X

Kahramanların mavi yolculuğu: Her yüzleşmede, bir maske derin mavi sularda eriyor

Her biri yaşam yolunda ilerlerken doğanın şifasını deneyimlemek ve yeniden özlerine, kalplerine dönmek üzere yola çıktılar. Yaşam boyu ifade edemediklerini, söyleyebilme cesaretini bulmak, gerçek duygularına temas edebilmek için yola çıkarken yüzlerine taktıkları maske, sanki sembolik bir anlatımdı. Tekneye biner binmez maskeler kalktı. Her bir kahraman; yaşam boyu çeşitli sebeplerle maskelerini takmışlar ve gerçek samimi hallerini belki de unutmuşlardı.

Şimdi yeniden “ben olma”, “kendi olma” yolculuğunda her bir kahraman derin yüzleşmeler yaşıyordu. Bazen gözyaşları damla damla yanaklardan süzülürken bazen de şen kahkahalar ardı ardına yükseliyordu. En önemlisi kahramanlar gözlemleriyle, farkındalıklarıyla ilk kez karşılaştıkları diğer kahramanlarda kendilerini görüyor, gölgeleriyle yüzleşiyorlardı.

Her yüzleşme; bir maskenin derin mavi sularda eriyip gitmesini sağlıyor. Ve güneş yeniden kalplerdeki sevgiyi ısıtıyordu. Kahramanların kalpleri sevgiye daha fazla açıldıkça mucizeler de gerçekleşiyordu. Kahramanlar onları tutan duygusal bağlara, alışkanlıklara, geçmişe bir anda dur diyemezken, kendi içsel süreçlerini yaşarken bir sembol daha vardı aralarında, tam da gözlerinin önünde… Superman… Her kahraman içindeki süper güçleri çıkarmaya çalışıyordu. Ve aslının, özünün zaten süper olduğunun farkına varıyordu.

Yıldızların altında uyumak, güneşin doğuşunu izlemek,
Ayın hilal haliyle kucaklaşırken yeni niyetleri koymak,
Rüzgar bedenlere çarparken, derin mavi sularda diğer teknelerle selamlaşmak,
Kaplumbağanın mutluluk ve bilgelik manasıyla karşılaşmak,
Yılanın şifacılığına uyanmak ve belki de başka yaşamlarımızı yaşadığımız, Kleopatra ile dost olduğumuz adaya misafir olmak…

Kaptanın dümeninde, çoğu zaman nereye varacağımızı bilmeden, sormadan akışa teslim olmak.
Her sofra buluşmamızda şükretmek, yaşamın sunduğu hediyelere teşekkür etmek.

Hepsi kahramanların paha biçilmez anıları olarak evrende bir yerlere kayıt oldu.
Evren bu cesur yolculuğa; virüs korku frekansından çıkarak gelen kahramanları alkışlıyordu.
Çünkü evren daima sınırlarını aşan, kalıplarının dışına çıkan hareketi alkışlıyordu.

Ev sahibi masmavi deniz, yemyeşil ormanlar ve berrak yıldızlı, güneşli, aylı, gökyüzü,
Kaptan ve ekibi ve teknemiz bize yolculuğumuz boyunca eşlik etti.
Kahramanlar tekneden ayrılırken mürettebat her birini selamlıyordu, kalpler birleniyordu.

Yaşam cesur kahramanlara, nice yolculuk için şans diliyordu.
Çünkü ancak; cesur ruhlar özgürdü.

Bu yazı altı yıldır kendine “Ben zamanı” yaratan Hande Akın ile kişisel gelişim, dönüşüm yolculuğuna çıkan, kalbinin rehberliğine teslim olmaya gayret eden tüm yoldaşlara, gönüldaşlara ithafen yazılmıştır. Bir başka mavi öze dönüş, aşka gel yolculuğunda, bu yazıyı okuyan nice cesur ruhla buluşmak, içimizde varolan süper güçleri ortaya çıkarmak üzere, hoşçakalın.
Kalın sağlıcakla, minnetle, aşkla…

Ağustos 2020 mavi yolculuk, aşka gel için iletişim whatsapp 532 783 21 41
Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Aşka Gel: Mavi Yolculuk

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.
İlgili Makale