X

Kahve uykusu (coffee nap) nedir: Kahve içtikten sonra uyumanın şaşırtıcı etkileri

Çoğu zaman kaliteli bir uyku deneyimine engel olmakla suçlanan kahvenin aslında uyku ile kombinlendiğinde ortaya muhteşem sonuçlar çıkardığını söylesek, ilk tepkiniz ne olurdu?

Bu yazımızda belki aynı cümlede geçtiklerinde bile bir anlam bozukluğu varmış hissi yaratan “kahve ve uyku” ikilisine dair henüz Türkçe’de tam karşılığını bulamamış olan coffe nap yani kahve uykusunu ele alıyoruz. Öncesinde kahveye dair merak ettiğiniz tüm soruların cevaplarını ‘Kahve Kaç Kalori?‘ yazımızda bulabilirsiniz.

Gün ortasında ya da uyanıp kahvaltı yaptıktan birkaç saat sonra kendimizi uykulu hissetmek sıkça deneyimlediğimiz durumlardan bir tanesi. “5 dakika uzanayım…”, “Yarım saat kestireyim…” gibi cümleler, özellikle cumartesi-pazar günlerinde söylediğimiz ya da evde işittiğimiz söylemler arasında.

Batı kültüründe giderek daha popüler bir trend haline gelen ve çeşitli bilimsel araştırmaların da destekleyici sonuçlar sunduğu “kahve uykusu” günün ortasında yorgunluk çöktüğünde imdadımıza yetişecek etkiler yaratıyor. Peki ama nasıl? Aslında formül çok basit, kahve iç ve uyu. Tabii, uygulamak için püf noktalarına dikkat etmek şart.

“Kahve uykusu” nedir, nasıl uygulanır?

Kahve şekerlemesi olarak da duyabileceğimiz “kahve uykusu“, en basit tanımıyla kahve içtikten sonra kestirmek, yani kısa süreli uykuya dalmak anlamına geliyor. Bilimsel araştırmalar, kahve uykusunun enerjiyi tazeleyecek en etkili yollardan biri olduğuna dikkat çekiyor.

Loughborough Üniversitesi‘nde yürütülen bir araştırmada, katılımcılar şoförlük mesleğini icra eden kişiler arasından seçiliyor ve onlardan kahve uykusu deneyimi yaşamaları isteniyor. Yorgun şoförler gruplara ayrıldıktan sonra bir grup sadece 200 mg kahve tüketirken diğer gruptan kahve içtikten sonra uyumaları isteniyor. 15 dakika sonra şekerleme uykusundan uyanan katılımcıların sürüş simülasyonunda sadece kahve içen gruptan daha başarılı bir performans sergilediği ortaya çıkıyor.

Araştırmanın sonucundan da anlaşılacağı üzere sadece kahve içmek, kahve içip uyumanın yanında daha az başarı gösteriyor. Kahvenin enerjimizi yükselttiği, uykunun da bizi dinlendirdiği yadsınamaz bir gerçek. İkisini kombinlediğimizde ortaya çıkan sonuç ise hem dinlenmiş hem de enerji toplamış bir beden oluyor.

Kendimizi yorgun hissettiğimizde vücudumuz adenozin salgılamaya başlar; beynimizdeki algı reseptörleri yavaşlar, verimimiz düşer, enerjimiz azalır. Adenozin, beyni ele geçirir ve yorgun düşmemize neden olur. Uyuduğumuzda ise adenozin seviyesi düşüşe geçer, beynimiz kendini dinlenme moduna alır. Öte yandan, kahve beyni uyararak yorgunluğu algılayan reseptörleri harekete geçirir ve daha enerjik hissetmemize yardımcı olur. Sadece uyumak veya sadece kahve içmek kısa süreli etki yaratarak daha iyi hissetmemizi sağlar. Fakat, kahve içtikten sonra uyumak günün geri kalanında daha uzun süre modumuzu yüksek tutmak için bizi destekler.

Kahve içip uykuya daldığımızda bir yandan kahve enerjimizi yükseltmek için harekete geçerken uyku da adenozin ile savaşır. Tam olarak kazan-kazan (win win) durumu oluşur. Kahve içtikten sonra uyumak, enerji üretmesi için tüm işi beyne bırakmak olarak da yorumlanabilir.

Aslında “kahve iç ve uyu” tarzında oldukça basit bir denklem gibi görünse de kahve uykusundan en verimli şekilde faydalanabilmek için dikkat edilmesi gereken hassas detaylar bulunuyor:

Ne kadar kahve tüketmeliyiz?: Yapılan araştırmalarda kahve uykusunu deneyimleyecek kişilerin 150 mg ile 400 mg arasında değişen miktarlarda kahve tüketmeleri sağlanmış ve en çok verim, 200 mg kahve tüketen grubun uyku deneyiminden alınmış. Bu da yaklaşık 2 fincan kahveye denk geliyor. Yani, kahve uykusu deneyimlemek için 200 mg kahve tüketmeniz daha uygun olabilir.

Hangi kahveden içmeliyiz?: Bunun cevabı biraz damak tadınızla ilgili olabilir. Türk kahvesi, espresso veya filtre kahve gibi kafein miktarı yüksek bir kahve çeşidini tercih edebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta, hazır kahve tüketmemeniz.

Kahveyi nasıl içmeliyiz?: Hızlı. 🙂 Evet, kahve uykusu için içtiğimiz kahvenin, kahve keyfi yaptığımız gibi yavaş yavaş içilmemesi gerekiyor. Kahvenin etkilerinden en verimli sonucu alabilmemiz için kahvemizi birkaç yudumda hızlıca bitirip uykuya geçmeliyiz.

Ne kadar uyumalıyız?: Kahvenizi içtikten sonra 15-30 dakika arası uyumak, çok daha verimli bir gün geçirmenize yardımcı olabilir. Araştırmalar ortalama 20 dakikanın yeterli olacağını belirtiyorlar fakat 30 dakikayı kesinlikle geçmemesi gerektiğini de vurguluyorlar. Çünkü, kafein yaklaşık 30 dakika içerisinde metabolizmaya etki etmeye başlıyor ve bu sayede daha üretken, daha enerjik olmamıza katkı sağlıyor. Kafeinin vücutta yarattığı olumlu etkilerden faydalanabilmek için kahve içtikten sonraki uyku sürecinin 30 dakikayı geçmemesi gerekiyor. Siz de uykuya dalma sürenize göre alarmınızı ayarlayabilir, yaklaşık 20-30 dakika kestirdikten sonra bomba gibi uyanarak güne devam edebilirsiniz.

Şimdiden afiyet olsun ve iyi uykular. 🙂

Not: Kafein hassasiyetiniz varsa veya kahve içmek sizde olumsuz psikolojik ve fiziksel semptomlar yaratıyorsa kahve uykusu deneyimi sizin için uygun olmayabilir. Eğer kahve içemiyorsanız kafein içeren yeşil çay veya Paraguay çayı olarak da bilinen Mate çayını tüketmeyi deneyebilirsiniz.

Kaynak: healthline, vox, amerisleep

İlginizi çekebilir: Kahvenin bilinmeyen 7 yararı

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale