X

İyileşme öyküleri: Güneşli sabahlar

Çin yemeği kutularını seviyorum. Geceden kalan kutuları üst üste dizerek küçük kuleler inşa etmeyi…
Çay poşetini sıcak suyun içine batırmayı seviyorum. Ve suyun yavaş yavaş renk değiştirmesini izlemeyi…
Sevgilimi uyurken seyretmeyi seviyorum. Sakin yüzünü ve gün ışığının kızıla boyadığı kirpiklerini…
Ve güneş doğarken müzik dinlemeyi seviyorum. Chopin’i, Schubert’i ve Billie Holiday’i.

Kaçırdığım bütün güneşli sabahları düşünüyorum bazen. Depresyonun karanlık, yumuşak kucağında uyuyarak geçirdiğim o iki seneyi. Bazen özlüyorum. Bu normal mi? Bilmiyorum ama duygularımdan utanmaktan yoruldum. Evet, depresyonumu özlüyorum bazen, bunu kabul ediyorum. Sorumluluklarımdan kaçtığım, hiçbir şey yapmadığım o tembel günleri özlüyorum. Ama sadece yorgun olduğumda. Ve sadece bazen.

Çin yemeği kutuları yoktu o zamanlar. Güzel kokulu çaylar yoktu. Bir sevgilim yoktu, olacağına da inanmıyordum hiçbir zaman. Ve güneş doğarken dinlenen piyano müzikleri de yoktu. Sadece karanlık vardı. Sadece o kadifemsi yumuşaklık. Beni içine çeker, gitmeme izin vermez, kulağıma aldatıcı sevgi sözcükleri fısıldardı.

Karanlıkta elimde bir fincan soğuk kahveyle koltukta oturur, günün birinde yeniden mutlu olabilecek miyim diye merak ederdim. Depresyonun sonsuza dek süreceğine inanırdım. Kimsenin bana yardım edemeyeceğine. Dahası, kimsenin yardımını da istemezdim. Sıkışıp kaldığım o mutsuz yerden tuhaf bir biçimde memnundum.

Gerçeklerden kaçıyordum aslında. Yaptığım şey buydu tam olarak. Gündelik hayattan, ailemden, arkadaşlarımdan, yazmaktan. Bir işim yoktu. Bir amacım, bir hobim, bir planım, tutkulu olduğum herhangi bir şey, sevdiğim herhangi bir insan… Hiçbir şeyim yoktu. Bütün günlerim birbirinin aynıydı. Nihayet yaşamamanın bir yolunu bulmuştum. Bu azar azar ölmekti. Tam ihtiyacım olan şeydi.

Bir gün hazır çorba yaparken kendi mutsuzluğuma öylesine dalmıştım ki, evi yakacaktım neredeyse. İşte o zaman bu işte tek başıma olduğumun farkına vardım. Ben istemedikçe kimse beni bu durumdan kurtaramazdı. Ertesi hafta, istemeye istemeye terapiye başladım.

“Acı çekmek zorunda değilsin” dedi terapistim bana. “Karanlık tarafa geçmişsin ama geri getireceğiz seni.” Öyle de yaptı. Beni karanlıktan çıkardı, bana hayatımın sorumluluğunu alabilmem için güç ve cesaret verdi. Bana gerçekten de acı çekmek zorunda olmadığımı gösterdi. Hayat zordu ama aynı zamanda da çok güzeldi.

Alabildiğim her türlü yardımı aldım. Yogaya başladım, meditasyon yaptım, podcast’ler dinledim, uzun yürüyüşlere çıktım ve bana iyi gelme ihtimali olan hiçbir şeye, o çok satan kişisel gelişim kitaplarına bile burun kıvırmadım. Hayır, hayır, Çin yemeği sipariş ettiğimde gelen o küçük şans kurabiyelerine bile. Asla burun kıvırmadım hiçbir şeye. Ve şans kurabiyemin içinden çıkan güzel, teşvik edici sözlere bütün kalbimle inandım. Çünkü inanmak zorundaydım.

Sonra bir anda küçük bir kedi gibi gelip teklifsizce kucağıma yerleşiverdi mutluluk. Güneşli sabahlar geri geldi ve ben mutluluğun varılacak bir yer değil, olsa olsa bu yolculukta karşıma çıkan bir duygu olduğunun farkına vardım. Ama artık biliyordum yağmurun sonsuza dek yağmayacağını ve eninde sonunda daima güneşin yeniden ortaya çıkacağını. Buna güvenmeyi öğrendim.

Adına mutluluk denen o küçük kedinin peşinden koşmamayı öğrendiğim gibi. Kendi haline bıraktım onu. Bıraktım, kendi gelsin…
Şimdi, bu sıradan, güneşli sabah saatinde, etrafım çok sevdiğim küçük şeylerle çevriliyken, küçük şeylerde bir parça sihir bulabilen biri olduğum için şanslı sayıyorum kendimi. “Buradayım” diyorum kendi kendime, birkaç kez üst üste. Ve gözlerimde kırlangıçlarla, paketini açıp ikiye bölüyorum dün geceden kalma şans kurabiyemi.

“Sadece sabret” diye yazıyor içinden çıkan küçük kâğıtta. “Hayal bile edemeyeceğin güzellikler bekliyor seni.”

İlginizi çekebilir: İyileşme öyküleri: Denizaslanları

Zeynep Alpaslan: Zeynep Alpaslan 1983’te İstanbul’da doğdu. Hem çocuklar hem yetişkinler için öykü, roman, şiir ve karikatür alanında eserler verdi. Tokyo (2018) isimli ilk çocuk romanı KYÖV Çocuk Edebiyatı ödülünü kazandı. Plüton Sakinleri isimli müzik grubu için şarkı sözleri yazdı. Resimleriyle karma sergilere katıldı. Zeynep kedileri Pogo ve Yoko ile birlikte İstanbul’da yaşıyor, boş zamanlarında resim yapıyor ve kendi çizgi romanlarını yazıp çiziyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale