X

İyimserlik: Başarıya açılan kapının altın anahtarı

Pek çoğumuz hayatta kontrol edemeyeceğimiz şeyler olduğu fikrine kendimizi zaman zaman fazla kaptırıp yaşadıklarımızın ve hissettiklerimizin sorumluluğunu kendimizden çok çevresel faktörlere yükleme eğilimindeyiz. Hayatın kontrolümüz dışında gelişen olaylarının bir bütünü olduğunu düşünürsek, aslında olan biten her şeyin kontrolümüzün ötesinde olduğu inancı pek de yanlış bir bakış açısının sonucu değil.

Peki, başarısızlıklar karşısında mutsuz hissetmemizin, olası riskler karşısında çaresiz hissederek korkuyor oluşumuzun, geleceğin belirsiz olmasının getirdiği endişenin tek kaynağı gerçekten kontrol edemediğimiz olaylar mı? Yaşamın getirdiği acı ya da tatlı tüm durumlar karşısında hissettiklerimiz üzerinde kişisel sorumluluğumuzun hiç etkisi yok mu?

Geliştirilebilir bir yaşam becerisi olarak iyimserlik

Sıradan bir gününüzü düşündüğünüzde arkadaşınızla bir buluşma planlamak, en sevdiğiniz restoranda harika bir akşam yemeği yemek, canlandırıcı bir müzikle dans etmek gibi tamamen sizin seçiminize kalmış pek çok durumu hayatınıza bilerek ve isteyerek dahil ediyorsunuz. Tüm bu seçimleri en mükemmel halleriyle deneyimlemek ve iyimser bir bakış açısıyla kucak açmak da yine sadece sizin seçiminiz.

Yaşamda karşınıza çıkan tüm durumların bakış açınıza göre şekillendiğini, yani durumlarla algınız arasında geri bildirim döngüleri yaratarak o durumu nasıl deneyimleyeceğinizi, üzerinizde nasıl bir etkisinin olacağını siz belirliyorsunuz.

Hayatta kalma mekanizmamızın doğal ve otomatik bir sonucu olarak yaşanan olaylar karşısında mümkün olabilen en olumsuz yorumlamaları yaparak olası riskleri azaltma eğiliminde olduğumuz tartışmasız bir gerçek. Dolayısıyla duygusal ve davranışsal tepkilerimizin olumsuz olması da…

Olumsuz bakış açısının iyimserliğe engel olmasının sebebi de aslında tamamen bundan kaynaklanıyor: Kötümserlik doğuştan gelen, hali hazırda algı repertuarımızda olan bir tutumken; genetik olarak bize daha yabancı olan iyimser bakış açısını geliştirebilmek zaman, efor ve kararlılık gerektiriyor.

İlginizi çekebilir: Gerçekçi iyimserlik: Negatifin farkında olup pozitife odaklanma sanatı

Seçme özgürlüğünün ve özgür iradenin gücü

Yaşamın bize sunduğu durumları kendimizin ve deneyimlerimizin farkında olarak karşılamak, öngöremeyeceğiniz kadar çok pozitif getirisi olan bir tutum. Hümanistik Psikoloji’nin kurucularından Alfred Adler’in de teorisinin merkezinde yer alan, insan olarak sahip olmak istediğimiz fikir ve deneyimlere karar verme ve seçme özgürlüğümüz; gerçek bir mutluluğun, yüksek yaşam tatmininin ve dolayısıyla da iyimser bir bakış açısının en önemli kaynağı.

Psikoloji alanında bir başka tanınmış isim olan, psikolog ve yazar Martin Seligman da iyimserliğin insan doğasının vazgeçilmez bir parçası olan yorumlama becerisinde saklı olduğunu ve nasıl hissettiğimizin yaşanan olayın ‘ne’ olduğundan çok bizim onu ‘nasıl’ algıladığımız ve kendimize nasıl açıkladığımızla bağlantısı olduğunu söylüyor.

Seligman’a göre iyimserlik, kendimize daha fazla soru sorarak ve olaylar karşısında otomatik olarak olumsuz duygusal tepkiler vermektense, hislerimizi farkındalıkla gözden geçirerek ve farklı bir açıdan yorumlayarak geliştirebileceğimiz bir beceri.

İlginizi çekebilir: Özgür irade mi, kader mi?

Hayaller + Gerçekler + Kararlılık + İyimserlik = Başarı

Adına çok satanlar listelerinden aşina olduğumuz, dünyanın en büyük risk fonu yönetimi firmalarından birinin kurucusu olan Ray Dailo, Principles adlı kitabında kendi ilham verici yaşam öyküsünü ve prensip olarak hayatına dahil ettiği değerleri başarısının en önemli kaynakları olarak nitelendiriyor.

Ray Dailo, kitabında başarının formülünü hayallerin, yaşamın sunduğu gerçeklerin ve kararlılığın bir birleşimi olarak kurguluyor. Dailo’nun başarı formülasyonu, her zaman olmasa da çoğu zaman başarıya ulaşma konusunda titizlikle oluşturulmuş ve ustalıkla yapılandırılmış bir denklem. Bu denkleme iyimserlik öğesini dahil ettiğinizdeyse, formülün başarıya ulaşma şansı ‘bazen’den ‘her zaman’a yükseliyor. Nasıl mı?

Hayallerinin peşinden giden, gerçeklerin ve sahip olduğu olanakların farkında, kararlı ve iyimser biri olduğunuzda başarı, efor harcayarak elde etmek zorunda olduğunuz bir şey değil, attığınız her adımın kaçınılmaz bir sonucu olarak hayatınızda var oluyor.

İyimser bir bakış açısını gayret ve çaba gerektiren, sonradan kazanılan bir beceri olarak değerlendirdiğimizde iyimserlik aslında pozitif olmaktan çok kararlı ve istekli olmakla ilişkili. Zor durumlar karşısında kolayca pes etmek ya da uzaklaşmaya çalışmaktansa, olumsuz yaşam olaylarıyla nasıl başa çıkabileceğimize dair planlar yapmak, çevremizdeki kişilerin tavsiyelerini dinlemek ve çözüme odaklanmak iyimser bir bakış açısına sahip olmak için geliştirmemiz gereken en önemli becerilerden. 

İlginizi çekebilir: Başarılı olmak için 10 maddelik “yapılmayacaklar listesi”

Kaynaklar: Thrive Global, Adlerian Theory: An Introduction by Eva Dreikurs.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale