X

Kadının cinsel istismarı: Birleşmiş Milletler’in araştırmasının çarpıcı sonuçları

Her 4 erkekten 1’i Tecavüze Yelteniyor!

Evet, biraz ciddileşiyoruz. Kadına şiddet konusunda sarsıcı bir Birleşmiş milletler çalışması çıktı yakın bir zamanda. Bu kez araştırması yapılanlar kurbanlar değil, failler. Araştırma; Bangladeş, Kamboçya, Çin, Endonezya, Papua Yeni Gine ve Sri Lanka’dan 10.178 erkek katılımcıyla, “Erkekler ve Şiddet” üzerine konuşmalar yapılmak suretiyle, “Birleşmiş Milletler” tarafından düzenlenmiş. Sonuçlar ne yazık ki hiç iç açıcı değil: Her 4 erkekten 1’i hayatında en az bir kez tecavüze yelteniyor!

Bu rakamlara bakarak çok da şaşırmayacağınızı düşündüğüm diğer bir sonuç da, kadınlara uygulanan şiddetin en yaygın çeşidinin, partnerlerinden gördükleri şiddet oluşu.  Toplum sağlığı uzmanı olan Güney Afrika’lı doctor Rachel Jewkes süpervizörlüğünde gerçekleştirilen çalışma; partner şiddetinin ne sıklıkla yaşandığını, şiddetin farklı çeşitlerinin uygulanmasının nedenlerini ve şiddeti önlemek amacıyla ne gibi stratejiler izlenebileceğini ortaya çıkarmayı amaçlıyor.

Her 4 erkekten 1’i Tecavüze Yelteniyor!

Araştırmacılar bu amaçla şehir ve taşradaki 9 bölgede, 18-49 yaş arası erkeklerden 2011 Ocak ayı ve 2012 Aralık ayı arasında anketler yaparak demografik bilgiler topluyorlar.

Sonrasında bu erkek katılımcılarla yapılan tüm görüşmeler, eğitimli erkek görüşmeciler tarafından yüz yüze ve katılımcıların ana dillerinde gerçekleştiriliyor. Görüşmeciler, katılımcıların inkâr etmesini ve soruları cevapsız bırakmasını önlemek amacıyla “tecavüz” kelimesini açık olarak asla kullanmıyorlar. Katılımcılara bir erkek ya da kadınla baskı altında, hiç bir şey hatırlamayacak kadar alkollüyken ya da uyuşturucu kullanmışken; yani kendi istekleri dışında cinsel ilişkiye girip girmedikleri de soruluyor.

Daha önce yapılmış olan araştırmalar, 15-49 yaş arası kadınların, %20’den %68’lere kadar olan bir kısmının, partnerinden fiziksel ya da cinsel şiddet gördüğünü gösteriyor.

Her 4 erkekten 1’i Tecavüze Yelteniyor!

Demografik bilgileri incelendiğinde, partnerinden şiddet gören kadınların genç yaşta, eğitimsiz, çocukluğu zor koşullar altında geçmiş, alkol kullanan, şiddeti kabullenmiş, ebeveynleri arasında eğitim seviyesi konusunda fark olan ve evliliklerinde şiddetli geçimsizlik yaşayan bireyler olduğu görülüyor.

Şu ana kadar yapılmış olan toplumsal araştırmalarda; Breazilya’daki erkeklerin %24’ünün, Güney Afrika’daki erkeklerin ise %42’sinin partnerlerine şiddet uyguladıklarını gösteriyor. Asya-Pasifik Bölgesi’ne baktığımızda ise, Kuzey Hindistan’da evli erkeklerin %46’sının; Bangladeş’te ise 3 erkekten 1’inin eşine fiziksel ya da cinsel şiddet, ya da her ikisini birden uyguladığını görüyoruz.

Kimlik bilgileri gizli tutularak görüşülen erkeklerin %24’ünün, hayatlarında en az bir kez eşlerini ya da partnerlerini cinsel ilişkiye zorladıkları da ortaya çıkan sonuçlar arasında. Araştırmaya katılan erkeklerden yalnızca %11’i, hiç tanımadıkları ve partnerleri olmayan kadınlara cinsel istismarda bulunduklarını itiraf ediyor. Yani; erkeklerin kendi eşlerine, kız arkadaşlarına, yani tanıdıkları kadınlara tecavüz etme oranları; hiç tanımadıkları ya da ilişkilerinin bulunmadığı kadınlarla zorla ilişkiye grime oranlarından daha yüksek.

Her 4 erkekten 1’i Tecavüze Yelteniyor!

Birleşmiş Milletler araştırma raporunda, araştırmaya katılan ülkelerin kültürel farklılıklarının da altını çiziyor. Bangladeş’te %13 olan oran, dünyada kadına şiddetin en çok görüldüğü yer olan Papua Yeni Gine’de %59’lara kadar yükselebiliyor.

Genelleyerek baktığımızda, ilişkisi olmayan herhangi bir kadını cinsel ilişkiye zorlayan her 3 erkekten 2’sinin; karısını, kız arkadaşını, yani partnerini de, kendisiyle ya da arkadaşlarıyla cinsel ilişkiye zorladığı görülüyor.

Henüz bitmedi; araştırmaya katılan erkeklerin %55’i yalnızca bir kadını cinsel ilişkiye zorladığını rapor ederken, %16’sı 4 kadından daha fazla sayıda kadını buna zorladığını belirtiyor. Tecavüzcülerin yarısını gençler oluşturuyor. Cinsel istismarda bulunan her 4 erkekten 3’ü bunun için herhangi bir ceza almıyor; hatta yargılanmadan serbest bırakılıyor.

Şimdi sormamız gereken soru ise “neden?” Neden erkekler kadınları istismar ediyor? Çünkü erkekler bunu yapmaktan zevk alıyor! Araştırmaya katılan erkeklerin anlattığı tecavüz vakalarının %73’ü, yaptıklarının suç değil doğal hakları olduğunu iddia ediyorlar. %27’si bunu alkol ve uyuşturucunun etkisinde yaptığını, %38’i partnerini cezalandırmak amacıyla yaptığını, %60’ı ise sadece eğlence olsun diye böyle bir şey yaptığını söylüyor.

Bu arada bu geniş çapta yapılan araştırma yayınlandığı gün, Hindistan Yeni Delhi’de 4 erkek, bir öğrenciye tecavüz etmek suçuyla tutuklandı.

Şiddetin tarihi

Yapılan çalışma yanı zamanda yoksullukla bağlantılı olan sosyo-kültürel farklılıkları da göz önünde bulunduruyor. Örneğin; ekonomik krizdeki Kamboçya ve Bangladeş’te cinsiyet eşitsizliği çok daha yüksek boyutlarda.

Alkol tüketimi, Bangladeş ve Endonezya gibi, çoğunluğun Müslüman olduğu toplumlarda çok önemli bir faktör olarak görülmüyor. Ayrıca araştırmaya katılan erkeklerin eşlerine yaptıkları cinsel istismarın en büyük sebeplerinden birisi, çocukken bu insanların cinsel ya da duygusal olarak istismar edilmiş olması.

Bangladeş ve Sri Lanka’daki evliliklerde, erkeklerin partnerlerine uyguladıkları şiddet cinsel istismardan çok fiziksel şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Kamboçya ve Endonezya’da ise tam tersine cinsel istismar, fiziksel şiddetten daha yoğun olarak yaşanıyor. Sonuçlara baktığımızda, kadına yapılan cinsel istismarın toplumdaki cinsiyet rollerine, kültürel yapıya ve erkeğin kadın üzerindeki cinsel kontrolünü savunan dini değerlere bağlı olduğunu açıkça görebiliyoruz.

Sonuç olarak araştırma, partneri cinsel olarak istismar etmenin cinsiyet eşitsizliklerinden değil; birden fazla seks partneri olmasından ve cinsel ilişkinin sürekli başka bir partnerle gerçekleştirilmesinden olduğunu söylüyor.

Bu sonuç gösteriyor ki, kadınlara gösterilen cinsel şiddet, erkeklerin kadın üzerinde baskı kurmak ve ondan üstün olduğunu göstermek istemesinden kaynaklanan bir davranış biçimi.

Bu faktörler ayrıca diğer erkeklere de yapılan bir güç gösterisi gibi. Tıpkı herhangi bir kavga durumunda agresif davranışlar göstermeleri ve bazen silahlarla kavga edildiği durumlardaki gibi, erkekler kadınlar üzerinde kurdukları bu dominant davranışı, diğer erkeklere gövde gösterisi yapma amaçlı da kullanıyorlar.

Şiddetle bağdaştırılmadığında, eş olarak seçilen ve evlenilen, ya da isteyerek beraber olunan bir insana cinsel istismarda bulunmak oldukça karmaşık bir konu. Cinsel ilişki, hali hazırda bir ilişkisi olan insanların zaten sahip olduğu bir şey. Peki, bu insanlar neden partnerlerine cinsel istismarda bulunuyorlar?

Bu sorunun cevabı çok açık aslında: Normal bir cinsel yaşam, iki tarafın da izni ve isteğiyle oluşabilecek bir olgu. Cinsel istismar ise partnerlerden birinin bu ilişkiyi isteyip birinin istememesinden doğan bir sonuç. Kadına şiddet, ya da her durumda şiddet diye genişletmek daha doğru olacaktır, hangi biçimde olursa olsun asla savunulamaz.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Mademoiselle Juliette: Eski sevgilim hep bir şarkı söylerdi : “My baby loves me, I’m so happy. And that makes me a modern girl”. Bu şarkıyı dinleyince, belki de bu dünyada değiştirebileceğim şeyler vardır diye düşündüm. Etrafımdakileri sorgulayarak; okuduklarıma, gördüklerime, duyduklarıma kısacası etrafta olup bitenlere bir anlam vermeye çalışıyorum. Asıl soru: aşk nerede? Hayat bir mücadeleyse, en azından anlam çıkaralım. Bu yazdıklarım, Paris'te yaşayan bir toplumsal cinsiyet araştırmacısı modern kızın modern dünyadan hikayeleri. www.wronggender.wordpress.com

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale