Ne yazık ki, içinde bulunduğumuz dönemde etkisi sürekli hissedilen bir alışveriş çılgınlığı var. Bu çılgınlık sadece indirim dönemlerinde ortaya çıkmayıp her daim herkesin hayatına etki ediyor. Neredeyse herkes bütçesini ve kazancını dikkate almadan yeni çıkan ürünlerin müşterisi olmak için sabırsızlanıyor. Bu ürünleri satın aldıktan sonra da alışveriş çılgınlığı bitmiyor! Yeni ürünün bir üst versiyonu piyasaya salınıyor ve bu çılgınlık katlanarak artmaya devam ediyor. Her ne kadar ürünlerin ve servislerin üst modelleri bizlere daha konforlu kullanışlar sunsalar da alışveriş çılgınlığı ve her yeni ürünle buluşma isteği enerjimizi sömürüyor. Örneğin, kitaplarımızın sığmadığını düşündüğümüz kitaplığımızın yanına yeni bir kitaplık alıyoruz. Bu alışveriş sonucunda düzenli olarak tozunu almamız gereken ev eşyalarının sayısı artmış oluyor. Bu durum da bizleri fiziksel bir yorgunluğa itiyor ve biz bunu fark edemiyoruz. İşte, bu farkındalığa ulaşmamız için Japonya’dan kopup gelen Danshari Felsefesi kendisini gösteriyor.
Danshari Felsefesi nedir?
Japonların minimalizmi olarak özetleyebileceğimiz Danshari Felsefesi, gereksiz eşyalardan, toksik insanlardan ve akla gelebilecek işe yaramayan her şeyden kurtulmanın önemini vurguluyor. Biraz Budizm’den, biraz yogadan, biraz Zen inancından ve biraz da diğer Japon felsefelerinden esinlenen bu felsefe, bilinçli bir hayat sürmeye uzanıyor. Bu felsefenin sınırları içerisinde fazlalıklara ve gereksizliklere asla yer yok!
Hem fiziksel hem de psikolojik yüklerden kurtulmanın faydalarını gözler önüne seren Danshari, bir yaşam stili ve pratiği olarak da görülüyor. Bir başka deyişle, bu felsefenin günlük hayata entegre edilmesi sayesinde kültürel, dinsel, sosyal, psikolojik ve fiziksel açıdan çok büyük bir gelişme için önemli bir kapı aralanıyor. Danshari’nin temelde üç aşaması bulunuyor:
1. Dan aşaması
İlk aşama olan ve ‘dan’ sözcüğünden gelen ‘reddetme’ aşaması, nesnelerin ve insanların birer alışkanlık olabileceğini ve bazı noktalarda bizim yerimize hayatlarımızı yönetebildiğini vurguluyor. Bu aşamada, bazı şeylerin -özellikle nesnelerin- gereksiz bir yorgunluğa yol açtığının anlaşılması gerekiyor.
Örneğin, düzenli olarak evini süslemek için vazolar, biblolar ve tablolar satın alan birisini düşünelim. Bu kişi, satın aldığı bu şeylerle yaşam alanında kocaman bir dağınıklığa yol açıyor ve farkında olmadan bu dağınıklığın negatif etkisine kapılıyor. Bu etki, bahsi geçen bireyin her açıdan yorulmasına sebep oluyor. Bu örnekte olduğu gibi, yaptığımız alışverişler bir döngüye evrilerek bizleri yorucu bir hayat akışına sürüklüyor. İşte, reddetme aşamasında aslında ihtiyacımız olmayan ve bize halsizlik getirecek şeyleri almayı reddetmemiz gerekiyor.
2. Sha aşaması
‘Atmak’ anlamına gelen sha aşamasında ise fiziksel olarak eyleme geçilmesi gerekiyor. Bu aşamada, imha etme modu aktifleştiriliyor ve ihtiyaç duyulmayan nesneler yaşam alanından uzaklaştırılıyor. Örneğin, hiç giymediği pantolonları ihtiyacı olan insanlara veren bir kişinin sha aşamasını gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. Bu örnekte kıyafetlere değinmiş olsak da sha aşamasında diğer eşyaların, duyguların, düşüncelerin ve insanların da atılabileceğini belirtebiliriz. Eğer çevrenizde enerjinizi sıfırlayan ve sadece kötü duygular hissetmenize sebep olan insanlar varsa bu insanlardan uzaklaşarak sha aşamasını canlı canlı deneyimleyebilirsiniz.
3. Ri aşaması
‘Ayırmak’ anlamına gelen son aşamada da herhangi bir şeyle vedalaşmanın doğurduğu özgürlüğü keşfetme fırsatı yakalanabiliyor. Bu aşama esnasında maddi ve manevi varlıklardan kopulması gerekiyor. Bu ayrılma sayesinde insanlar bir kuş gibi hafif hissedebiliyor ve buluştuğu özgürlük sayesinde kendisini havaya uçurabilecek duygulara sarılıyor!
Ri aşamasında aynı zamanda atılmak için bir kenarda bekletilen nesnelerden bir an önce uzaklaşma durumu da vurgulanıyor. Eğer bazanızın altında veya dolabınızın içinde atmak ya da bağışlamak için ayırdığınız eşyalar varsa onlarla hemen şu anda vedalaşarak ri aşamasının keyfini çıkartabilirsiniz.
Zaman ve enerji kazanmanın bir yolu olan danshari felsefesini benimseyerek önemli bir minimalizm pratiği yapabilirsiniz; bu pratiği çantanızın içinden başlayarak tüm yaşam alanınıza yayabilirsiniz. Bu sayede küçükten büyüğe sadeliğin ne olduğunu anlayabilirsiniz ve hem fiziksel hem de psikolojik açıdan rahatlama şansını yakalayabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Japon sanatı “Kintsugi”den ilhamla, iyi yaşamak için 4 öneriJapon sanatı “