“Teknoloji” ve “kadın” kavramlarını kendimde yan yana getirmekten daima gurur duydum. Teknolojideki değişimin hızı, yeni ekonominin ve gelecek resminin kural ve koşullarını belirliyor. Bu teknolojileri araştıran, tasarlayan, geliştiren ekiplerin içinde ancak kadınların olması ile 360 derece bakış tamamlanabilir. Başarılı projelerin multidisipliner yaklaşımla geliştirilebileceği konusunda artık tüm dünya hemfikir. Bu nedenle kadının renkli ve çok boyutlu düşünme, üretme potansiyelini gelecek için kullanmak, çok daha kritik bir hâle geldi. Öte yandan kadın-erkek ayrımına inanmayan bir ekolü temsil etmekle birlikte meselenin aslında kadın-erkek değil, insan meselesi olduğuna inanmaktayım.
Erkek için zor olanın kadın için kolay olacağını ya da tam tersini kabul etmek benim için mümkün değil. Herkes yetenek ve yetkinlikleri ile hayallerini gerçekleştirmek için verdiği emek, sabır ve dayanıklılık paralelinde başarılı olma potansiyeline sahiptir.
Pandemi ve kadın liderliği
Pandemi gündemiyle birlikte “şefkatli” ve “empatik” lider anlayışına ihtiyaç duyan organizasyonları ve toplulukları konuşmaya başladık. Kadın-erkek ayrımı yapmadan hepimizin bizi anlayan, profesyonellik kadar insan yönümüzle de ilgilendiğini gösteren liderlere ihtiyacı var. Bahsettiğimiz bu kavramlar, zaten kadınları ayrıştıran ve benim büyük bir güç olarak gördüğüm kavramlar. O nedenle önümüzdeki bir yıl içinde teknoloji sektörü de dâhil olmak üzere kadın lider tercihlerinin artacağını düşünüyorum.
Kadın liderlerin sayısının artması için neler yapılmalı?
İstatistiklere bakınca dünyanın en büyük 500 şirketinin yalnızca 33 tanesinin liderinin kadın olduğunu görüyoruz. Bu rakamı iyi analiz etmek, temel nedenlerine inmek gerekiyor. Sektörün yapısından ya da o alanda yetkin kadın aday bulunmadığından mı? Ya da birbirine yakın yetkinlikte iki cins adaydan erkek olanın tercih edilmesinden mi? Burada cam tavandan çok son dönemde konuşulan “kırık merdiven” kavramına daha çok inanıyorum. Kadınları üst düzey yönetici koltuklarına taşımak için önce birinci yönetici seviyesinde bu bariyeri aşmak gerekiyor. Yani kadın profesyoneller önce yönetici unvanını alacak ki sonra yetenekleri ve potansiyeli doğrultusunda kariyer basamaklarını tırmanabilsin.
Hayatı ve yaptıklarıyla ilham veren Oprah Winfrey’in ilk okuduğumda beni çok etkileyen bir sözünü paylaşarak yazımı noktalıyorum.
“Beceremediğiniz bir şeyi yapın. Başaramayın. Bir daha deneyin. İkinci seferinde daha başarılı olun. Cambaz ipinden düşmeyenler yalnızca, ipin üzerine asla çıkmayanlardır.” – Oprah Winfrey
Ayrıca eyleme geçerek 10 Ekim’de Bursa’da başlayacak liderlik eğitimi programı ile kadın liderlerin güçlendirilmesi ve iletişim stratejileri üzerinde çalışacağız. Eğitim çalışmalarına katılanların kendisi için en uygun iletişim, dinleme, görüş birliğine varma, ortak anlam oluşturma yollarını keşfetme ve öğrendiklerini iş yerinde, evinde ve toplumda kullanmasını amaçlıyoruz.
Katılım ile ilgili bilgi almak için @jungiankocisil sayfası üzerinden ya da www.isilcetinkaya.com bana ulaşabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Sağlıklı bir egoya sahip olarak hayatta ilerlemenin 5 yolu