Kadınlar cinsellikten neden erkekler kadar keyif almıyorlar?

Psikolojide düzenli olarak elde edilen bulgulardan bir tanesi, ortalamaya vurulduğunda kadınların cinsellik konusunda erkekler kadar ilgili olmadıklarıdır. Cinsel arzuları, yaşam boyu cinsel partner adetleri daha düşük ve rastgele cinsel ilişkiye erkeklerden daha az eğilimliler. Cinsiyetler arasındaki cinselliğe dair farklılık psikolojinin en büyük tartışmalarından da birisini oluşturuyor.

Doğal süreçler

Bazı psikiyatrlar cinsel arzudaki bu farklılığın erkekler ve kadınlar arasındaki içsel bir farktan kaynaklandığını düşünüyorlar. Evrimsel yaklaşıma göre erkekler çok sayıda kadınla birlikte olarak üreme içgüdülerini tatmin edebiliyorlar ve olabildiğince çok çocuk sahibi olabiliyorlar. Bunun sonucunda erkeklerin cinsel arzuları daha yüksek ve cinselliğe daha açıklar.

Buna karşın kadınlar ise üretebilecekleri çocuk sayısı bakımından sınırlılar. Buna ek olarak gebelik ve çocuk bakmanın maliyeti de onlara kalıyor. Bu nedenle kiminle çiftleştikleri konusunda seçici oluyorlar ve bu sebeple erkeğin çocukların bakımını da üstleneceğini anlamalarına kadar cinselliği uzakta tutabiliyorlar.

Bazı diğer uzmanlar ise bu farklılığın sosyal faktörlerden kaynaklandığını belirtiyorlar. Özellikle erkek ve kız çocuklarına cinsellik konusunda verilen farklı mesajlar bu duruma sebep olabilirler.

Genç erkeklerin cinsel arzularına uygun şekilde hareket etmeleri genellikle toplumsal olarak kabul görürken, genç kadınların bunu yapmaları pek hoş karşılanmıyor. Çok fazla cinsel iştah gösteren kadınlar genellikle kötü tabirlerle anılıyorlar. Ancak erkekler genelde bu tip bir tepki görmüyorlar, hatta övülüyorlar.

Kadınlar kötü sekse erkeklerden daha çok maruz kalıyorlar

Grupsal veya bireysel farklar söz konusu olduğunda hem doğanın hem de sonradan öğrenilenlerin büyük bir rol oynadığı kesin. Ancak yapılan bir araştırma sonucunda şimdiye kadar gözden kaçırılmış olan bir nokta da göz önüne çıktı. Çünkü araştırmaya göre erkekler ile kadınlar cinsel ilişki yaşadıklarında, kadınlar genelde erkeklerden daha az keyif alıyorlar. Erkeklerden daha kötü bir cinsel deneyim yaşadıklarında bunu o kadar çok sevmemeleri de oldukça doğal.

Bunun sebeplerinden bir tanesi anatomik farklılıklar. Erkekler çocukken idrar yapmaları öğretilirken, penislerini tutmaları söylenir ve bunun sonucunda kendine dokunmanın ne kadar tatmin edici olduğunu öğrenmeleri kolay olur. Kızlarda ise günlük yaşamlarında klitorise dokunma gereksinimi yoktur ve bu nedenle bunun verdiği tatminin farkına varmaları da zor olur. Yetişkin olduklarında orgazm yaşamakta zorlanırlar çünkü klitorislerinin uyarılması gerektiğini bilemezler ve hatta bunu yapmaktan utanıyor da olabilirler.

Buna ek olarak penis-vajina ilişkisinin penetratif doğasından dolayı kadınların ağrı yaşama ihtimalleri erkeklerden daha fazla. Son olarak, hamile kalanlar kadınlar oldukları için özellikle istenmeyen durumlarda bu bir yük, hatta çile olarak görülebilir.

Kadınların cinsel şiddete maruz kalma ihtimalleri de erkeklerden daha fazla. Erkekler genel olarak kadınlardan daha büyük ve güçlüler ve agresif olma eğilimleri de daha fazla. Bu nedenle kadınlar kadar mağdur olma ihtimalleri yok. Cinsel olarak istismara uğrayan bir insanın güvenilir bir partner bulması halinde bile cinsellikten çok keyif alması mümkün olmayabilir.

Hatta güvenlik endişesi kadınların günlük cinsel ilişkilerden kaçınmalarının en büyük sebeplerinden birisi. Kadınlar seksi hissetmeden önce güvende olmak istiyorlar, erkekler ise potansiyel tehlikeler olduğunda daha da uyarılıyorlar. Ancak cinsel şiddete maruz kalmış erkeklerin de cinsellik konusunda kadınlar kadar çekingen olabildikleri belirtiliyor.

Çifte standartlar ve kültürel kodlar

Üçüncü sebep ise toplumu saran çifte standartlar. Günümüzdeki kadınlar cinsel açıdan 60 yıl öncesine göre daha özgür olsalar da, yine de “iyi kız” olmaya dair sosyal mesajlar alıyorlar. Bu özellikle cinsel etkileşimler çerçevesinde geçerli ancak uzun vadeli ilişkilerde bile kadınlar cinsellikten keyif almaktan utanabiliyorlar.

Toplumun heteroseksüel davranışlara dair kodları da bir diğer sebep. Bu kodlara göre erkek cinselliği başlatır, eğer partneri istiyorsa ön sevişmeye geçilir ve temel olarak ereksiyon elde edilmeye çalışılır. Bu elde edildiğinde penisini vajinaya sokar ve orgazm olana kadar ileri geri gider gelir. Kadının ise bu süreçte bir şekilde orgazm yaşaması beklenir ve aslında bu zordur çünkü penetratif sekste klitoris nadiren uyarılır.

Cinselliği her iki taraf için de daha eğlenceli hale getiren cinsel olarak eğitimli çiftler bulunsalar da, pek çok çift cinselliği kadının erkeğe sunduğu bir şey olarak görüyor. Eğer erkek orgazm olursa, kadında da onu tatmin etmiş olmanın tatmini oluşuyor.

Bunun yanında oral seks konusunda da farklar mevcut. Partnerlerine oral seks yapan kadınlar bile bunun kendilerine yapılması konusunda çekingen olabiliyorlar. Ancak klitoris yeterince uyarılmadıkça kadınların orgazma ulaşmaları neredeyse imkansız.

Pek çok çift cinsel ilişki esnasında iletişim de kurmuyor. Genellikle bunu doğal bir süreç olarak gördükleri için konuşmanın pek uygun kaçmayacağını düşünüyorlar. Hem erkekler hem de kadınlar karşı cinsin anatomisi konusunda yeterince bilgili olmuyorlar ve özellikle kadın orgazmının nasıl işlediği konusunda yetersizlikler var.

Kadınların cinselliği erkeklerden daha kötü yaşadıkları dikkate alınınca, bunu daha az istemeleri de şaşırtıcı değil. Ancak illa ki böyle olmak zorunda da değil. Kapsayıcı ve yaşa uygun cinsel eğitim yetişkinlik döneminde her iki partner için de tatmin edici ve eğlenceli bir cinsel deneyim yaşanmasını sağlayabilir. İnsanlar doğaları gereği cinsel varlıklardır ve toplumumuzu saran yanlış bilgiler ve eksiklikler nedeniyle hem erkeklerin hem de kadınların cinsel tatmine ulaşmaları çok zor hale gelmektedir.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Erotik prototipler ve özellikleri: Cinsel tarzınız hangisine daha yakın?

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!