X

Kalorileri saymayın: Beslenme yeterli, dengeli ve kaliteli olmalıdır!

Kalori saymanın yanlış ve tehlikeli bir yöntem olduğu birçok çalışmada ortaya çıkmıştır. Önemli olan kaloriler değil, besin değerleri yani o kalorileri hangi besinlerden aldığınızdır. 100 kcal içeren bir süt ile 100 kcal içeren bir baklava aynı şey değildir. İkisi arasındaki en önemli fark sindirilmeleridir.

Kalori sayarak zayıflamaya kalktığınızda tek yönlü beslenmeye başlarsınız, ki bu durumda da vücudunuza ihtiyacı olan besinleri vermemiş olursunuz. Vücudunuza her zaman ihtiyaç duyduğu besinleri vererek doğal ve sağlıklı beslenmeye çalışmalısınız. Beslenme yeterli, dengeli ve kaliteli olmalıdır.

Peki zayıflama işini kalori sayarak yapamayacaksak, nasıl yapacağız? İşte zayıflamak için izleyebileceğiniz 10 sağlıklı yol:

Besinleri gruplandırın.
Günlük besin ihtiyacınızın çoğunu sağlıklı besinlerden sağladığınızda, otomatik olarak aşırı ve sağlıksız yemek yemenin önüne geçen bir düzene sahip olursunuz.

Et, süt, tahıl, sebze, meyve ve yağ gruplarımız… Yediğiniz yemeklerin kalorilerini bilmenin bir anlamı olmaz, lakin hangi besin grubunu tükettiğinizi bilmek sizin için daha önemlidir.

Kalori hesabı denilince insanlar günlük ihtiyaçlarının tamamını sevdikleri tek bir yiyecekten bile kullanmak isteyebiliyor. Diyelim ki günlük ihtiyacınız 1700 kcal ve siz tüm gün sadece 1700 kcal’lik yaş pasta yiyip başka bir şey yemiyorsunuz. İşte bu noktada sağlıklı beslenme gibi bir durum söz konusu bile olmuyor. Günlük besin ihtiyacınızın çoğunu sağlıklı besinlerden sağladığınızda, otomatik olarak aşırı ve sağlıksız yemek yemenin önüne geçen bir düzene sahip olursunuz.

Yavaş yavaş, iyice çiğneyerek yiyin.

Hızlı yemek yemenin tokluk oluşturmada geç kaldığını biliyoruz. Yavaş yer, iyi çiğnersek (10 dakika boyunca) daha az yemek yemiş oluruz ve böylelikle tokluk sinyalimiz beyne ulaşmış olur. Bu duruma alışmak için yapılabilecek en önemli şey her lokmadan sonra çatalı bıçağı bırakmak olacaktır.

Çevrenizde kalorili yiyecek bulundurmayın.

Özellikle besin grubu açısından yetersiz ve dengesiz paket yiyeceklerden ev ve ofislere kesinlikle almayın. Atıştırma ihtiyacınızı sağlıklı besinlerden yana kullanın. Taze ve kuru meyveler, kavrulmamış çerezler, grissiniler… Hiçbir yiyecek sınırsız değildir bunu unutmayın, sağlıklı olsa bile.

Aynı kaloride ceviz ve cips için ikisi de yağlı grupta diye düşünmeyin, ceviz sağlıklı yağlar omega 3 ten zengin iken aynı kalorideki trans yağ içeren cips, sağlığınızı tehdit etmekte ve üstüne bir de kilo almanıza neden olmaktadır. 

Fazla diyet ürünü tüketmeyin.

Kalorisi azaltılmış, şekeri azaltılmış çok masum görünen diyet ürünleri de sınırsız grupta değildir, unutmayın. Bu ürünlerin hangi besin değerine göre azaltıldığı önemlidir. Şekersiz ve düşük kalorili diye fazla miktarda tüketeceğiniz yiyecekler ile yağ alımınız fazlasıyla artabilir.

Şekerden uzak durun.
Tatlı krizlerinin çoğu zaman asıl sebebi gün içerisinde yeterli beslenmemiş olmamız ve vücudumuzun gereken enerjiyi alamamış olmasıdır.

Özellikle kalori sayma yöntemini uygulanabilir bulanların çoğunun en sevdiği gruptur. “Gün boyu sadece tatlı yesem bana yeter, başka şey istemem” diyenlerin olmazsa olmazıdır. İşte bu noktada vücudunuza sadece tek bir şey almış olursunuz ve uzun vadede vücudunuza büyük zarar verirsiniz.

Tatlı krizlerinin sebebi çoğu zaman gün içerisinde yeterli beslenmemiş olmamız ve vücudumuzun gereken enerjiyi alamamış olmasıdır. Diğer bir sebep ise tüketmeye fazlasıyla alışmış olmanızdır. Şeker gibi basit karbonhidrat içeren gıdalara beslenmenizde haftada 1 ve ölçülü olacak şekilde yer vermeniz daha doğru olacaktır. Özellikle şekersiz yaşamaya başlamaya karar verdiğinizde, başlangıçta tatlı krizlerine karşı koyabilmek adına günde 2-3 porsiyon mevsim meyvesi tüketmeye özen gösterin.

Proteinleri ihmal etmeyin.

Yapılan birçok araştırmada proteinlerin daha doyurucu olduğu görülüyor. Diyetlerde ise ihtiyacınız olan tokluk, proteinli besinlerden sağlanmalıdır. Diyete başlamaya karar veren insanların yaptığı en büyük hata protein tüketmekten kaçıp fazlasıyla sebze tüketmektir. Ve sonucunda kısa süren diyet denemeleri ve başarısız sonuçlar ortaya çıkar. Proteinlerin termik etkisi ile metabolizmanız daha hızlı çalışırken daha fazla doygunluk hissedersiniz. Burada bahsedilen protein diyetleri değil; sizin kilonuza yaşınıza ve sağlık durumunuza göre almanız gereken yeterli protein içeren besin gruplarından zengin bir diyet söz konusudur.

Porsiyonları kontrol edin.

Özellikle dışarıda daha çok yemek yiyorsanız porsiyonları düşürmeye başlayın; çoğu yerde yarım porsiyon yiyerek bile doyabilirsiniz. İşe seçici olmakla başlayın, her yemeğin yanında gelen pilav patates grubunu veya ekmekleri tüketmeyin; ve en önemlisi bunu yemeğiniz servis edilmeden yan ürünleri değiştirmelerini rica ederek engelleyin.

Evde ise önce küçük miktarlar ile yemeğe oturun, her şeyi yedikten sonra eğer hala doymadıysanız tekrar alırsınız. Evde en önemli nokta sofraya salatasız oturmamak olmalıdır. Koca bir tabak salatayı rahatlıkla yiyebileceğinizi unutmayın.

Bol lifli beslenin.
Ayrıca lif açısından zengin besinler sindirilirken, içerdiklerinden daha fazla kalori harcanmasına neden olurlar.

Lif açısından zengin, yani posalı gıdalar sistemimizde daha iyi kullanılır ve de lifler bedenimizde istenmeyen maddelerin atımına destek olur. Ayrıca lif açısından zengin besinler sindirilirken, içerdiklerinden daha fazla kalori harcanmasına neden olurlar.

Lifler doğrudan besleyici değildir fakat kilo almanızı bir miktar engellediğini bile söyleyebiliriz. Midede fazla yer kapladıklarından doyurucu olan lifler, bu sayede daha az yemek yemenizi sağlarlar. Özellikle yaz aylarında miktarı düşünmeden rahat rahat tüketebileceğiniz salatalık kurtarıcınız olacaktır.

Tek sınırsız kaynak “su”!

Çünkü ne kadar çok su, o kadar tokluk! Su tüketimi, iştah kontrolünü sağlaması bakımından çok önemlidir. Düzenli su içmeye başlarsak bu alışkanlık zamanla oturacaktır. Su tadını sevmiyorsanız limon, nane, karpuz gibi meyve ve sebzelerle daha keyifli hale getirebilirsiniz. Suyun sıcak veya soğuk olmasının ise bir önemi yok önceliğiniz su içmek olduğundan yeter ki su için. Ayrıca şunu da bilin ki su içerek besinlerin termik etkisini arttırarak daha fazla enerji harcamış olursunuz.

Düzenli egzersiz yapın.

Hem kilolardan kolay kurtulmak hem de kurtulurken fiziğinizi korumak için egzersiz şarttır. Kendinize her zaman severek bıkmadan yapmayı tercih edeceğiniz bir egzersiz bulmaya çalışın. Bu yürüme, koşma, yüzme gibi egzersizler olabileceği gibi dans gibi egzersizler de olabilir. Hayat koşturması içerisinde kendinize zaman ayırarak hem stresli yaşamdan biraz olsun uzak kalmış olursunuz hem de salgılanan endorfin sebebiyle daha mutlu hissedersiniz.

 

İlginizi çekebilir: Dışarıda sağlıklı beslenmenin 10 kurtarıcı yolu

Dyt. Buket Koçoğlu: Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun oldum. O günden bu güne sofralara olabildiğince dokunmaya çalışıyorum. Beslenmede herkes için aynı doğruların olmadığına inananlardanım. Beslenme bir derya ve parmak iziniz gibi size özel... Hayatlarınıza bu denli özel bir alandan dokunup değiştirebilmek benim için çok değerli... Her yeni hayat yeni bir macera; yeter ki siz de bu işin sağlığınız için ne kadar önemli olduğu bilincine ve en önemlisi bu vücuttan başka gidecek yeriniz olmadığının farkına varın... Benimle bu muhteşem keşif sürecine var mısınız?

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale