Çok eski çağlardan beri, yaraların iyileştirilmesinde, yanık tedavisinde, ven yaralarında, öksürükte ve sindirim sistemi hastalıklarının tedavisinde bal kullanılmıştır. Yapılan bilimsel çalışmalarla da bu doğrulanmış ve balın tedavi amacıyla kullanılabileceği belirtilmiştir.
Bal, antioksidan bir besindir, içerdiği flavonoidler (bitkilere parlak sarı, turuncu ve kırmızı renkleri veren antioksidanlar) ve fenolik maddelerden (bitki veya meyvelerin kendine has renk, tat, koku gibi özelliklerinin belirlenmesinde rol oynayan bitkiyi koruyan maddeler) dolayı antioksidan özellik gösterir. Balda tanımlanan flavonoidler ve fenolik maddelere örnek olarak kaempferol ve quercetini verebiliriz.
Bal, antimikrobiyal etkiler gösterir, bu etkisi sahip olduğu yüksek ozmatik basınçtan, içerdiği asit değerinden, hidrojen peroksit, flavonoidler ve fenolik bileşiklerden (kafeik ve ferulik asit) kaynaklanır.
Bal tamamen doğal bir üründür. Yaklaşık %80’i şekerlerden oluşur. Baldaki şeker içeriğinin ise yaklaşık %80’ini fruktoz ve glukoz oluşturur. Balda bulunan diğer şekerler sakaroz maltoz gibi disakkaritlerin yanı sıra diğer yüksek şekerlerdir.
Balın içerdiği nem oranı yaklaşık %17’dir.
Balın diğer bileşenleri proteinler, vitaminler ve minerallerdir. Balda 26 tane aminoasit (protein yapıtaşı) olduğu biliniyor. Bu aminoasitler arasında prolin, baldaki toplam aminoasitlerin %50-85’ini oluşturur. Vitaminler arasında pantotenik asit, B1, B2, B6 ve C vitaminleri) eser miktarda bulunur. Mineral olarak kalsiyum, demir, çinko, potasyum, fosfor, magnezyum, selenyum, kromium ve manganez bulunmaktadır.
Bir besin maddesi olarak büyük bir öneme sahip olan balın enerji değeri son derece yüksektir. 100 gram bal ortalama 325 kalori sağlar. Bu bakımdan fazla enerji ihtiyacı duyan her yaştaki kişi için ideal bir besin maddesidir.
Bal su gibi renksiz ve saydam olabileceği gibi, sarı, kehribar, kahverengi, kırmızımsı ve koyu kırmızı da olabilir. Balın rengi bitkinin kaynağına, balın depolanma koşullarına ve bekleme süresine bağlı olarak değişir. Koyu renkli ballar iz elementler açısından oldukça önemlidir.
Balın kristallenmesine yol açan ana unsurlar, içeriğindeki şeker yoğunluğu ve su miktarıdır. Su içeriği düşük, glukoz oranı yüksek olan ballar daha hızlı kristallenme eğilimi gösterir. Sıcaklık da önemli bir etkendir. 25°C’nin üstünde ve 5°C’nin altında bekletilen ballarda kristallenme görülmezken, 14°C civarında bekletilen ballarda hızla kristallenme görülür.
Sevgiler…
Referanslar
Bakan A. Balın gizemi. Yıldız Takımı. Eylül 2009; 8-11.
Ahmed S. Honey as a Potential Natural Antioxidant Medicine: An Insight into Its Molecular Mechanisms of Action. Oxidative Medicine and Cellular Longevity. 2018; Article ID 8367846.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Bal Erişim tarihi: 28.06.2021.
İlginizi çekebilir: D vitamini alabilmek için nelere dikkat etmelisiniz?