X

İyilik tesadüfe bırakılmaz: İyilik öylesine gelen bir şey değil, bilinç ile mümkündür

Hayır, zavallı, korunmaya muhtaç hayvanları öldürmediler, onlar zavallı değiller!
Kendi zavallı, baş edemedikleri, eğitemedikleri hayvanlıklarına vurdular, vurdular.
Yine de öldüremediler.
Öldüremezler…
Çünkü o “hayvanlık” ancak sevgiyle eğitilerek ölür.
Ve bu “hayvanlık” öldürdükçe çoğalır.

Buradaki konu, hayvanların öldürülmesi değil, “varlık bilinci”nin olmaması.
Hayvan, insan, bitki diye ayırdığımız, etiketlediğimiz “türlerin”, eşit haklara sahip varlıklar olduğuna dair bilincin oturmamış olması, ki evrim yavaş işliyor bizim gibi kısa ömürlü varlıklar için.

Günün sonunda, hala insanın insanı, cinsiyetlerin birbirini öldürdüğü ve bunu çok geniş mecralarda haklı sebeplere, sonradan konulmuş kurallara bağlayarak vicdansal rahatlığa erişmeye olanak sağlayan “kültür”, tür farkını da kendi vicdani rahatlığı için kullanacak ve doğal görecektir.

Ağaçları kesmeyi doğal, namustan kadınları öldürmeyi doğal, sinirinden hayvanları öldürmeyi doğal, alacağı için, hırsı için erkekleri öldürmeyi doğal, inançları için toplumları yok etmeyi doğal, deneyler için hayvan, insan öldürmeyi doğal görecektir…

Vicdanlarını rahatlattıkları ve “Böyle öğrendik” kisvesi altında yapılan her şeyi normlara uygun bulup üzerinde düşünme gereği bile duymayan bir “sürü” kendi hayvanlığını görmezden gelmek için diğer varlıkların üzerinden kimliklerini büyütüyorlar.
Kendi başa çıkamadıkları duyguları, kıskançlıkları, nefretleri, tahammülsüzlükleri, yorgunlukları, aidiyetsizlikleri ile başedemeyip, karşısındakilerin yaşamlarını kontrol etmeye, onları düzeltmeye çalışıyorlar. İçlerindeki karanlığı, yansıttıklarını yok ederek, ezerek, ona karşı galip gelerek bir nebze de olsa rahatlıyorlar.

Bizler, insan ırkı olarak kuralları koyan, o kuralları başımıza “tanrı” yapan, sonra yaşamı bu “tanrısal sözler” ile yönetenler olarak bu tutulmuşluğa “kültür”, “medeniyet”, “ilerleme” diyoruz.
Ve bu kuralları koyarken sadece bizim türümüz yaşıyormuş, bu gezegendeki tek canlı bizlermişiz gibi davranıyoruz.

Evrensel ahlak, var olmuş her varlığı, varlıkların yarattıklarını da kapsar!
Önce beraber yaşadığımız canlılar ile iletişimde olmayı, onların dilini öğrenmeyi, saygı göstermeyi öğrenmemiz ve koyduğumuz o “tanrısal” kuralları “bizlerden başka varlıklarla paylaştığımızı unutmamak için” güncellemeliyiz.

Bir insanı öldürmek, bir hayvanı öldürmek, bir bitkiyi öldürmek arasındaki farkı tekrar düşünmeliyiz.

Her ruh kendini değişik formlarda, değişik bilinç seviyelerinde deneyimliyor. Ve her varlık, kendi gerçekliğini dünyaya yansıtıyor.
Bizler gördüğümüz katliamlar, fenalıklar karşısında “sesimizi daha yüksek çıkarmayı” değil, kendi projeksiyonumuzu iyi izleyip yine “kendi içimizdeki hayvanı” sevgiyle büyütmeyi öğrenmeliyiz. Her gün, her an, her yerde.
Karşımızda gördüğümüz hiddetli, vicdanını dinlemekten yoksun kişiler de bizim projeksiyonumuz, evet.
Ve evet, onları da sevgiyle büyütmeyi öğrenmek durumundayız.

Başka hiçbir şey “gölgesiz” bir şekilde şifa olamaz bu yaraya.

Savaştığımız şey “sonuçlar” olduğu sürece her çabamız bir yorgunluk ve başarısızlık hissi ile bizi boğmaya devam eder. Sonuçtan çekirdeğe dönerse odağımız, bir şeyler değişebilir.

Türümüzün bilinç seviyesini yükseltmek için artık dogma inançlardan çıkıp evrensel ahlakın uygulayıcıları olarak yaşamdaki varlığımızı sürdürmeliyiz.

Çocuklar, hayvanlar, bitkiler hassas karnımız olduğu için evrensel işleyişi, tekamül sürecini ve her bilincin kendi gerçekliğindeki anlayışını gözden kaçırıyoruz.

Bir sürü çirkin şey oluyor. Her gün!
Hepsiyle kavga edemez ya da hepsini görmezden gelemeyiz.
Sakince, bıkmadan, usanmadan, sevgiyi bırakmadan, tek tek, sabırla büyütmeliyiz.

Hepimiz, bir alt sınıfın öğretmenleri, örnekleriyiz.
Hangimiz sadece tenkitler, öğütler ile öğrendik?
Hepimiz izleyerek, yaşayarak, rol modelleri gözlemleyerek öğrendik.
Diğerleri de öyle yapacak. İzleyerek öğrenecek…

Daha çok iyi insan, daha çok insanı iyiliğe katacak. Sadece olarak, olduğu kişi olarak.
Ve iyilik içten, öylesine gelen bir şey değil, bilinç ile mümkün olan bir şeydir. Seçim yapabilen, yaptığı seçimlerin ardında durabilen insanlar ile mümkündür.
İyiliği tesadüfe bırakamayız.

Benim için işçilik budur, ışık işçiliği budur.

Yoksa hepimiz yıldız tozu, hepimiz Sirius’tan, hepimiz Atlantis’ten… Romantizmi çok güzel olsa da gerçekliğe hizmeti olmayan kimliklerimizden de sıyrılıp, kollarımızı dürüstlükle, gerçeklik ile sıvamanın vaktidir.

İlginizi çekebilir: Evrenin postacılarına kulak vermek: İşaretleri fark edebiliyor musunuz?

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale