X

İzlediğimiz hayatı yaşıyoruz!

Dünyaya gözlerimizi açtığımız ilk andan itibaren izliyoruz. İzlediklerimizi; his ve duygularla bilinçaltımıza kayıt ediyoruz. Bu esnada farkındalığımız yok. Otomatik pilottayız.

İzlediklerimiz gün geliyor gerçekliğimiz oluyor. Yaşadığımız şeyi sorgularken izlediklerimizin, kayıt ettiklerimizin etkisinin olduğunun bilincinde maalesef değiliz. Bilinçli bir izleyici olsak, izlediğimizi, yaşadığımız durumu zaten üzerimize almayız. Yaşadıklarımızdan dolayı, başkalarını sorumlu tutup onlara kızmayız, onları suçlamayız.

Önemli olan şu arkadaşlar…

1. Hayatı izleyerek öğrendiğimizi,

2. İzleyerek öğrendiklerimizin tek gerçeklik olmadığını,

fark edelim!

Her şey zıttıyla var olmak durumunda.

Örneğin; sabahlara kadar çalışıldığını, gece-gündüz yoğun emek ve güç sarf ederek yaşamda var olunduğunu izlediyseniz, siz de hayatınızda bu gerçekliği yaşıyorsunuz. Bilinçaltınız bir manada bu programla çalışıyor. Ta ki uyanıp da istediğiniz gerçekliği yaratabileceğinizi fark edene kadar…

O yüzden içinde bulunduğu kötü, çaresiz gibi GÖRÜNEN durumlardan büyük değişimlerle çıkanlara bayılıyoruz. Onlardan ilham alıyoruz. Belki de kuantum alanda bir kişinin değişimi bize de etki ediyor. Aslında; belki değil kesinlikle öyle!

Kuantum alanda hepimiz ortak duygu, düşünce, his alanındayız. Buradan besleniyoruz. Önemli olan diğer bir konu da bu alanı, nasıl beslediğimizin farkında olmak… İyiden, güzelden yana besleyelim gibi klasik laflar etmeyeceğim. Çünkü her şey zıttıyla var olmak durumunda. Yani iyiyi, güzeli besliyoruz derken onun zıddının da büyümesine hizmet ediyoruz. Dolayısıyla; olanı olduğu haliyle kabul edip nötr alanda kalabilmek en ideali…

İzlediğimiz şeylerin bizi kontrol etmesine izin vermeyelim

En ideali derken bile ideal olmayanın (her birimizin algısına ve zihnine göre değişir) beslenmesi var. Bu da zihnimizin her şeyi ikili algılayışından dolayı… Bu yazıdan çıkaracağımız farkındalık şu olsun:

  • Ne izlediğimize farkındalıkla bakalım.
  • İzlediğimizin kendi gerçekliğimiz olabileceği bilincinde olalım.
  • İzlediklerimizle ilgili duygu ve his üretmeyelim.
  • Enerji alanına, ortak kuantum alanda diyebiliriz, artı ya da eksi kutuplarda yükleme yapmayalım.

Hayatta hiç bekleme yapmadan anda ve akışta yaşayalım AŞKla 🙂

NOT: Aşağıdaki video izlediğimiz hayatı nasıl kopyaladığımıza örnek olsun…

Sevgilerimle…

 

İlgili yazı: Geleceğimizi etkileyecek büyük tehlike: Gençlerde bilinçsiz teknoloji kullanımı Geleceğimizi etkileyecek büyük tehlike: Gençlerde bilinçsiz teknoloji kullanımı 

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.
İlgili Makale