X

İyimserlik her zaman işe yarar mı: İyimserlik penceresinden ne zaman bakalım, ne zaman bakmayalım?

Bir önceki yazımda; öğrenilmiş iyimserliğe yönelik bir yaklaşımdan bahsetmiştim ve aynen şöyle tamamlamıştım yazımı. Peki iyimserlik her zaman işe yarar mı? Yaramayacağı durumlar olabilir mi?  Ve hatta bu düşünce tarzınızın da hiç kullanılmaması gereken durumlar var mıdır? Biraz bu sorulara cevap arayalım.  

Kuşkusuz, iyimserlik kötümserliğe göre bizim için iyi bir şeydir. Sizi hiç desteklemeyen, işinize de yaramayan negatif genellemelerinizi ve kaygı uyandıran senaryolarınızı değiştirmenizi sağlar. Ama ya o senaryolardan biri gerçek olursa…

Size şöyle birkaç madde sıralamak istiyorum.

  • Ulaşmak istediğiniz sonuç her ne ise, riskli bir konu ya da risk düzeyi yüksek ise iyimserlik tekniklerini kullanmayın.

Bir örnek vermek istiyorum. Kanser tedavim sırasında birçok tamamlayıcı ve bana çok iyi gelen egzersizler ve uygulamalar denedim ve hatta bir ara şu düşünceye bile gelmiştim. Kendimi inanılmaz iyi hissediyordum ve ameliyat olmama gerek kalmadı bence diyordum. Planlanan ameliyat öncesi yapılan tüm tetkiklerimin iyi çıkacağına müthiş inanıyor ve ameliyatımı iptal edeceklerini sanıyordum. Öyle olmadı, ameliyata karar verildi. Burada somut, gerçek veriler var. Bu verileri görmezden gelerek ben gayet iyiyim diye kendimi iyimserlik penceresinden bakan biri olarak atletsem, belki de şu an da aranızda olmayacaktım. Verileri okumak ve iyimser bakış açısını seçmek.

Mesela şu; “evet çok iyi bir ameliyatla bu kötü hücrelerden kurtuluyorum o halde” diyebilmek.

Bir pilotun, hava durumundan kaynaklı uçuş izni verilemediği bir durumda “bize bir şey olmaz” diye uçuşa geçmesi akıl almaz bir davranış olur.  Bu davranış şekli de iyimserlikten uzak, aptalca bir düşüncenin ürünüdür.

Martin Seligman, iyimserlik tekniklerinin işe yaramadığı diğer alanlar olarak şunları söylüyor.

  • Geleceği çok da parlak olmayan kişilere danışmanlık yaparken başlangıçta iyimserliği kullanmayın.

Tartışma yaratacak bir düşünce bence. Bununla beraber ben, her zaman içi boş, ayakları yere basmayan, aşırı motivasyonun, tabiri caizse gaz vermenin çok tehlikeli olacağını düşünürüm. Aşırı coşkuya kaptırmak, insanın muhakeme gücünü yitirmesine neden olur bence.

Bir diğer alan ise şu;

  • “Başkalarının sıkıntılarına ortak olmak istiyorsanız da işe iyimserlikle başlamayın” diyor Martin Seligman. Önce güven ve anlayış oluşturun.

İşte bu düşünceye katılıyorum. Güya insanlara moral vermeye çalışan en yakın arkadaşlar, bütün iyimserlikle güzel olasılıkları sıralıyorlar belki ama önce karşıdaki kişinin ne yaşadığını anlamaya çalışmak o kadar doğru bir yaklaşım ki. Duygusunu anla, anladığını, anlamaya çalıştığını söyle, sonra neler olabilir iyimserlik penceresinden alternatifleri araştırmaya bak.

Ya doğuştan iyimsersiniz ya da iyimserliği öğrenme yolundasınız. Hep söylediğim bir şey var. İyimserlik, gerçeklik içerir. Martin Seligman’ın da örneklediği bu alanlarda iyimserlik penceresinden bakarken gerçeklik filtremizi biraz daha büyütmeye ihtiyaç var. Verileri gör ve seçenekleri her açıdan değerlendir.

Riskin çok yoksa iyimserlik her zaman kazandırır. O kendini tuttuğun, aramadığın telefonu aç mesela. En kötü ne olur, ret edilirsin. Sonra ne olur, nasıl ikna edeceğini öğrenirsin belki. Dolayısıyla hayatın çoğu sonunda ölüm olmayan gereksiz bir sürü çaresizlik engellemeleriyle dolu. İşte böyle durumlarda gerçekten iyimserlik penceresinden bakmak insana çok şey kazandırır. Risk çoksa iyimserlik penceresinin önündeki gerçeklik filtresini biraz daha büyütürsünüz, olur biter.

Sağlıklı günler dilerim.

 

İlginizi çekebilir: Çareler çaresiz, imkanlar imkansız mı: Öğrenilmiş çaresizlikleri dönüştürmek mümkün

Fatma Yıldız: Merhaba, yetişkin eğitimi alanında lisans ve yüksek lisans okudum. ICF onaylı dünyanın en büyük koçluk okullarından Erickson International School’dan tüm koçluk eğitimlerimi ve NLP Practitioner ile NLP Master programlarını tamamladım. ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) PCC seviyesi usta koçlarından biriyim. Şu an ağırlıkta yönetici ve takım koçluğu yapıyorum. Bununla beraber doğa ve yeni yerler görme tutkunu, çiçek, deniz, ağaç sevdalısı, hayvan dostu, kedi annesi ve yaşama coşkuyla bağlı biriyim. 2007-2008 yıllarında ağır bir kolon kanseri tedavisi gördüm. Sonrası hayatımın yeni bir dönemi başladı. Yaşam sanatını hakkıyla icra etmeye çalışıyor, tüm bilgi, beceri ve deneyimlerimi birçok kanalla insanlara ulaştırmaya çalışıyorum. Stres Yönetimi, Resilience, Yaşamı Güzelleştirmek, Potansiyelini Keşfet konularında programlar yaparken, iş dünyasını iyileştirmek ve insan odaklı hale getirmek için çalışmalar yapıyorum. Benimle ilgili detay bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. https://www.fatmayildiz.com/hakkimda/

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale