri kullanarak hastaları tedavi etme yaklaşımı olarak açıklanabilen “fitoterapi” teriminin ilk kez 1870-1953 yıllarında yaşamış Fransız hekim Henri Lenclerc tarafından La Presce Medical adlı dergide kullanıldığı bildirilmiştir. Bu konuda ilk yazılı belge olan M.Ö. 3000 yıllarına ait Ninova tabletleri, Mezopotamya’da kurulan Sümer, Akat, Asur medeniyetlerinde bitkisel ve hayvansal ilaçlarla tedavilerin mevcut olduğunu kanıtlamaktadır.

M.Ö. 2500 yıllarında Çin tıbbıyla paralel bir gelişme içinde olan Hint tıbbının önemli temsilcilerinden Rig Veda, eserlerinde bine yakın şifalı bitkiden bahsetmiştir. Yunan tıbbının önemli adlarından Eskulap ve modern tıbbın temeli olarak kabul edilen Hipokrat, kitaplarında 400’e yakın bitkisel ürünü anlatmıştır. İslam uygarlığı döneminde, Kitab-al Saydalafi al Tıp adlı kitabın yazarı Ebu Reyhan, 1650’li yıllara kadar referans kitap olarak kabul edilen 800 hayvansal ve bitkisel tedaviden bahseden “Tıp Kanunu” adlı eseri yazan ibn-i Sina ve Al Gafini bitkisel tıp konusunda önemli eserlere imza atmışlardır.

Kansere karşı bitkilerle yapılan çalışmalar

Bu konudaki bilimsel araştırmaları üç kategoriye ayırabiliriz. Hücre deneyleri, hayvan deneyleri ve klinik deneyler.

  • Hücre deneyleri, kanser hücrelerinin laboratuvar koşullarında üretilip, kanser hücrelerinin üremelerini, bu doğal maddelerin, meyve, sebze ve baharat özütlerinin nasıl etkilediğinin incelendiği bilimsel deneyler. Mutlaka kontrollü yapılması gereken deneyler bunlar. Kontrollü deney ne anlama geliyor? O hücre plağındaki hücrelere, örneğin shiitake mantarı özütü eklenirken, shiitake mantarı özütü eklenmeyen ve bir de “boş sıvı” yani shiitake mantarı özütü içeren sıvının özüt içermeyen baz sıvısının tek olarak verildiği üç grubun karşılaştırılmasından oluşuyor. Yani iş, “tesadüf” ile açıklanamayacak boyutlara getiriliyor.
  • Hayvan deneylerinde ise, çeşitli organ ve sistemlerinin işleyişi insana benzeyen hayvanlarda, örneğin bazen domuz, bazen fare, bazen de bir sinek çeşidi olabiliyor, bu besinlerin özütlerinin kanserli dokuların büyümesine etkileri inceleniyor. Bazı deneylerde kimyasal maddelerle hayvanlarda kanser oluşturuluyor ve kanser oluşturulmuş hayvanlar çeşitli gruplara ayrılıp, meyve ve sebzelerin özütleri bu hayvanların gıdalarına veya sularına karıştırılıp, hiçbir şey verilmeyen kanserli hayvanlar ile karşılaştırılıyor, hangi grubun kanser dokusu daha hızlı büyüyor diye.

    Deneyler bunlarla da sınırlı değil; bazen kanser daha oluşturulmadan, örneğin shiitake mantarı özütü veriliyor ve daha sonra kanser yapıcı kimyasal madde veriliyor ve hangi grupta daha hızlı kanser oluşuyor, ona bakılıyor. Ve örneğin görülüyor ki daha önce shiitake mantarı ile “doping yapılmış” hayvanlar bu kimyasal kanserojene “bana mısın demiyor”. Bazen de başka bir canlıdan alınan kanserli doku bu hayvanların dokularına gömülüyor ve hayvanlar ikiye ayrılıyor; yarısına deneyi yapılacak meyve, sebze veya baharatın özütü veriliyor, yarısına verilmiyor.

    Sonra aktarılan kanserli dokunun büyüme hızı, damarlanması, uzak dokulara yayılma gücü mercek altına alınıyor. Bu maddenin kanser büyümesini yavaşlatıp yavaşlatmadığı ve hatta yavaşlattı ise hangi hücre içi mekanizmayı etkileyerek yavaşlattığı ortaya koyuluyor.

  • Klinik deneyler ise insanlar üzerinde yapılan çalışmalar ve bu yüzden sayıları oldukça kısıtlı çünkü Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konuda kısıtlamaları var. Ancak insana zarar vermediği bilinen maddelerle bu çalışmalar da yapılıyor. Bir de istatistiksel veriler toparlanıp inceleniyor. Örneğin Hindistan, dünyanın en fakir ülkelerinden biri, insanların bir dolu kanserojen maddeye de maruz kaldığı bir ülke ancak genel olarak tüm kanserlerin de en az görüldüğü ülkelerden biri aynı zamanda. İstatistiksel bulgular bu ülkede kişi başına düşen baharat kullanım oranının da çok yüksek olduğunu gösteriyor ve birçok baharatın birçok farklı kanser türüne karşı koruyucu olduğuna dair pek çok bilimsel çalışmanın kaynağı da bu ülke olmuştur.

Günümüzde kemoterapide bitkisel destek

Kanserle mücadelede en önemli strateji; “klasik tıpla (ör., kemoterapi) tamamlayıcı tıbbı (ör., fitoterapi) akıllı bir şekilde birleştirmek” olmalıdır. Çünkü yapılan klinik çalışmalarda kişinin hayat kalitesini ve sağkalımını artırdığı gösterilmiştir. Her kanser hastasının bitkisel destek alma hakkı vardır, dünyada da bu böyledir, ancak bunu, klasik tıbbi tedavilerini bırakmadan ve o tedavilerle kötü bir etkileşime girmeyecek maddelerle yapmaları gerekmektedir.

Kemoterapi alan bireylerde bitkisel tedavi “ot çöp kaynatmaktan” ibaret değildir. Bitkisel çaylar, birçok hastalıkta farklı faydalar sağlarlar ve dünyada da yaygın olarak kullanılmaktalar ancak “kanserde bitkisel destek” bitkisel çaylardan çok daha ötesidir. İşin içine, konsantre bitki özütlerinden, ekstrelerden oluşan bitkisel kapsül ve tabletler, damlalar, şuruplar girer ki bunların hangi hastaya hangi dozlarda verileceği kesinlikle ayrı bir uzmanlık konusudur.

Bitkisel kapsül ve tabletler ise mutlaka eczanelerden alınmalıdır. Kapsüle giren her bitki “ilaç” olmuş olmaz, kapsülde olması hijyenik koşulların da sağlanmış olduğu anlamına gelmez. Dünya standartlarında mikrobiyolojik, etkinlik, raf ömrü vs. gibi koşullar gerektirir ki, ancak bu koşulların sağlandığı ürünler eczanelere girebilir.

Kemoterapi alan bireyler hangi bitkileri kullanmamalıdır?

Kemoterapi alan hastalar, greyfurt, nar, ısırgan, kantaron başta olmak üzere birçok maddeden uzak durmalıdır. Çünkü bu bitkiler, kemoterapi ilaçlarının vücutta yol aldığı “biyolojik seyri” değiştirebilir. Biyolojik seyir derken kemoterapi ilacının karaciğerde kullandığı enzimi kullanabilir, etkisizlik ya da toksik etkiler oluşabilir. Bazıları kemoterapinin etkisini azaltır, bazıları ise toksit etkisini artırır. Bu nedenle kemoterapi alan bireyler, kendilerini takip eden Tıbbi Onkolog hekimlerine ve fitoterapi uzmanına danışarak bitkisel destek kullanmalıdır.

Kemoterapi alan bireylerde hekime danışılarak kullanılabilen bitkisel destek takviyeleri

Kanserde bitkisel tedavi, yani fitoterapinin kullanılması, özellikle tıbbi tedavinin yan etkisinin azaltılması, bozuk olan bağışıklık sisteminin düzeltilmesi ve desteklenmesi, tedavinin yararının artırılması, kanser hücrelerinin metastaz yapma yeteneğinin azaltılması, kanser kök hücrelerinin öldürülmesi için tıbbi tedavinin yanında veya sonrasında yardımcı tedavi olarak kullanılır. Kanser tipine, kanserde kullanılan her ilaca göre bitkisel tedaviler değişiklik göstermektedir.

Kanser hastalarının çok sayıda ilaç kullanması nedeni ile ezbere şu bitki iyi gelir demek mümkün değildir. Bu konuda eğitimli onkoloji uzmanının denetiminde bitkisel tedavilerin yer aldığı çalışmalar yürütülmektedir. Örneğin, Shiitake diye bilinen mantardan elde edilen aktif maddelerden lentinan’ın Japonya’da mide kanseri tedavisinde kullanımı onaylanmıştır. Benzer şekilde, Reishi mantarından elde edilen aktif maddelerin bilimsel deneylerde birçok kanser hücresi üzerine etkili olduğu gösterilmiştir. Kanser türüne göre, kullanılan kemoterapi ilacına göre Tıbbi Onkolog ve fitoterapi uzmanına danışarak kullanılmalıdır.

Sevgiler…

Referanslar:
1.Güveloğlu E. Kanser iyileşir. Hangi evrede olursa olsun umut var. Hayykitap. ISBN 6055181765.
2.Ina K et al. The use of lentinan for treating gastric cancer. Anticancer Agents Med Chem. 2013 Jun;13(5):681-8.
3.Ina K et al. Chemo-Immunotherapy Using Lentinan for the Treatment of Gastric Cancer with Liver Metastases. Med Sci (Basel). 2016 Apr 7;4(2).
4.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=shiitake+mushroom+chemotherapy Erişim tarihi: 28.04.2019.
5.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=reishi+mushroom+chemotherapy Erişim tarihi: 28.04.2019.
6.Toptaş B, Alagöz ZA. Ankara Ecz. Fak. Derg. 2016; 40 (2):58-82.
7.Kurt H et al. Meme kanserli hastalarda tamamlayıcı/alternatif tedavi kullanımı. Türk Onkoloji Dergisi. 2013; 28 (1):10-15.
8.Özgüç S et al. Meme kanserinde etkili tıbbi bitkiler ve sekonder metabolitleri. Ankara Ecz. Fak. Derg. 2018; 42 (2):42-62.
9.Sarışen Ö, Çalışkan D. Fitoterapi: Bitkilerle tedaviye dikkat. STED 2005; 14 (8): 182-187.
10.http://www.gonuldergisi.com/hangi-kansere-hangi-bitki-iyi-gelir-fitoterapi-ic-hastaliklari-ve-tibbi-onkoloji-uzmani-prof-dr-canfeza-sezgin.html Erişim tarihi: 28.04.2019.

İlginizi çekebilir: Kansere karşı mücadelede yeni bir yaklaşım: İmmüno-Onkoloji nedir?

Emsal Salık: Tıp doktoru, Histoloji-Embriyoloji Uzmanı, Klinik Ayak Refleksoloji Uzmanı, Shiatsu Uzmanı, bass gitaristim. Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi mezunuyum. Artı Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Kayropraktik Yüksek Lisans. Çocukluğumdan itibaren günde 20-40 dakika arası spor hayatımın bir parçası. İlgi alanlarım Yoga, Ayak Refleksoloji, Shiatsu, Medikal QiGong, Kayropraktik, Tae-Bo, Şema Terapi, kitap okuma, kendini geliştirme. emsalbass@gmail.com

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale