X

Kahve molasında zihninizi dinlendirecek, ruhunuza iyi gelecek yazılar

Siz de günün en güzel saatlerinden birinin mis gibi kokan kahvenizi yudumlarken geçirdiğiniz dakikalar olduğunu düşünenlerden misiniz? Şüphesiz ki pek çoğumuz böyle olduğunu düşünüyoruz. Peki, bu kıymetli dakikaların keyfini daha da katlamak ister misiniz? Öyleyse, zihninizde yeni pencereler açarken bir yandan ruhunuzu dinlendirecek ve kendinize ayırdığınız zamanı zenginleştirecek içeriklerimize mutlaka göz atmalısınız.

Kendinizi rahatlatmak, yenilenmek ve ilham almak için mükemmel birer eşlikçi olacak bu yazılar, iyi yaşam ipuçlarından zihninizi derinlemesine besleyecek anekdotlarla dolu. Her yudumda yeni bir bilgi, yeni bir ilham kaynağı bulmak için hemen ilgili yazılarımızın linkine tıklayabilirsiniz. İşte kahve molalarınızda ruhunuza iyi gelecek ve size keyifle eşlik edecek Uplifers yazılarından sizin için seçtiklerimiz:

Hayatı kendi yolumuzda, ‘kendimizce’ yaşamak için atmamız gereken adımlar

Yaşam, her birimizin kendi yol haritasını çizmesi gerektiği bir yolculuk olsa da çoğu zaman toplumsal baskı, aile fertlerinin beklentileri, gelecek kaygısı, içsel korkular gibi pek çok nedenden bu yolculuğu kendi isteklerimiz doğrultusunda tam anlamıyla şekillendiremiyoruz. Peki, gerçekten de kendi hayatımızı “kendi istediğimiz” gibi yaşamanın bir yolu var mı? Tabii ki…

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Hayatı kendi yolumuzda, ‘kendimizce’ yaşamak için atmamız gereken adımlar

Olumsuz düşünceleri olumluya çevirmek için etkili 5 adım

Bir günde aklınızdan kaç tane olumsuz düşünce geçiyor? Ya da soruyu şöyle düzeltelim; olumlu düşüncelerinizin sayısı kaç? Muhtemelen olumluları saymak daha kolay olacaktır çünkü olumsuz düşüncelerimizin sayısı çok daha fazla… Her birimiz, iç dünyamızın o çok derinliklerinde yankılanan olumsuz düşüncelerle mücadele ediyoruz. Ancak, kara bulutların arasından sıyrılıp o olumsuz düşünceleri değiştirebilir, zihnimizi yeniden şekillendirebiliriz.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Olumsuz düşünceleri olumluya çevirmek için etkili 5 adım

Anın büyüsü ile bütünleşmek: Flow state (akış hali) nedir?

Hiç kendinizi zamanın nasıl geçtiğini fark etmediğiniz, uğraştığınız iş ne ise ona kendinizi her zerrenize kadar kaptırdığınız ve çevrenizdeki her şeyi adeta unuttuğunuz bir anın içerisinde buldunuz mu? Kabul edelim, bizim ‘dolaşmayı’ seven zihnimiz, çoğunlukla ya gelecekte ya da geçmişte vakit geçiriyor… Ancak öyle anlar vardır ki zihin ne geçmişi ne de geleceği düşünür, sadece şimdiki zamana odaklanmıştır ve başka hiçbir şeyi umursamaz. İşte bu anları açıklayan kavram: Flow state veya Türkçe’si ile ‘akış hali’.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Anın büyüsü ile bütünleşmek: Flow state (akış hali) nedir?

Kendimizle yeniden bağlantı kurmanın yolları

Hepimizin zaman zaman kendimizden kopuk hissettiğimiz zamanlar olmuş olabilir hayat yolculuğunda. Bu gibi anlarda kim olduğumuzu, nerede, ne yapmak istediğimizi, hayata dair, kendi geleceğimize dair bakış açımızı kaybediveririz… Ve bu kopukluk hissi de yaşamın zorluklarıyla mücadele etmemize engel olmaya başlar ve doyumlu bir yaşam sürmemizin önündeki en büyük engellerden biri haline dönüşür. Bu nedenle yola umutla, gülen gözlerle devam etmek için kendimizle kopan o bağı iyileştirmemiz, güçlendirmemiz şart. Peki, bunu nasıl yapacağız?

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Kendimizle yeniden bağlantı kurmanın yolları

İçinizi ısıtacak hygge sıcaklığını yansıtan filmler

Hayatın karmaşası içinde sık sık unuttuğumuz küçük mutlulukları, samimi anları ve derin bağları hatırlatan filmler, bize Danimarka’da ortaya çıkan ve sıcaklık, rahatlık, konfor anlamlarına gelen hygge yaşam tarzının enerjisini hissettirebilir. Aşkın, dostluğun, aile bağlarının, hayatın içinden minik ve değerli anların, hayallerin peşinden gitmenin ve anda kalmanın önemini bize hatırlatan hygge temalı filmler, yaşamın basit ama çok kıymetlerini anlarını kutlamamıza yardımcı olabilir.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: İçinizi ısıtacak hygge sıcaklığını yansıtan filmler

‘Sıradan’ hayatınızı ‘olduğu gibi’ sevebilmek için öneriler

Modern çağ, iyi bir yaşamı farklı olmak, ilginç şeyler yapmak, seçkin zevkleri benimsemek, herkesin imreneceği göz kamaştırıcı bir şeylerle uğraşmakla eş değer tutuyor. Bu yüzden de günlük hayatın güzel, basit, sıradan uğraşları yeterli gelmiyor. Oysa ki, bugün sahip olduğumuz her şeyin ve sıradan diye hayıflandığımız hayatın her anının kıymetini bilmek gerekiyor. Peki, nasıl?

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: ‘Sıradan’ hayatınızı ‘olduğu gibi’ sevebilmek için öneriler

Buz küpüyle endişeleri dindirmek mümkün mü?

Hem yazar hem de klinik psikolog olan Julie Smith, profesyonel hayatından sosyal medyaya uzanarak insan psikolojisiyle ilgili bilgilendirici videolar çekiyor. Bu videolar arasından da buz küpüyle ilgili olan bir yıldız gibi parlıyor… Smith, TikTok’ta paylaştığı bir videoda bir buz küpünün avucun içinde tutulmasının ve bu buzun soğukluğunun hissedilmesinin anksiyete problemine yardımcı olduğunu belirtiyor.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Buz küpüyle endişeleri dindirmek mümkün mü?

Hayatınızı değiştirecek ‘5 büyük soru’

Ünlü düşünür Sokrates’in “Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez.” sözünü hiç duymuş muydunuz? Hayatımızda birçok şey oluyor; kimi gelip geçiyor, kimi kalıyor… Fikirlerimiz, inançlarımız değişiyor, biz değişiyoruz; dönüşüyoruz. Uzun ve karmaşık hayat yolculuğumuzda bazen farkındalığımızı yitirebiliyoruz. Oysa ki yaşadığımız her şeye ve kim olduğumuza dair her zaman sorgulayıcı tarafımızı canlı tutmalıyız.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Hayatınızı değiştirecek ‘5 büyük soru’

Gündelik hayatta mindfulness: Sıradan eylemlerinize farkındalık katın

Daha farkında bir yaşam, daha iyi kararlar, daha iyi ilişkiler ve daha doyumlu bir hayatla yakından ilişkilidir. Doyasıya yaşamak ve her anın tadını çıkarmak mı istiyorsunuz -ki kim istemez- öyleyse yapmanız gereken farkındalık becerilerinizi güçlendirmek.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Gündelik hayatta mindfulness: Sıradan eylemlerinize farkındalık katın

Zor zamanlardan geçerken uygulayabileceğiniz 8 iyileşme pratiği

Hayat, çoğu zaman beklenmeyen sürprizlerle dolu, kimi zaman güzel, kimi zamansa kötü… Her birimiz hayatın akışı içerisinde çeşitli fırtınalara göğüs germek zorunda kalabiliyoruz. Sağlığımızla, ekonomik sıkıntılarla, ilişkilerimizle sınanabiliyoruz. Tüm bu zorluklar, sıkıntılı zamanlar geçirmemize neden olsa da aynı zamanda içsel bir yenilenme dönüşüm fırsatı da sunuyor, tabii görmesini ve ne yapacağımızı bilirsek.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Zor zamanlardan geçerken uygulayabileceğiniz 8 iyileşme pratiği

“Time pockets” tekniği ile zamanınızı daha verimli yönetebilirsiniz

Bugüne kadar pek çok zaman yönetimi tekniği denemiş ve bazen başarılı, bazen başarısız olmuş olabilirsiniz. Ya da bir türlü size hitap edecek o doğru tekniği henüz keşfetmemiş de olabilirsiniz. Öyleyse, “time pockets” yöntemiyle tanışmanızın şimdi tam zamanı.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: “Time pockets” tekniği ile zamanınızı daha verimli yönetebilirsiniz

Kendimize söylemeyi bırakmamız gereken yalanlar

Hayatın akışı içinde, kendimizi zaman zaman zorlu düşüncelerin ve duyguların içinde bulabiliriz. Bu içsel mücadelelerle yaşarken, çoğu zaman kendimizi koruyabilmek adına birtakım ‘yalanlar’ı kendimize söyler dururuz. Peki bu yalanlar gerçekten de bizi yardımcı olur mu yoksa hayatımızı daha karmaşık hale getirerek başarabileceklerimizin önünde engel mi oluşturur? Aslında cevabı hepimiz içten içe biliyoruz…

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Kendimize söylemeyi bırakmamız gereken yalanlar

Zaman, yıllar geçtikçe hızlanıyor mu yoksa hep aynı mı akıyor?

Size de çocukken yaz tatilleri çok uzun gelir miydi? Her gün yeni bir macera, her an keşfedilecek yeni bir şeyler vardı, öyle değil mi… Ancak, yaş aldıkça yaşamımızdaki ‘ilk’lerin de sıklığı azalmaya başlıyor ve rutinlerimiz, çoğu zaman tekrar eden olay ve durumlara dönüşüyor. Durum böyle olunca da zaman algımız değişiyor, daha doğrusu o monoton düzenin arasında gizleniyor ve biz sanki anlamadan akıp gidiyor.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Zaman, yıllar geçtikçe hızlanıyor mu yoksa hep aynı mı akıyor?

Hayatın her anı kutlamaya değer: Kendisi küçük etkisi büyük mutluluk anları

Yaşamın kendisi mutluluk veren yüzlerce güzel mutluluk anları ile dolu. Üstelik bu mutluluk anlarını deneyimlemenin neredeyse hiçbir maddi karşılığı yok. Uzun vadede daha mutlu bir yaşam için ihtiyacınız olan tek şey, bu mutluluk anlarını farkındalıkla kucaklamak ve her birini kutlamayı, kıymetini bilmeyi, ‘hakkını vermeyi’ alışkanlık haline getirmek.

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Hayatın her anı kutlamaya değer: Kendisi küçük etkisi büyük mutluluk anları

Başkalarından beklemeyi bırakmanız gereken şeyler

Ömrümüz sürekli bir şeyleri beklemekle geçiyor. Bazen gelmeyen bir otobüsü, bazen mesai bitişini, bazen hafta sonunu, mezuniyetimizi, düğünümüzü, hayalini kurduğumuz tatili… Kısacası, pek çok şeyi beklemekle geçiyor zaman. Ama en önemlisi de başkalarından bir şeyler beklemekle… Hayatın birçok alanında başkalarından bir şeyler bekliyoruz; bizi sevmelerini, anlamalarını, onaylamalarını, takdir etmelerini, kabullenmelerini, kısacası bize karşı iyi bir şeyler yapmalarını. Peki, bunu neden yapıyoruz?

Yazıyı okumak için hemen tıklayın: Başkalarından beklemeyi bırakmanız gereken şeyler

Elbette ki kahve keyfinize eşlik edecek yazılarımız sadece bu kadarla sınırlı değil. Hepsi ve çok daha fazlası için Taze Çıkanlar kategorimizi ziyaret edebilirsiniz. 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Aldığımız iki nefesten biri denizden: #MaviNefesProjesi

Denizler, gezegenimizin kalbinde atan en önemli yaşam kaynakları. Sadece tatil rotalarını ya da en şahane manzaraları süslemekle kalmayan bu su ve hayat kaynaklarımız, gezegenimizin dengesi ve canlı yaşamlarının devamı için de kritik bir rol sahibi. Çünkü, ihtiyaç duyduğumuz oksijenin yarısından fazlası denizlerden geliyor. Ancak, denizlerimizin karşı karşıya olduğu tehditler, ekosistemin geleceğini tehlikeye atıyor.



İklim değişikliği, çevre kirliliği, insan müdahaleleri, plastik atıklar, petrol sızıntıları veya müsilaj gibi pek çok faktör, denizleri kirletmekle kalmıyor geleceğimizi de adım adım yok etmeye başlıyor. Çünkü denizlerdeki kirlilik, hem denizdeki hem de karadaki canlı yaşamını tehdit ediyor ve ekosistemin dengesini bozarak gezegenimizin geleceğinden çalıyor.

Denizlerimizin ve gezegenimizin karşı karşıya olduğu tehditler karşısında sessiz kalmayan Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/TURMEPA iş birliğiyle sürdürdüğü Mavi Nefes Projesi ile bu yıl da denizlerimize, yani yaşam kaynağımıza, sahip çıkıyor. Mavi Nefes Projesi, başta plastikler olmak üzere deniz çöplerinin toplanmasına ve deniz ekosisteminin korunmasına katkı sağlıyor ve denizlerimizdeki oksijen kaynakları olan deniz çayırlarını ve mercanları çoğaltıyor.

“Dünyaya iyi bakıyoruz, geleceğe iyi bakıyoruz.”

“Dünyaya iyi bakıyoruz, geleceğe iyi bakıyoruz.” misyonuyla yola çıkan Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ile birlikte hem deniz kirliliğini azaltmak hem de denizlerdeki biyoçeşitliliği korumak ve deniz ekosistemini rehabilite etmek için uzun soluklu bilimsel koruma ve izleme çalışmaları yürütüyor.

Mavi Nefes Projesi kapsamında Eylül 2021-Haziran 2024 döneminde Marmara Denizi, Adrasan ve Van Gölü’nde yaklaşık 200 bin kişinin günlük üretimine eşit 230 ton katı ve sıvı atık toplandı, uygun olan atıkların geri dönüşüme kazandırılması içinse çalışmalar sürüyor.



Projenin eğitim ayağında ise deniz temizliği konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla ortaokul öğrencilerine ve öğretmenlerine denizlerin önemi, deniz ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir su kaynakları için bireysel sorumluluklar konularında eğitimler veriliyor. Mavi Nefes Eğitim Otobüsü ve çevrim içi eğitimlerle 3 yıl boyunca 8 ilde yaklaşık 80 bin öğrenciye ulaşıldığı biliniyor.

Bu başarılı iş birliği, hem denizlerimize hem de gezegenimize hayat verirken; temiz denizlerin, sağlıklı ve uzun ömürlü bir yaşamın temelini olduğunu da bir kez daha bizlere hatırlatıyor. Denizlerdeki deniz çayırlarını ve mercanları koruyup çoğaltmak için çalışmaların sürdürüldüğü Mavi Nefes Projesi sayesinde “aldığımız iki nefesten biri denizden” diyen Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ile tertemiz ve sağlıklı yarınların kapısını aralıyor. Bu başarılı iş birliğinden ilham alarak geleceğimizden çalmak yerine geleceğimizi korumak için çalışmak ve denizlerin yaşam kaynağımız olduğunu her an hatırlamak ve hatırlatmak, hepimizin yarınlarımıza yapacağımız en büyük yatırım.

*Bu yazı Garanti BBVA katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sofralarda sürdürülebilir şıklığın yeni adı: Porland Re-Gen

Doğaya olan etkimiz, her gün attığımız adımlarla yeniden şekilleniyor. Günlük yaşamımızda aldığımız kararlar, tüketim alışkanlıklarımız ve yaşam tarzımız, doğa üzerinde hiç silinmeyecek izler bırakıyor, üstelik bu izler günden güne daha da derinleşiyor. Ulaşım tercihlerimizden yeme-içme alışkanlıklarımıza, satın aldığımız ürünlerden şehir hatta ülke dışından verdiğimiz siparişlere kadar hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bu etki, yani karbon ayak izimiz, aynı zamanda günlük yaşamda kullandığımız eşyalarla da yakından ilişkili. Ne yediğimiz, ne içtiğimiz kadar yediklerimizi-içtiklerimizi nasıl tükettiğimiz de karbon ayak izimiz üzerinde etki sahibi.



Bu durumun farkında olan ve çevre bilinciyle hareket eden Porland, kırık porselenleri yeniden hayata döndüren Re-Gen Koleksiyonu ile sürdürülebilirlik anlayışını bir adım daha ileriye taşıyor ve dünyada bir ilke imza atıyor. Dünyaya karşı sorumluluk ilkesini odağına alarak üretim süreçlerini yürüten Porland, bu yenilikçi adımıyla bize de gezegenimize olan sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlatıyor. İklim krizine karşı geliştirdiği iş modeli sayesinde çevre dostu üretim ve sıfır atık felsefesini benimseyen vizyoner marka, Re-Gen Koleksiyonu ile hem sofraları iyi tasarımla buluşturuyor hem de daha sürdürülebilir bir dünya için yeni şanslar yaratıyor.

Kırık porselenlerden geleceğe: Daha sürdürülebilir bir dünya

Re-Gen ile artık kırık porselenler, sıradan bir atık olmaktan çıkıyor ve yeniden işlenerek hem doğaya hem insana hem de gezegenimize dost bir anlayışı temsil ediyor. Doğayla her şekilde uyumlu, sosyal açıdan faydalı, toplumsal olarak kapsayıcı ve kültürel bağlamda sürdürülebilir bir yaklaşımın öncüsü olan Re-Gen Koleksiyonu, ayrıca tamamen doğal bileşenlerle üretildiği için bakteri ve mikrop barındırmıyor. Dayanıklı ve uzun ömürlü olmasının yanı sıra sağlıklı bir kullanım deneyimi de sunuyor.

Böylece, koleksiyonda yer alan her bir parça sadece bir tabak ya da kupa olmaktan öte, doğaya saygılı ve sürdürülebilir bir yaşam döngüsünün parçası haline geliyor ve gezegenimize olan borcumuzu ödeme yolunda atılmış küçük ama etkili bir adımı simgeliyor.

Doğanın estetik yansıması, sofralara taşınıyor

Porselenin yeniden hayat bulduğu bu koleksiyon, Salda, Ontario, Birdsong ve One and Only isimli dört farklı tasarımdan oluşuyor ve ömürlük desen garantisiyle de zarafetini uzun yıllar koruyor. Re-Gen, sadece estetik açıdan harikalar sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel sorumluluğun mükemmel bir örneği olma misyonunu da üstlenerek döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor.



Koleksiyonda yer alan her bir parça, doğanın izlerini üzerinde taşıyor. Doğanın sakinliğini, huzurunu, zarafetini yansıtan bu parçalar, sağlıklı, şık ve sürdürülebilir sofralar sunarken sadece bugünü değil, yarını da düşünerek hareket etmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Ve günlük hayatın içerisinde çoğu zaman fark etmediğimiz küçük tercihlerin bile ne kadar büyük öneme sahip olduğunu gösteriyor.

İlhamını doğadan alan Re-Gen Koleksiyonu’nun bir parçası olan Salda, Türkiye’nin güneydoğusunda bir volkanik krater gölü olan Salda’nın eşsiz kumsalını yansıtırken; Kanada’nın en güzel eyaletlerinden Ontario’nun masmavi göllerinden esinlenilerek yaratılan Ontario ise mavinin her tonunda derinleştirici bir etki sunuyor. Öte yandan, kuş seslerinin doğadaki varlığını temsil eden yaprak, çiçek ve kuş motifleriyle bezeli Birdsong ise huzur ve mutluluk duygularını sofralarda ön plana çıkarıyor. Gökyüzünün en ihtişamlı halini yansıtan One and Only tasarımları ise göz alıcı renkleriyle doğanın büyülü dokunuşlarını sofralara taşıyor. Karbon emilimini azaltma amacıyla tasarlanan ve güncel teknolojiler kullanılarak üretilen bu koleksiyon, porselen atıklarını sanatla buluştururken geleceğe de şekil veriyor.

Geçen bir yıldaki sürdürülebilirlik çalışmalarıyla 61 ton plastik, 169 ton kağıt, 80 ton ahşap, 80.800 ton su, 301 ton porseleni geri kazandıran Porland, bu sayede 735 ton CO2 emisyonunun engellenmesine öncülük etti. Sürdürülebilirliğe sağladığı katkılarla sektörün öncüsü olan ve ilklere imza atan Porland’ın ilham verici Re-Gen Koleksiyonu’nu daha yakından keşfetmek için hemen tıklayın.

*Bu yazı Porland katkılarıyla hazırlanmıştır.



“Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” için başvurular başladı

İnsanlığın varoluşundan bu yana kadınlar, toplumda pek çok ilham veren, güçlü roller üstlendi. Her ne kadar toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınların mücadelesini her dönemde zorlaştırmış olsa da; günümüzde kadınlar iş hayatından siyasete, eğitimden medyaya toplumun pek çok alanında yer almaya, seslerini duyurmaya ve görünürlüklerini güçlendirmeye devam ediyorlar. Artık başarılı kadın hikayelerinin pek çok örneği var; özellikle de girişimcilik sektöründe.



Kadınlar girişimcilik dünyasına isimlerini altın harflerle yazdırmaya ve pek çok farklı sektörde muhteşem izlere imza atmaya devam ettikçe, kadın girişimcilerin hikayelerini paylaşmalarına aracı olacak pek çok etkinlik ve yarışma düzenleniyor. Böylelikle hem kadınların girişimcilik konusunda daha aktif olmalarına hem de ilham verici hikayelerini diğer kadınlarla paylaşmalarına olanak sağlanıyor. Bu yarışmaların ilki ve en köklülerinden biri de Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması.

 “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması, kadın girişimcilerin çevrelerinde yarattığı farka ve faydaya da odaklanırken, girişimcilikteki başarısını Türkiye’ye duyuran kadınların başka kadınlara katkı sağlama konusundaki motivasyonlarını da artıyor. Kadın girişimcileri ve kooperatifleri, büyük bir heyecanla gerçekleşen jüri değerlendirmesi sonucu belirlediğimiz birincilerden biri olması için Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’na başvurmaya davet ediyoruz.” – Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya

Garanti BBVA, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER iş birliğiyle: Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması

Türkiye’de, kadın girişimcilere yönelik çeşitli çalışmalar yürüten ilk özel banka olan Garanti BBVA, girişimcilik konusuna büyük önem veren, konuyu sayfalarına taşıyan Ekonomist Dergisi ve Türkiye’de kadın girişimciliği ve liderliğini geliştirmeyi hedefleyen sivil toplum örgütü KAGİDER’in iş birliğiyle 2006 yılından bu yana kesintisiz olarak gerçekleşen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” bu yıl 18. kez düzenleniyor.

Yarışmada başvurular, Türkiye’nin Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi ve Türkiye’nin Kadın Kooperatifi olmak üzere 5 kategoride değerlendiriliyor.



Yarışmanın kazananları ise Şubat ayında yapılacak olan ödül töreni ile açıklanacak. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” ödülünü alacak girişimci 250.000 TL, “Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi” ve “Türkiye’nin Kadın Kooperatifi” kategorilerinin birincileri ise 200 biner TL’lik ödülün sahibi olacak.

“Kadın girişimciliğinin sürdürülebilir kalkınmaya olan etkisini görmek ve bu başarıları ödüllendirmek bizim için büyük bir mutluluk. Kadın girişimcilerin ekonomiye kazandırdığı değer, ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyor. Yarışmaya katılacak tüm kadınlara başarılar diliyorum. Hep birlikte, kadınların gücünü daha da ileriye taşıyacağız.” – KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu

2025 yılının kadın girişimcisi siz olabilirsiniz

Hikayenizle tüm kadınlara ilham olmak ve başarılarınızı tüm Türkiye’ye duyurmak istiyorsanız; 15 Kadım 2024 tarihine kadar www.garantibbvakadingirisimci.com adresindeki formu doldurarak yarışmaya başvurabilirsiniz.

“Türkiye’de kadının ekosisteme katkısını daha da artırmayı, girişimci kadınları cesaretlendirmeyi amaçladığımız bu yarışma önemli bir aşama kaydetti. 17 yılda 45 bin başvuru olmamız, yıllar içinde kategori sayısının bir iken geçen yıl itibarıyla beşe çıkması çok kıymetli. Ekonomist dergisi, Garanti BBVA ve KAGİDER olarak kadın girişimcilerimizi yarışmamıza davet ediyoruz.” –Ekonomist Dergisi Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz



İlgili Makale