X

Kalabalıklardan korkuyor musunuz: Sosyal anksiyete bozukluğu ve bilinçli farkındalık

Sosyal bir ortamda bulunduğunuzda kendinizi gergin mi hissediyorsunuz? Topluluk önünde konuşma yapmanın sadece düşüncesi bile kalp atışlarınızı mı hızlandırıyor? Kişinin diğer insanların incelemesi altında olduğu sosyal ortamlarda kaygı duyması yaygın görülen bir durumdur. Tehdit edici bakışlar, üzerinize dikilmiş gözler hemen tüm kültürlerde ve gelişmiş hayvan türlerinde rahatsızlık doğurur (Türkçapar, 1999). Sosyal fobi kavramı, ABD’de ilk olarak Beard (1879) tarafından tanımlanmakla birlikte Fransa’da ilk olarak Janet (1903) tarafından, piyano çalarken, yazı yazarken ya da konuşurken diğer kişiler tarafından gözlenmekten korkan hastaları tanımlayabilmek için kullanılmıştır (Akt. Tuncer, 2017).

Sosyal Anksiyete Bozukluğu (SAB), kişinin birtakım kalabalık ortamlarda küçük duruma düşeceği endişesinin neden olduğu, davranışsal, somatik ve psikolojik belirtilerin meydana geldiği, işlevsellik düzeyinde önemli miktarda düşüşe neden olan bir rahatsızlıktır (Bal ve ark., 2013). Sosyal anksiyete (sosyal fobi) belirtileri gösteren kişi sosyal ortamlarda rezil olacağı, insanların onu eleştireceği ya da onunla alay edeceği endişesi taşır. Bu endişeyle başa çıkabilmek için de sosyal ortamlarda bulunmaktan kaçınabilir, kendisini izole edebilir. Ya da kişi, hoşuna gitmeyen sosyal ortamda bulunur ve hissettiği yoğun kaygıyla birlikte bu ortamda kalmak için kendini zorlar. Bu kimselerde sosyal durumlar karşısında terleme, kızarma, titreme, çarpıntı gibi fiziksel belirtiler meydana gelmektedir (Kolat ve ark., 2015).

Sosyal Anksiyete Bozukluğu çoğu ruhsal sorunda olduğu gibi biyolojik ve psikolojik etkenlerin bir arada bulunduğu bir rahatsızlıktır. Psikolojide Sosyal Anksiyete Bozukluğuna yönelik birçok farklı kuramsal yaklaşım vardır. Bunlar arasında Psikodinamik Yaklaşım, Bilişsel Yaklaşım, Öğrenme Kuramları ve Kendilik Sunumu Modeli de vardır.

Bilinçli farkındalık terapileri 

Sosyal fobiyi ele alan yöntemlerden biri de bilinçli farkındalık temelli terapilerdir. Bilinçli farkındalık temelli terapilerin anksiyete düzeyini azalttığı bilinmektedir. Bu arada bilinçli farkındalık konseptinden bahsederken onun hippilikle olan ilişkisini de unutmamalıyız. 1960’lı yılların ortalarında Amerika’dan tüm dünyaya yayılan hippilik, Budizm ve Zen Budizm gibi Doğu felsefeleriyle çok ilgilenen bir alt kültürdü. Şu an sık sık duyduğunuz öz şefkat, bilinçli farkındalık gibi konseptler işte bu Doğu felsefelerinin Batı üzerindeki etkilerinin bir sonucudur. Örneğin “Bilinçli Farkındalık” akımının öncülerinden Prof. Dr. Jon Kabat Zinn’in 1979 yılında Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde (UMMS) Stres Azaltma Kliniği kurması, Nobel Barış ödülü sahibi Vietnamlı Zen Budist rahip Thich Nhat Hanh ile olan çalışmaları neticesinde olmuştur. Bilinçli farkındalığın ve öz şefkatin temelleri Budist felsefeye dayanıyor olsa da onlar şu anki halleriyle hiçbir dini ya da felsefi akımla bağlantılı değillerdir.

Bilinçli farkındalık kavramı Kabat-Zinn’e (1990) göre, şu an oluşan deneyimlere dikkati odaklama sürecidir. Bu dikkat süreci, merak, kabul, yeni deneyimlere açık olma ve anda gerçekleşen olaylara yönelik farkındalığı kaçırmamayı kapsar (Kabat-Zinn,1990). Bilinçli farkındalık, kişinin hoşuna gitmeyen duygularını bastırmak, değiştirmek ya da onlardan kaçmak yerine kendini yargılamadan olumsuz duygulara karşı açık düşünebilme yeteneğidir (Neff, 2003).

Farkındalık temelli terapilerde üstbiliş, duygu düzenleme, dikkat düzenleme ve maruz bırakma gibi bilişsel-davranışçı terapi yaklaşımlarıyla benzer değişim mekanizmaları kullanıldığı için bu terapiler, davranışçı terapilerin “üçüncü dalgası” olarak nitelendirilmektedir (Çatak ve Öğel, 2010). Bilinçli farkındalık uygulamalarının tepkisellikte azalma, duygu düzenlemesi, empati becerisinde ve bilişsel esneklikte artış, kişiler arası ilişkilerin gelişmesi gibi olumlu etkileri belirtilmiştir (Demir, 2014).

Literatürde yer alan araştırma bulguları doğrultusunda yüksek bilinçli farkındalık düzeyine sahip kişilerin anksiyete, depresyon ve stres düzeylerinin düşük olduğu görülmüştür (Tuncer, 2017). Bu araştırmalardan biri Schwart ve Bonner’in (1998) 7 hafta boyunca tıp fakültesi öğrencilerine uyguladığı farkındalık meditasyon programıdır. Bu program sonucunda üniversite öğrencilerinin anksiyete ve depresyon içeren psikolojik problem düzeylerinde azalma tespit edilmiştir (Shapiro ve ark., 1998).

Kabat-Zinn ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmaya göre ise uygulanan bilinçli farkındalık temelli grup meditasyon programının, katılımcıların kaygı, panik bozukluğu ve fobi belirtilerinde belirgin bir azalmaya neden olduğu belirtilmiştir (Kabat-Zinn, 1985).
Elbette ki sosyal anksiyete bozukluğu, hakkında yüzlerce sayfa yazılacak kadar derin bir konu. Ancak bu konu hakkında daha ileriye gitmek yazımızın maksadını aşmak olacaktır.

Eğer sosyal anksiyete bozukluğuna sahip olduğunuzu düşünüyorsanız bilinçli farkındalık konusunda uzman bir psikologla çalışabilirsiniz. Sizlere sosyal ortamlarda kendinizi daha rahat ve mutlu hissedeceğiniz günler diliyorum. Bu arada size bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık Öz Sevgi eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail.com adresine yazabilirsiniz. Psikoloji ile ilgili egzersizler paylaştığım Instagram hesabım ise @ranakutvanrsolaker@gmail.com .

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Bal, U.,Çakmak, S., & Uğuz, Ş. (2013). Anksiyete bozukluklarında cinsiyete göre semptom farklılıkları.Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 22(4)
Çatak, P. D., & Ögel, K. (2010). “Farkındalık temelli terapiler ve terapötik süreçler”, Klinik Psikiyatri, S. 13, s. 85-91.
Demir, G. Ö. (2009). Sosyal fobinin etiyolojisinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilen araştırmalara genel bir bakış. Akademik İncelemeler Dergisi, 4(1).
Kabat-Zinn J, Lipworth L, Burney R. The clinical use of mindfulness meditation for the self-regulation of chronic pain.Journal of behavioral medicine. 1985;8(2), 163-190.
Kabat-Zinn, J. (1990). Full Catastrophe Living: Using the Wisdom of your Mind to Face Stress, Pain and Ilness.New York: Dell Publishing.
Kolat, U., Kolat, E., Erden, S. Ç.,Uzun, U. E., Akçakaya, R. Ö., & Sevindik, C. S. (2015). Sosyal anksiyete bozukluğu hastalarının mizaç ve karakter özellikleri.Psychiatry,16(2), 122-129
Neff, K. D. (2003). The Development and Validation of a Scale to Measure SelfCompassion. Self and Identity, 2, 223 –250
Shapiro S. L., Schwartz, G. E. ve Bonner, G. (1998). Effects of mindfulness-based stres reduction on medical and premedical students. Journal of Behavioral Medicine, 21(6), 581-599.
Tuncer, N. (2017). Bir Grup Üniversite Öğrencisinin Belirlenen Sosyal Anksiyete Düzeylerine Göre Bilinçli Farkındalık Ve Yaşam Doyumu Düzeylerinin İncelenmesi.
Türkçapar, H. (1999). Sosyal Fobinin Psikolojik Kuramı. Klinik Psikiyatri; 2:247-253.

İlginizi çekebilir:

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale