X

İyileşme öyküleri: Kaktüs çiçekleri

Güzel şeylerin başkaları için var olduğunu sanırdım eskiden. Çiçek açmadıkça onları hak edemeyeceğimi. Çiçek açmak zorunda olduğumu sanırdım, etrafımdaki herkes kendini çiçeklerle donatmıştı çünkü. Bense dikenli bir kaktüstüm. Ve bilmezdim kaktüslerin de kendine göre bir güzelliği olduğunu.

Başkaları gibi çiçek açacağım günü sabırla beklerdim. Kendimi yapma çiçeklerle süsler, o gün gelene dek kimsenin çiçeklerimin sahte olduğunu fark etmeyeceğini umardım. Çiçek açamadığım için dünyaya küserdim.

Haksızlıktı bu. Dünya adil bir yer değildi. Oysa toprağımı hiç beslemez, onunla hiç ilgilenmezken, nasıl çiçek açabilirdim ki? Bunun tek sorumlusu bendim. Ama bunu da bilmezdim…

Bir gün çiçek açmakla ilgili şu tuhaf saplantımı bırakmaya karar verdim. Aslında kendiliğinden oldu bu. Dışarıya gösterebileceğim rengârenk, güzel çiçekler hayal etmeyi bıraktım. İçime döndüm ve dış dünyayı dışarıda bıraktım.

Artık kendimi göstermek istemiyordum. Kendimi tanımak istiyordum. Kendimi olduğum gibi görmek. Bunu daha önce hiç yapmamıştım ve derinlere indikçe nelerle karşılaşacağımı merak etmeye başlıyordum.

Köklerimi görmek istiyordum. Köklerime dokunmak. Toprağımla ilgilenmek. Onu sulamak, beslemek, minerallerle ve küçük taşlarla zenginleştirmek. Böyle de yaptım ama kimse hiçbir zaman bilmedi bunu. Derinlerde gördüğüm her şeyi çok sevdim ve sonunda onları haykırmak yerine kendime sakladım.

Güzel şeylerin başkaları için var olduğunu düşünmüyordum artık. Ben de herkes kadar hak ediyordum onları. Kendime seyahatler, plaklar, sanat kitapları, küpeler, seramik kursları, dans dersleri ısmarladım. Bunlar bana katıksız mutluluk ve haz verdi. Bunu daha önce kendimden esirgediğim için kendime kızdım.

Bütün bunların sonucunda dikenlerimin düşeceğini filan düşünürdüm ama öyle de olmadı. Bütün bunların sonunda köklerim daha da güçlendi, ben toprağıma daha sıkı tutundum, dikenlerim daha da büyüdü ve sonunda, hiç beklemediğim bir anda, yıldız biçiminde iri, pembe bir çiçek açtım.

Frida Kahlo’nun saçlarına taktığı çiçeklere benziyordu çiçeğim. Emily Dickinson’ın uğruna şiirler yazdığı çiçeklere benziyordu. Joni Mitchell’in kırlarda gitar çalarken kokladığı çiçeklere. Virginia Woolf’un küçük porselen vazolarına doldurduğu çiçeklere. Beni ben yapan tüm kadınların gözlerindeki o sınırsız şefkate. Çiçeğim aynı maddeden yapılmıştı onların şefkatiyle.

Ben onu kendime duyduğum şefkatten yapmıştım. Hiç bilmeden, hiç beklemeden, hiç planlamadan yaratmıştım onu. Artık benim de güzel bir şeyim vardı. Ben de onlar gibiydim artık. Başkaları gibi. Ne var ki, çiçeğim sadece bir gün yaşadı.

Solduğunda üzüleceğimi, gözyaşı dökeceğimi sanırdım ama öyle olmadı. Çünkü artık güzel şeylerin zaman aldığını biliyordum. Şefkat ve sabır istiyordu güzel şeyler. Çiçek açmak istiyorsam, bunu kendi tarzımda, kendi hızımda, kendi yolumla, ben yapmalıydım. Bir başkası bunu veremezdi bana. Ve ben başkaları gibi olmayacaktım asla.

Dünyanın adil bir yer olmadığı hakkındaki düşüncem değişmedi hiç. Dünyanın adil bir yer olmadığını biliyorum. Başkaları her mevsim çiçek açarken yılda bir gün açan pembe bir çiçek vermenin ne demek olduğunu.

Ancak bir ağaç değilim ben. Bir kaktüsüm. Gücümü renklerimden değil dikenlerimden, köklerimden, gövdemden alıyorum. Ve uzun uğraşlar sonucunda yılda bir gün çiçek açabildiğimde ise kendimi şanslı sayıyorum.

Çünkü bu renksiz dünyada, mutsuzluğa teslim olmak böylesine kolay ve çekiciyken, her seferinde şefkati seçmekte inat etmek kadar cesaret isteyen başka hiçbir şey bilmiyorum.

İlginizi çekebilir: İyileşme öyküleri: Kalbimdeki çatlaklar

Zeynep Alpaslan: Zeynep Alpaslan 1983’te İstanbul’da doğdu. Hem çocuklar hem yetişkinler için öykü, roman, şiir ve karikatür alanında eserler verdi. Tokyo (2018) isimli ilk çocuk romanı KYÖV Çocuk Edebiyatı ödülünü kazandı. Plüton Sakinleri isimli müzik grubu için şarkı sözleri yazdı. Resimleriyle karma sergilere katıldı. Zeynep kedileri Pogo ve Yoko ile birlikte İstanbul’da yaşıyor, boş zamanlarında resim yapıyor ve kendi çizgi romanlarını yazıp çiziyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 



İlgili Makale