X

İyileşme öyküleri: Kendi dünyamın kahramanı

Eskiden bir süper kahraman olmak isterdim. Kendi kendimle kıyasıya bir kahramanlık yarışı içindeydim. Çok büyük başarılar beklerdim kendimden. Maddi olarak altından kalkamayacağım iyiliklerde bulunurdum. Herkesin yardımına koşardım, benden yardım istemeyenlerin bile. Ve kendi mutluluğumu yitirme pahasına, kendimi mutsuz insanları mutlu etmeye adardım.

Ancak hayat bana hiçbir zaman gerçek bir süper kahraman olamayacağımı öğretti. Özel güçlerim yoktu, basit bir insandım ben. Hatta bir pelerinim bile yoktu! Hayır, dünyayı kurtaran bir kahraman olamayacaktım asla. Ama neyse ki, hepimiz gibi, ben de kendi dünyamın kahramanı olabilirdim.

İlk olarak, biraz yavaşlamam gerektiğini öğrendim hayattan. Her yere yetişmek, her şeyi aynı anda yapmak, herkesi memnun etmek, durmaksızın üretmek zorunda değildim. Bunları yapabiliyordum, böyle bir potansiyele sahiptim, ancak bunları yaparken hayatımı yaşamayı unutuyordum. Oysa bir görev değildi hayat. Tuhaf bir şölendi. Ve ben onun ellerimden kayıp gitmesine izin veriyordum.

Çılgınlar gibi çalışmaya karşı değilim aslında. Özellikle de tutku duyduğum konularda. Ama çalışırken akıl ve beden sağlığımı ihmal etmemem gerektiğini de biliyorum artık. Bu yüzden kendimi tüketene dek çalışmak yerine, gücüm hâlâ yerindeyken küçük molalar vermeyi tercih ediyorum. Hem sonrasında işe dönmek de öyle tatlı oluyor ki! Özlemek: Anahtar kelime bu. Sevdiğimiz şeyleri arada sırada biraz özlememiz gerekiyor.

İkinci olarak, çok sevdiğim bir şarkıda dendiği gibi, yağmurun sonsuza dek yağmayacağını öğretti hayat bana. Bütün üzüntülerimin geçici olduğunu ve kara bulutlar dağıldıktan sonra güneşin yeniden başını uzatıp bana gülümseyeceğini. Bu yüzden, güven içinde, gözlerim açık geçebiliyorum artık acıların içinden.

Hayır, kaçmıyorum artık acıdan. “Üzerine yağmur yağıyorsa, kollarını aç ve dans et!” diyorum kendime. Bunu söylediğimde, yağmur yağdığını da kabullenmiş oluyorum. Ve kabullenmenin pasif değil, kahramanca bir eylem olduğunu biliyorum.
Hayattan aldığım üçüncü büyük ders, küçük balık olmanın kötü bir şey olmadığı. Evet, biliyorum, büyük balıkların küçük balıkları yemeye çalıştığı, küçük balıkların ise büyüyebilmek için her şeyi göze aldıkları bir yer burası.

Kendi kendine üreten, seven, oyun oynayan, yaşayan bir varlık olmakta hiçbir sorun yok bence. Küçük olmak köpekbalıklarına yem olacağımız anlamına gelmek zorunda değil ve büyümek için yıkıcı bir hırsla çabalayıp durmanın kimseye faydası yok belki de. Bu yüzden, hayatımı kendi kendine yeten küçük, huzurlu bir balık olarak geçirmek istiyorum ben de.

Dördüncü ders, zarar vermemek. Yaşayan hiçbir şeye ve hiç kimseye. Kendi adına konuşamayanlar için sesimizi çıkarmak, sokak hayvanlarına yardım etmek ya da hiçbir fark yaratmayacağını düşündüğümüz o küçük iyilikleri yine de yaparak gerçekten de bir fark yaratabileceğimizi görmek. Bütün mesele bu… Eğer bunu kendi özel gücümüz haline getirebilirsek, bir süper kahraman olamasak bile, geceleri rahat uyuyacağımız kesin.

Büyük jestler gerekmiyor üstelik bunun için. Büyük paralar harcamak, boyumuzdan büyük işlere kalkışmak da gerekmiyor. Dünyaya iyilikle bakmak yeterli. Bunu bir kez yapınca, gerisi kendiliğinden geliyor.

Kendi dünyamın kahramanı olma yolunda aldığım beşinci ve belki de en büyük ders ise, herkesin kendinden sorumlu olduğu. Artık ne zaman kendimi yaralı bir insanı iyileştirmeye çalışırken bulsam şöyle soruyorum kendime: Aslında iyileştirmek istediğim kim? O iyileşmek istiyor mu? Ve onu gerçekten iyileştirebilir miyim?

Bir başkasına iyi gelmek kadar hiçbir şey iyi gelemez insana. Ancak şunu da biliyorum ki, kurtarılmak istemeyen birini kurtaramayız. İçinde bulunduğu bataklıkta konforu yerinde olan, asla değişmek istemeyen ve bunun için çabalamayan birini sırf öylesi bizim gözümüzde daha iyi diye değişmeye zorlayamayız. Bunun için harcayacağımız enerjiyi, ne bileyim, belki de, kendimize daha iyi bakmak için harcamalıyız.

Evet, dünyayı kurtaramayız belki ama kendi dünyamızın kahramanı olabiliriz. Bu da az şey değil. Hatta bana göre, mutluluğun anahtarı. Çünkü kendi dünyamızın kahramanı olduğumuzda, kendi masalımızı başkaları değil, bizzat kendimiz yazarız. Ve kendi masalımızı kendimiz yazdığımızda, çevremizdekilere de bunu yapmaları için ilham vermeye başlarız. Bu da azıcık da olsa daha mutlu bir toplum demektir. Yetmez mi?

İlginizi çekebilir: İyileşme öyküleri: Başarısız olmanın mutluluğu

Zeynep Alpaslan: Zeynep Alpaslan 1983’te İstanbul’da doğdu. Hem çocuklar hem yetişkinler için öykü, roman, şiir ve karikatür alanında eserler verdi. Tokyo (2018) isimli ilk çocuk romanı KYÖV Çocuk Edebiyatı ödülünü kazandı. Plüton Sakinleri isimli müzik grubu için şarkı sözleri yazdı. Resimleriyle karma sergilere katıldı. Zeynep kedileri Pogo ve Yoko ile birlikte İstanbul’da yaşıyor, boş zamanlarında resim yapıyor ve kendi çizgi romanlarını yazıp çiziyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale