“Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır. Önemli olan içinden çıktığın sütü ak bırakmaktır…”
Mevlana
Gönül koymaktan bahsedeceğiz bu yazımızda sizlerle birlikte. Hatırlayalım istiyorum, en son neye gönül koyduk da gönül kapılarımızı kapattık. En son neye alındık da ben bunu istemiyorum diyerek kestirip atıverdik. En son ne bizi tam olarak tatmin etmedi de (programlandığımız şekilde gerçekleşmedi de) biz yeter diyerek kırıldık, istemiyorum diyerek oraya uzanan güzelim yolları tıkadık… Evet, bizler en son neye gönül koyarak kalp enerjimizi blokladık. Akmasına akmaya enerjilere akışa izin vermeden oraya ‘zaten bu olan bana hayırlı değil’ diye kendimizce karar vererek taşları yığdık?
Bu yazımda kalp çakra ile çalışmalarımız hakkında daha da derinleşmeye hazırlanırken hepimizin çokça yakından tanıdığımız ‘gönül koymak’ kavramına bakalım istiyorum. Hayatta bir şeyleri düşlemekteyiz. Evet istemekteyiz. Fakat isteme şeklimiz sadece ‘istediğimiz’ seviyeyi kapsıyor. Oysa ki şunu söyleyebilseydik ‘bu veya daha iyisi’… Veya düşünelim hayat istediğimiz her durumda bize sadece istediğimiz veya daha iyisini getirmekteyse ve bugün bize ulaşan o ‘daha iyisi’ ise ve bizler henüz bunu anlayamayacak düzeydeysek ne yapmaktayız? Hemen cevap vereyim gönül koymaktayız… İstediğimiz olmadığı için istediğimiz sadece aklımızın erdiği o bir şekilde olmadığı için gönül koymaktayız değil mi?
Peki henüz hayat son sözünü söylememişken bizler son sözümüzü söylediğimizde ne oluyor? Yine hemen cevap verelim; kıymet bilmiyoruz, şükür etmiyoruz, teşekkürlere ve sevinçlere o çocuk sadeliğindeki gözlerle hayata bakmaya yetemiyoruz… Kalbimiz kapanıyor. Gönlümüz donuklaşıyor. Haksızlığa uğradığımıza inanıyoruz. Unutulduğumuzu düşünüyoruz. Ve kocaman bir gönül koymak yumağı örüveriyoruz etrafımıza… Sözlerimiz de eylemlerimiz de böylece kapanıyor. Hayatın akışını durduruyoruz…
İşte bu yüzden öncelikle hayata gönül koymak kavramını bir kenara bırakmamız gerekiyor. Hayır olan ve olmayandadır, gelen istediğimiz veya daha iyisidir. Buna bir günde karar verebilmemiz ne kadar doğru? Sadece hayır olana, hayata kalbi kapatmayalım… Hayata karşı alınmayalım… Akışın getirdiklerini ‘kötü’ olarak tek kalemde yazıp hikayemizi bitirmeyelim… Belki yollar henüz başlamaktadır. Belki bugün göremediğimiz güzel diyarlara çıkmak mümkündür… Belki sadece biraz sabır gerekmektedir. Belki sadece biraz kalp sıcaklığı…
Siz siz olun gönül koymayın, ama en güzelleri ‘gönlünüze koymayı’ unutmayın!
İlginizi çekebilir: Kalp çakra üzerine çalışmalar 7: Kaybetmek ya da kaybetmemek, işte bütün mesele bu