X

İyileşme öyküleri: Sınıfın en uzun kızı

Pazar akşamüstü, temizlik yapmaya giriştiğimi çoktan unutmuş bir halde, çocukluk fotoğraflarıma bakarken buluyorum kendimi. Çalışma odamda, bağdaş kurmuş, yerde oturuyorum. Fotoğraflar önümde serili. Pencerede beliren güneş Matisse’in limonlarının renginde. Ve ben yeniden o küçük kız gibi hissediyorum birdenbire.

Bir fotoğraf tutuyorum ellerimin arasında. Okul bahçesi, yaz başı, ilkokul müsameresi. Yıl 1992, belki. Pembe tütüler içinde bir grup küçük kız. Tavşan kulakları takmışlar kulaklarına. Bale yapıyorlar bahçede, onları gururla ve azıcık da bıkkınlıkla izleyen velilerin önünde, parlak güneşin altında, mutlulukla.

Ben de oradayım ama gülümsemiyorum. Gülümsemeyen bir tek ben varım. Çünkü her zamanki gibi en arkadayım. Boyum uzun olduğu için en arkaya atılmışım. Boyum uzun olduğu için hep en arkaya atılırdım. Nefret ederdim bundan, çok utanırdım. Ben kendimi bildim bileli sınıfın en uzun kızıydım.

Fotoğrafa baktıkça buruk bir gülümseme beliriyor yüzümde. O küçük kıza şefkatle bakıyorum ve onun yaralarını sarmak için her şeyi yapabileceğimi hissediyorum. Ama zamanı geriye alamam. Onun ellerini tutamam, her şeyin yoluna gireceğini söyleyemem ona. Artık çok geç bunun için. Yapabileceğim bir şey var yine de. Hemen şimdi, kendi hikâyemi sahiplenmeyi öğretebilirim kendime.

Gözlerimi kapıyorum ve gün ışığı yüzümü ısıtırken, her şeyi hatırlıyorum. Evet, çocukken sınıfın en uzun kızı olmaktan dolayı çok utanırdım ben. Üstelik, oğlanların çoğundan da uzundum. Hatta belki de hepsinden. Şey, sanırım hepsinden…

Dünyanın sonu demekti bu. Aşık olduğum oğlanlar hep omzuma gelirlerdi ve asla konuşmazlardı benimle. Benden nefret ettiklerini bilirdim, çünkü diğer kızların saçlarını çekerlerken, benimkini hiç çekmezlerdi. Ya da belki de uzun boylu olduğum için korkuyorlardı benden.

Sınıfta da istemeye istemeye en arkada otururdum. Önde oturmak, dersi en önden dinlemek isterdim ama o lüks başka kızlara aitti. Minyon kızlara. Ufak tefek kızlara. Orta boylu kızlara. Ama asla uzun boylu kızlara değil. Aslında düşündüğümde, belki de bütün dünya bu kızlara aitti. Ben olsa olsa bir figürandım onların arasında.

İşte, böyle öğrendim kambur durmayı. Boyumu küçültmek için iki büklüm oturmayı, iki büklüm yürümeyi. Böyle öğrendim kendimi küçültmeyi. Ve uzun boylu olmanın güzel bir şey olabileceği, benden daha uzun boylu bir kızla tanıştığım o sihirli ve tuhaf güne kadar aklımdan bile geçmedi.

Bir gün sınıfa yeni bir öğrenci geldi. Bu kız benden en az bir karış daha uzundu ama gariptir ki, bunu hiç dert etmiyor gibiydi. Hatta uzun boylu olmakla gurur duyuyor gibi bir hali vardı. Çenesi daima yukarıda, saçları da inadına kabarıktı. Ayağa kalktığında herkese tepeden bakarken pek havalıydı kısacası.

Artık sınıfın en uzun kızı değildim. Artık sınıfın en uzun kızı oydu. Ve buna bayılıyordu!

Şaşkınlıktan küçük dilimi yutmuştum onun bu tavırlarını gördüğümde. Ve beni daha da şok eden şey, diğer çocukların ona duydukları hayranlıktı. Daha ilk günden onun etrafında çember olmuşlardı. Onu çok seviyorlardı.

Ona gelince… O, benim aksime, asla kendini gizlemiyordu diğer çocukların yanında. Uzun boylu olmayı sahipleniyor, başka biri olmaya çalışmıyordu. Bense ilk kez böyle bir şeye tanık oluyordum hayatımda. Kimse başkalarının yanında kendim olabileceğimi söylememişti daha önce bana.

Uzaktan onu izlerdim bazen. Derin bir pişmanlık duyardım onca zaman kendimden utandığım için. Uzun boylu olmanın aslında fena bir şey olmadığını fark ederdim sonra. Ve kendi hikâyeme sahip çıkarsam, kendimi olduğum gibi kabul edersem, başkalarının da eninde sonunda buna saygı göstereceklerini.

Gözlerimi açıyorum yavaşça. Fotoğrafa bakıyorum yeniden; o üzgün, tavşan kulaklı, tütülü kıza. Ona kendisi olmaktan asla utanmamasını söylerdim elimde olsa. Kendini asla başkalarından gizlememesini. Farklı olmanın kötü bir şey olmadığını. Kendine verebileceği en güzel hediyenin kendi hikâyesine sahip çıkmak olduğunu…

Fotoğrafı yavaşça albüme geri yerleştiriyorum. Sonra albümün kapağını kapatıyorum ve onu dolaba koyuyorum. Bugünlük bu kadar zaman yolculuğu yeter. Geçmişe ışınlanmak istemiyorum artık. Bakmayacağım bu fotoğraflara uzun bir süre. Hem temizlik de yapmam gerek hava kararmadan, işe koyulmalıyım o yüzden bir an önce.

Ve şimdi, uzun boylu olmaktan bambaşka sorunlarla uğraştığım bu günlerde, bu sorunların kökeninde yine o aynı kendini gizleme halinin yattığını fark ederek, aynı şeyi kendime söylüyorum usulca: “Kendin olmaktan asla utanma!”

İlginizi çekebilir: İyileşme öyküleri: Sonunda buldum seni

Zeynep Alpaslan: Zeynep Alpaslan 1983’te İstanbul’da doğdu. Hem çocuklar hem yetişkinler için öykü, roman, şiir ve karikatür alanında eserler verdi. Tokyo (2018) isimli ilk çocuk romanı KYÖV Çocuk Edebiyatı ödülünü kazandı. Plüton Sakinleri isimli müzik grubu için şarkı sözleri yazdı. Resimleriyle karma sergilere katıldı. Zeynep kedileri Pogo ve Yoko ile birlikte İstanbul’da yaşıyor, boş zamanlarında resim yapıyor ve kendi çizgi romanlarını yazıp çiziyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale