X

Kadınlar diyete başladığında neden daha stresli, gergin ve depresif olur?

Kadınlar diyete başladığında, güncel tanımıyla beslenme programında inovasyon gerçekleştirdiğinde, neden mutsuz, gergin ve sinirli olurlar?

Kendi yaşam tarzına ve kendi bedenine uygun olmayan, internette gördüğü ya da arkadaşının tavsiyesiyle uyguladığı şok diyetler birincil etkendir. Unutulmaması gereken en temel nokta, beslenme programının kişiye özel olduğudur. Kişinin kan değerlerindeki dengeyi değiştirmemek hedefiyle kişinin yaşı, boyu, cinsiyeti, yaşam tarzı ve sağlık durumu kriterleri baz alınarak programlanır. Amaç, mevcut kas dokusunu koruyarak, hatta mümkünse artırarak yağ dokusu kaybetmek, sağlıklı kilo vermektir. Hayat başlı başına bir dengedir. Beslenmendeki denge tüm yaşamımızdaki dengeyi etkiler.

Diyet renklidir, zevklidir, mutluluk verir ve hem bedenen hem ruhen hafifletir.

Diyet renklidir, zevklidir, mutluluk verir ve hem bedenen hem ruhen hafifletir.

Son zamanlarda popüler olan ve dalgalar halinde yayılan karbonhidratsız diyet, tartı üzerinde kısa sürede kilo kaybı vadeder. Buz dağının görünmeyen tarafında ise; normal sınırların altına düşmüş ya da üstüne çıkmış kan değerleri vardır. Tabi ki, bir de azalan kas dokusuna karşılık sabit kalan yağ dokusu vardır. Bu noktaya özellikle kadınların dikkat etmesini istiyorum, karbonhidratsız beslenmek, beyin kimyanızı ciddi şekilde etkileyebilir.

Massachusettes Teknoloji Enstitüsü’den bir grup araştırmacı, karbonhidratların, beynin serotonin salgılanmasına yardımcı olduğunu ortaya koydu. Bu kritik işlevi yerine getirecek yeterli karbonhidrat olmadığında, diyet yapanlar serotonin yoksunluğu çekiyor ve sinirli, endişeli, depresif hissetmeye başlıyor. Yani iradenin zayıflığından değil, biyolojik etkenler buna neden oluyor.

Serotonin, pek çok zihinsel ve fiziksel fonksiyon için kritik öneme sahip bir beyin kimyasalıdır. Huzur verir, sakinleştirir ve cesaret verir. Yüksek seviyede serotonin, zorlukların üstesinden gelmek ve hedeflerimize ulaşmak konusunda iyimser hissetmemizi sağlar. Düşük serotonin ise, bir şeyi başarma konusunda endişeli ve karamsar olmamıza, korku duymamıza neden olur.

Düşük serotonin, bir şeyi başarma konusunda endişeli ve karamsar olmamıza, korku duymamıza neden olur.

Geçmişlerinde kundakçılık, saldırı ve cinayet gibi saldırgan davranışları olan kişilerde serotonin seviyesinin düşük olduğu ortaya konmuştur.

Düşük serotonin seviyesini işaret eden örnek davranışlar:

• Takıntılı ilişkiler
• Sürekli para, iş veya gelecek meseleleri üzerine düşüp kaygılanmak
• Karar almaktan kaçınmak
• Bağımlı ve muhtaç hissetmek
• Kaygılar yüzünden uykuya dalmakta zorlanmak
• Sık sık şekerli veya karbonhidratlı yiyecekler yemek istemek

Kadınlar ise daha çok risk altında. Neden mi?

Çünkü beyinlerinde erkeklerden daha az serotonin bulunduğu ve erkeklerden farklı bir biçimde işlemden geçiyor olabileceği düşünülüyor. Kadınlara, erkeklere oranla 2 kat fazla depresyon teşhisi konuyor ve kadınlar daha fazla migren sorunu yaşıyor. Kadınların biyolojik yapılarının farklı olması ya da sosyal açıdan erkeklerin karşılaşmadığı stres yapıcılara ve olumsuz algılara maruz kalabilmeleri etkenler arasında yer alıyor.

Yapılan bir araştırma, neden özellikle kadınların diyet yapmakta daha çok zorlandığı konusunda sonuçlar ortaya koyuyor. Üç haftalık düşük kalorili bir diyetin akabinde, erkekler de kadınlar da yaklaşık aynı oranda kilo verdiler. Ancak deneyin sonunda, kadınlar erkeklere göre çok daha endişeli, mutsuz ve duygusal çalkantılara müsait bir hale geldi. Araştırmanın sonuçları arasında, kadınların serotonin üretme ve depolama kapasitesinin erkeklerden daha düşük olabileceği ihtimali üzerinde duruldu.

Sürekli başkalarının kendi hakkında ne düşündüğü konusunda kaygılanmak da çoğunlukla serotonin seviyelerindeki eksikliği gösterir ve kadınlarda daha çok görülen bir durumdur.

7 farklı duygu durumu için 7 pratik öneri

Araştırmanın sonuçları arasında, kadınların serotonin üretme ve depolama kapasitesinin erkeklerden daha düşük olabileceği ihtimali üzerinde duruldu.

Stresliysen: 2 kare %70 bitter çikolata at ağzına. Buzdolabında 10 dakika bekletirsen etkisi daha da artar.

Endişeliysen: Somon balığı yetişir imdadına. Fırında zencefil ve limonla marine edilmiş sarımsaklı somonu dene.

Kızgınsan: Kalk kendine bir fincan yaseminli yeşil çay yap.

Halsizsen: Kendine büyük bir kase ıspanaklı ve lor peynirli salata ya da ıspanaklı yumurta pişir.

Huzursuzsan: 1 kase yoğurt içine bir avuç berry ekle ve tarçınla taçlandır.

Üzgünsen: 1 kase yulaf ezmesine 1 su bardağı yarım yağlı süt ekle ve mutluğun seni sarmalamasına izin ver.

PM(Pre-Menstrual) Sendromu yani regl öncesi sendrom yaşıyorsan: 2 yumurtayı haşla ve 1 dilim tam buğday unlu ekmekle birlikte, tadını çıkararak midene indir.

Sinema tarihinin en önemli oyuncularından biri olan Audrey Hepburn’ü, sadece oyunculuğu ve güzelliği ile değil, sağlıklı yaşamı ve başkalarına uzattığı yardım eliyle de tanıyoruz. Peki Audrey’in her gün patates tükettiğini ve patatesin onun için sürdürülebilir bir hayatın anahtarı olduğunu biliyor muydunuz?

Bu hafta da yazımın sonuna geldik ve ilham kaynağı Audrey’in, bir röportajında verdiği demeç ile bitiriyorum.

‘’Hayatınızdan yıllar geçtikçe 2 elinizin olduğunu keşfedersiniz. Biri kendinize yardım etmek için, biri de diğer insanlara.’’ Öncelikle kendine yardım etti. Çünkü başkalarına yardım edebilmek için sağlıklı bir bedene ve ruha sahip olması gerekiyordu.

Daha fazlasını öğrenmek isteyenler Audrey’in oğlu Luca Dotti’nin kaleminden çıkan ‘’Audrey Home’’ isimli kitabını okuyabilirler.

Selin Şahin: Araştırmayı, içimdeki öğrenme ateşini hep canlı tutmayı, okumayı, kalemimi kağıtla buluşturmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi kendine görev edinmiş bir diyetisyenim. Psikoloji, felsefe, moda, spor, farklı tatlar, doğa ve hayvanlar ise ilgi alanlarım arasında. Üretmeyi ve üretim deviniminin içinde yer almayı seviyorum. Üniversite eğitimimden sonra sektörün önde gelen sağlık gruplarından birinde stajımı tamamladım. "Leptin Direnci ve İnsülin" alanında yazdığım tezimle mezun oldum. Şu anda ofisimde sağlıklı beslenme ve diyet danışmanlığı yapıyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale