dummy

İyimserlik her zaman işe yarar mı: İyimserlik penceresinden ne zaman bakalım, ne zaman bakmayalım?

Bir önceki yazımda; öğrenilmiş iyimserliğe yönelik bir yaklaşımdan bahsetmiştim ve aynen şöyle tamamlamıştım yazımı. Peki iyimserlik her zaman işe yarar mı? Yaramayacağı durumlar olabilir mi?  Ve hatta bu düşünce tarzınızın da hiç kullanılmaması gereken durumlar var mıdır? Biraz bu sorulara cevap arayalım.  

dummydummy

Kuşkusuz, iyimserlik kötümserliğe göre bizim için iyi bir şeydir. Sizi hiç desteklemeyen, işinize de yaramayan negatif genellemelerinizi ve kaygı uyandıran senaryolarınızı değiştirmenizi sağlar. Ama ya o senaryolardan biri gerçek olursa…

Size şöyle birkaç madde sıralamak istiyorum.

  • Ulaşmak istediğiniz sonuç her ne ise, riskli bir konu ya da risk düzeyi yüksek ise iyimserlik tekniklerini kullanmayın.

Bir örnek vermek istiyorum. Kanser tedavim sırasında birçok tamamlayıcı ve bana çok iyi gelen egzersizler ve uygulamalar denedim ve hatta bir ara şu düşünceye bile gelmiştim. Kendimi inanılmaz iyi hissediyordum ve ameliyat olmama gerek kalmadı bence diyordum. Planlanan ameliyat öncesi yapılan tüm tetkiklerimin iyi çıkacağına müthiş inanıyor ve ameliyatımı iptal edeceklerini sanıyordum. Öyle olmadı, ameliyata karar verildi. Burada somut, gerçek veriler var. Bu verileri görmezden gelerek ben gayet iyiyim diye kendimi iyimserlik penceresinden bakan biri olarak atletsem, belki de şu an da aranızda olmayacaktım. Verileri okumak ve iyimser bakış açısını seçmek.

Mesela şu; “evet çok iyi bir ameliyatla bu kötü hücrelerden kurtuluyorum o halde” diyebilmek.

Bir pilotun, hava durumundan kaynaklı uçuş izni verilemediği bir durumda “bize bir şey olmaz” diye uçuşa geçmesi akıl almaz bir davranış olur.  Bu davranış şekli de iyimserlikten uzak, aptalca bir düşüncenin ürünüdür.

Martin Seligman, iyimserlik tekniklerinin işe yaramadığı diğer alanlar olarak şunları söylüyor.

  • Geleceği çok da parlak olmayan kişilere danışmanlık yaparken başlangıçta iyimserliği kullanmayın.

Tartışma yaratacak bir düşünce bence. Bununla beraber ben, her zaman içi boş, ayakları yere basmayan, aşırı motivasyonun, tabiri caizse gaz vermenin çok tehlikeli olacağını düşünürüm. Aşırı coşkuya kaptırmak, insanın muhakeme gücünü yitirmesine neden olur bence.

Bir diğer alan ise şu;

  • “Başkalarının sıkıntılarına ortak olmak istiyorsanız da işe iyimserlikle başlamayın” diyor Martin Seligman. Önce güven ve anlayış oluşturun.

İşte bu düşünceye katılıyorum. Güya insanlara moral vermeye çalışan en yakın arkadaşlar, bütün iyimserlikle güzel olasılıkları sıralıyorlar belki ama önce karşıdaki kişinin ne yaşadığını anlamaya çalışmak o kadar doğru bir yaklaşım ki. Duygusunu anla, anladığını, anlamaya çalıştığını söyle, sonra neler olabilir iyimserlik penceresinden alternatifleri araştırmaya bak.

Ya doğuştan iyimsersiniz ya da iyimserliği öğrenme yolundasınız. Hep söylediğim bir şey var. İyimserlik, gerçeklik içerir. Martin Seligman’ın da örneklediği bu alanlarda iyimserlik penceresinden bakarken gerçeklik filtremizi biraz daha büyütmeye ihtiyaç var. Verileri gör ve seçenekleri her açıdan değerlendir.

Riskin çok yoksa iyimserlik her zaman kazandırır. O kendini tuttuğun, aramadığın telefonu aç mesela. En kötü ne olur, ret edilirsin. Sonra ne olur, nasıl ikna edeceğini öğrenirsin belki. Dolayısıyla hayatın çoğu sonunda ölüm olmayan gereksiz bir sürü çaresizlik engellemeleriyle dolu. İşte böyle durumlarda gerçekten iyimserlik penceresinden bakmak insana çok şey kazandırır. Risk çoksa iyimserlik penceresinin önündeki gerçeklik filtresini biraz daha büyütürsünüz, olur biter.

Sağlıklı günler dilerim.

 

İlginizi çekebilir: Çareler çaresiz, imkanlar imkansız mı: Öğrenilmiş çaresizlikleri dönüştürmek mümkün

Fatma Yıldız: Merhaba, yetişkin eğitimi alanında lisans ve yüksek lisans okudum. ICF onaylı dünyanın en büyük koçluk okullarından Erickson International School’dan tüm koçluk eğitimlerimi ve NLP Practitioner ile NLP Master programlarını tamamladım. ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) PCC seviyesi usta koçlarından biriyim. Şu an ağırlıkta yönetici ve takım koçluğu yapıyorum. Bununla beraber doğa ve yeni yerler görme tutkunu, çiçek, deniz, ağaç sevdalısı, hayvan dostu, kedi annesi ve yaşama coşkuyla bağlı biriyim. 2007-2008 yıllarında ağır bir kolon kanseri tedavisi gördüm. Sonrası hayatımın yeni bir dönemi başladı. Yaşam sanatını hakkıyla icra etmeye çalışıyor, tüm bilgi, beceri ve deneyimlerimi birçok kanalla insanlara ulaştırmaya çalışıyorum. Stres Yönetimi, Resilience, Yaşamı Güzelleştirmek, Potansiyelini Keşfet konularında programlar yaparken, iş dünyasını iyileştirmek ve insan odaklı hale getirmek için çalışmalar yapıyorum. Benimle ilgili detay bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. https://www.fatmayildiz.com/hakkimda/

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp